13. Bölüm: İhanetin Habercisi

29 4 2
                                    

Oliver Peg'i Niana'nın üniversitesinin oradaki ikinci bir kafeye götürmüştü, orası daha güzeldi. Ayrıca herkesin takıldığı kafeden biraz daha uzaktaydı yani arkadaşları onları rahatsız edemeyecekti. Bunun verdiği huzurla Oliver arkasına yaslandı. Siparişleri verdiler. Garson gittikten sonra Peg "Bence biz birbirimize çok yakışıyoruz" dedi birden.

Oliver hafif sırıttı, "Hmmm, öyle miymiş, benim niye haberim yok?" dedi Peg'i kızdırmaya çalışarak ama Peg fazla kızmamıştı çünkü Oliver bu sözleri söylerken çok tatlı ve masum duruyordu.

Peg devam etti: "Hem çok ortak yönümüz var."

Oliver "Neymiş onlar?" diye sordu.

O sırada siparişler geldi. Oliver bir yandan kahvesini yudumlarken bir yandan da Peg'i dinliyordu. Peg "İkimiz de aynı rengi seviyoruz, aynı dersi, aynı yemekleri, aynı oyunları... Ama en önemlisi ikimizin de birtakım yetenekleri var" dedi, o da Orlando gibi her şeyi anlatacaktı.

Oliver son cümleyi duyunca kahve boğazına kaçtı ve öksürmeye başladı. Peg paniklemişti, "İyi misin?" deyip sırtına vurdu çocuğun.

Peg görünenden daha güçlüydü, Oliver boğazına kaçan kahveyi mi düşünecekti, acıyan sırtını mı karar verememişti. Ama Peg'in cümleleri daha da ilgisini çekmişti, Peg'i geçiştirip "İyiyim, iyiyim. Birtakım yetenekler derken?" diye sordu.

Peg "Nia kimseye söylemeyin dedi ama sen yabancı değilsin" dedi, değildi dimi?

Oliver "Anlat" dedi ciddi bir ses tonuyla, sonra sesini biraz yumuşatıp düzeltti: "Yani.. eee devam et dinliyorum ben seni."

Peg 'anlat' kelimesini duyunca biraz ürkmüştü ama devam etti: " Siz nasıl özel çocuklarsanız, bazı yetenekleriniz varsa bizim de var. Mesela ben ışınlanabiliyorum, Olivia elektriği kontrol edebiliyor ve eşyaların içinden geçebiliyor; Nia hayvanlarla konuşuyor ve zihin okuyor; Dylan'ın gözleri, burnu, kulakları ve 6. hisleri bizimkinden daha gelişmiş; Emma ışığı kontrol edebiliyor ve görünmez olabiliyor; Bella ise toprağı kontrol edip kalkan yapabiliyor.
Oliver bu bilgileri hemen Bay ve Bayan Williams'a vermeliydi. Kalkmak için bir şey arıyormuş gibi ceplerine bakıp "Anahtarlarımı unutmuşum, hazır evde birileri varken gidip alayım, akşam kapıda kalmak istemem, hemen dönerim" dedi ve hızla kalkıp gitti.

Peg "Ta- tamam" dedi afallamış bir şekilde.

<<<<<O Sırada Olivia ve Orlando>>>>>

Olivia yolun kenarında Orlando'yu bekliyordu. Arkasından "Gelmişsin" dedi çekingen bir ses.

Olivia arkasına döndü ve Orlando ile göz göze geldi. Tek kaşını kaldırıp "İstemiyorsan gidebilirim" dedi.

Orlando'nun eli ayağına dolandı, belki de sadece tek bir hakkı vardı ve bunu da mahvetmek istemiyordu: "Hayır hayır, sadece gelmeyeceğini düşünmüştüm."

"Arkadaşlığımıza önem veriyorum."

Orlando tokat yemiş gibi sarsıldı, "A-arkadaş?" dedi kekeleyerek.

Olivia "Evet, arkadaş" dedi üstüne basa basa, niye bu kadar uzatıyordu ki, o da onu seviyordu. Ama garip kız işte, eğleniyordu da bir yandan.

Orlando daha fazla konuşmadı ve kafeye doğru yürümeye başladılar.

<<<<<Kötülerin Evinde>>>>>

BENNETTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin