On Birinci Bölüm.

899 109 200
                                    

Hastahane köşesindeydim. Dün geceden beri burada, ölecek kişiyi bekliyordum. Hiç kimse ölmemişti.

Başladığım yere geri dönmüştüm sanki. Hiç uyuyamamıştım. Hatalı olan kişi ben miydim? Ne yaparsam yapayım geçmiyordu acım. Göz yaşlarım süzüldüğünde, elimle onları silme girişiminde bile bulunamadım.

Bu hastahanede, Sehun uyutmuştu beni. Uyuyamadığımı söylediğimde... Keşke annem ve babam yanımda olsalardı. Ağlayabileceğim tek bir omuz bile yoktu. Ne zaman zorlansam, yalnız kalsam kendimi yine ayağa kaldıran ben oluyordum.

Son zamanlarda, Sehun kaldırmıştı beni ayağa. Belki de bu yüzdendi şimdi böyle hücrelerimin her bir yanından kırılışım. Çünkü, kısa bir süre için bile olsa alışmıştım yanımda bir insan olmasına.

Şimdi ne yapacağımı düşünüyordum. Nasıl bir yol izlemeliydim, yeniden mutlu olabilmek için? Yalnızlığımı hissettiğim tüm iliklerimi, yerinden mi sökmeliydim?

 Boş adımlarla morg katından ilerlemeye başladım.

Belki de Lu Han haklıydı. Güçlerimi kullanmamalıydım... 30 saniye için birini görmek o kadar çok iyi gelseydi önce kendi ailemi diriltmez miydim? Gözlerimi silerek merdivenlerden yukarıya çıkmaya başladım.

İlerleyeceğim sırada Kris'i görmüştüm. Beni görünce yanıma adımladı.

'' Sehun sana söylemiş. ''

Başımla onu onaylamıştım.

'' Daha önce söyledikleri doğruydu... Annen ile ilgili olanlar yani. Sehun, size haksızlık yapıldığını düşünüyordu. ''

'' Evet, o kadar çok haksızlık yapıldığını düşünüyormuş ki yeniden bir deneye sokmak istiyor beni. Bu sefer de beni mi öldüreceksiniz? ''

Sesim, istemeden de olsa yüksek çıkmıştı. Kris şaşkın gözleriyle bana bakarken onu umursamadım ve koşar adımlarla evimin yolunu tuttum. 

-

Gecenin bir yarısı kapımın hızla çalınmasından gelenin Sehun olduğunu anlamıştım. Başka bir tanıdığım yoktu evimi bilen.

Aslına bakarsanız, başka bir tanıdığım da yoktu...

Üzerimdeki pijamaları elimle biraz düzelttikten sonra kapıya doğru adımladım. Kapıyı açmamla birlikte Sehun, üzerime yığılmıştı. Burnumu esir eden anason kokusundan, sarhoş olduğunu anlayabilmiştim. Onu yeniden doğrulttuktan sonra kapının dışarısına çıkardım.

'' Buraya gelme. ''

Kapıyı onun üzerine çarptım. Evet, vicdansız gibi davranıyordum. Evet, yaptığım yanlış bir şeydi ama dayanamıyordum.

Kendimi ondan uzak tutmaya çalışıyorken, bana yeniden yakın olmasını istemiyordum. Buna dayanamazdım.

'' Özüğrrr dileriğğğm. ''

Daha dün, bunun metaforunu yaptığımızı düşününce elim ayağım titremeye başlamıştı. Dış kapının arkasına çöktüm. Neden bilmiyorum, onu bu şekilde bırakmaya içim el vermiyordu. Yeniden göz yaşlarımı bıraktığım sırada bağırmaya başladım.

'' Keşke hep yalnız kalsaydım da çıkmasaydın karşıma. ''

Beni duymasını, anlamasını ve bir daha karşıma çıkmamasını deli gibi istiyordum.

'' Ö-öyle söylemeğ. ''

Ses tonunun derinliklerinde kaybolacak kadar aşık mıydım ona? Usulca ayağa kalktım ve kapıyı sonuna kadar açtım.

Sehun OC - 30 Saniye.  ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin