Sagıma bakmamla bir oldu. Uzun boylu sarı saclı iri yapılı biri geliyordu bana doğru. " Selam topu tuttuðun için teþekkürler. " dedi gülümseyerek. Güldüðü anda yanaklarýndaki gamzeleri beni hayranlýkla bakýyordu doðrusu. Bende gülümseyerek karþýlýk verdim. Topunu aldý ve maçýna devam etmek için geri döndü. Arkasýndan hayranlýkla bakarken ne olduðunu anlamadan Ezgi bi çýðlýkla üstüme atladý. Heyecanla konuþmaya baþladý "Ada bu çocuk çok yakýþýklý, yýkýlýyor, , hele gamzeler ayrý bi güzellik bayýlýyorum galiba, " tut beni". Ezgi bu sözlerini söylerken ben ise ona sadece baka kalmakla yetindim. O sýrada ilk ders zili çaldý bile. "Hadi sýnýfa gidelim" dedim. Ezgiyle beraber çýkarken çocuðun bebek gibi yüzünü ve unutamýyordum gamzelerini düþünüyordum. Belediye çukuru gibiydiler. Sýnýfa gittik ve yerlerimize oturduk. Tanýdýk biri var mý die etrafa bakýndým. Ezgiyle lafa dalmýþtýk hocanýn gelmesini bekliyorduk. Sýnýfa en son birinin geldiðini fark ettiðim anda o çocuðun geldiðini fark ettik. Ezginin gözleri parlýyordu ve heyecanla bakýyordu. -öyle bakma dikkat çekiyorsun-diye uyardým Ezgiyi. Dalmýþtý sanýrým tepki vermedi. -EZGÝÝÝÝÝÝÝ-Dedikten sonra bana baktý ama hoca çoktan içeri girmiþti. Fýsýltýyla -Þu çocuða bu kadar dikkatli bakma- desem de beni dinlemedi.