2 | b u z m a v i s i.
Hayatımda ilk kez rüyamda duyduğum bir sesin üzerimdeki etkisi tüyler ürperticiydi. O soğuk fısıltı sanki yeniden ense kökümden başlayarak sırtıma doğru akmaya başlamıştı. Kulaklarım uğulduyordu ve o ses, zihnimin tüm köşelerine kendi izini bırakmıştı.
"Aymira, müşteri," Devam etmesine izin vermedim. Hızla arkamı döndüğümde gördüğüm neredeyse benim yaşlarımda, yirmilerinde oldukça yakışıklı bir genç adamdı. Pencere kenarındaki masada oturmuş, keskin bakışlarını üzerime dikmişti. Yüzü ürkütücü görünüyordu ve bunu düşünmeme sebebiyet veren şey ise yüz hatlarının fazla keskin ve bakışlarının da delici olmasıydı.
Kendime gelmeye çalışarak sertçe yutkundum ve tezgâhın üzerindeki kalemle kâğıdı alarak adamın olduğu masaya doğru yavaş adımlarla yaklaşmaya başladım. Gözlerini hâlâ üzerimden çekmemişti ve bu tedirgin hissetmeme sebep oluyordu.
Karşısında dikilip konuşacağı anı bekledim. Bu arada inatla ben de gözlerimi keskin bakan gözlerinden ayırmamıştım. Bir süre daha sessizce ifadesiz bakışlarıyla yüzüme bakmaya devam ettiğinde hafifçe öksürdüm ve, "Ne alırdınız?" diye sorarak bir an önce siparişi alıp geri döneceğim anı bekledim.
Adam cevap vermedi ve o sırada yan tarafdaki masadan az önce siparişini aldığım kızın yüksek sesi duyuldu.
"Hey sen, bir bardak su getir bana." Alt dudağımı ağzımın içine aldım ve derin bir nefes alarak gözlerimi sinirle kapattım. Cidden, o kız artık sinirlerimi bozmaya başlamıştı.
Gözlerimi açtığımda karşımdaki genç adamın dikkatle o kıza baktığını gördüm. Birkaç saniye sonra keskin bakışları beni buldu. "Herhângi bir sipariş verecek misiniz artık?" Müşteriye karşı kaba davranmamam konusunda müdürün yaptığı uyarı aklıma geldiğinde sıkıntılı yüz ifademi bozmadan ekledim.
"Diğer müşteriler bekliyor." Şu an Ecrin hângi cehennemdeydi bilmiyordum ama bu adamın neden sırf beni yanına çağırdığını da merak ediyordum. En azından şu kızı biri susturabilirdi.
Adam nihayet konuşmak için boğazını temizlediğinde, rahat bir nefes alarak ağırlığımı sol bacağımın üzerine vererek kalemle kâğıdı hazır bir konuma getirdim. Ama onun dudaklarının arasından çıkan tek kelime beni şaşkına uğratmıştı.
"Su." Bunu daha çok kendi kendine söylermiş gibi çıkmıştı sesi.
Sabahtan beri sadece bir bardak su için mi burada dikiliyordum ben? Derin bir nefes alarak adamın garip bakışlarını görmezden gelmeye çalıştım. Telâffuz ettiği içeceğin adının ne anlama geldiğini çözer gibi bir hâli vardı.
Saçmalık.
Siparişi not etme gereği duymadan hızla arkamı döndüm ve oradan uzaklaşmaya başladım. O sırada çalışanlardan biri olan Irmak'ın az önceki kıza bir bardak su götürdüğünü gördüm. Yanımdan geçerken attığı garip bakışlara düz bakışlarla cevap vermiştim.
Kabul ediyorum, adam fazla garipti.
"Su." Ecrin afalladı.
"Ne?"
"Yarım saattir orada dikiliyorum ve adam tam yarım saattir düşünmesine rağmen sadece bir bardak su siparişi verdi." Dişlerimin arasından öfkeli nefesimi dışarı verdim. "Daha ne tür insanlarla karşılaşacağımı bilmek bile istemiyorum."
Ecrin'e baktığımda yüzü düşünceli bir hâl almıştı.
"O çocuk senden etkilenmiş olabilir mi?" Dediğinde kaşlarımı çattım ve bir bardak suyu tezgâhın üzerine koyan Yağız'a çevirdim gözlerimi.
![](https://img.wattpad.com/cover/120784246-288-k198998.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUSURSUZ YANILSAMA
FantasíaAma ben bir uykudaydım. Uyanmam için ölmem gerekiyordu. Uyanmam için yok olmam, Parçalanmam gerekiyordu. Bir an sonra, uyanmayı seçtim. © Tüm hakları saklıdır! Kapak yapımı: blackkkrosee.