On Üçüncü Bölüm.

1.1K 115 379
                                    

Son zamanlardaki olaylar zihnimi ve bedenimi yorduğu için bugün kendime izin vermiştim.

Dün gece erken saate alarm kurduğum için erken uyanabilmiştim. Balkona doğru çıplak ayaklarımla adım atmıştım. Sabahın ilk esen rüzgarı yüzümü yalıyor ve beni serseme çeviriyordu. Gözlerim yeni yeni doğan güneşe kaydığında gülümsemeden edememiştim. 


İçeri girip üzerime rahat bir şeyler geçirdikten sonra hemen dışarıya doğru koşmuştum.

Arabanın içine yerleştikten sonra boş koltuğa çantamı bırakmıştım. Camları açtıktan sonra en sevdiğim melodiler arabamın içerisinde yankılanıyordu...

Saçlarım yüzüme değiyor, müzik kulağımda yankılanıyor, huzur tüm bedenimi ele geçiriyordu!

Nereye gideceğimi bile bilmediğim için çok özgür hissediyordum. Arabamın hızını arttırınca insanlar, sokaklar hızla kaymaya başlamıştı.

Telefonumun tanıdığım melodisi arabayı doldururken irkilmiştim. Sabahın erken saatlerinde beni merak eden biri olması şaşırtıcıydı. Arabayı bir köşeye ani bir frenle çektikten sonra çantama uzanıp telefonumu içinden almıştım. Üzerinde gördüğüm isim kalbimin ritmini değiştirirken derin nefes alma işlemini uygulamaya başlamıştım. Beni yine heyecanlandırıyordu... Her şeye rağmen beni yine kendine hayran bırakıyordu ve bütün bunların hepsi adil değildi. 

Hiç değildi.

'' Alo. ''

İster istemez sesim boğuk çıkmıştı. Beni görmesinden hoşlanmıyordum... Deneyler korkunç geçiyordu ve onun buna şahit olmasını istemiyordum.

'' Seni merak etmiştim. ''

Onun sesi de zorlama çıkmıştı. Evet, belki de benimle konuşmak için kendini suçlu ya da borçlu hissediyordu. O suçlu değildi sadece ben fazla aptaldım.

'' İyiyim. Tatil yapmaya gideceğim. ''

Bir öksürük sesi çıktığında, kıkırdamadan edememiştim. Sanırım bir içecek içiyordu ve püskürtme sesi gelmişti.

'' Ş-şey... Neredesin? Bir misafir alsan olmaz mı yanına? ''

'' Ah... Olur mu ki? ''

'' Olur olur. Yani bence... Sen istersen yani. Zorunlu değil... Gelmeyebilirim de. ''

Trafik kurallarını boşvererek arabayı döndürüp dönüş yoluna geçmiştim. Onunla gitmek istiyordum. Her şeyi unutmalıydım belki de.

Bana dokunuşunu, kandırmasını, sesini ve kokusunu...

O beni arkadaş olarak seviyor ve değer veriyordu. Eğer onun arkadaşı olarak kalabilirsem onu görme şansım olurdu. Ama hayır hislerimde ısrar edersem... Onu göremezdim. 

Çok fazla bencil olmamalıydım belki de.


-

Sehun'un evine ulaşabilmiştim. Geldiğimden beri korna çalıyordum!  Aşağıya inmemekte ısrarcı gibiydi.

Sehun'un apartmanına bir daha göz gezdirirken onun aşağıya indiğini görmüştüm sonunda. Siyah saçları rüzgarla savruluyor, üzerindeki rahat eşofmanlar onu çok sevimli gösteriyordu. Ona has bir özellik gibi duran ve  oldukça kusursuz görünmesini sağlayan sivri çenesi, büyüleyiciydi.


Gülümseyerek yan koltuğa oturup bana bakmıştı. 

'' Günaydın. ''

Sehun OC - 30 Saniye.  ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin