Ay ışığı eski mahzenin içini doldurdu. Küf kokusu burun yakacak kadar yoğundu. Meşaleler artık sönmüş, taşların üzerini sarmaşıklar sarmıştı. Ateş böceklerinin sesleri duyuluyordu uzaktan, vızıltı gibi.
Dolunay yükselmişti gökyüzünde bu gece. Mükemmel bir pozisyonda duruyordu. Bir saat geçti, iki saat... Geceyi aydınlatan gümüşi ışık, mahzenin kalbine düştü, yılların biriktirdiği tozların altında kalan simgeyi aydınlattı. Ay ışığı, sembolün altı köşesinden uzayan çizgilere aktı. O anda bir gümbürtü koptu, taşlar hareket etmeye başladı. Kara mahzenin içi artık gümüşi ışıkla dolup taşıyordu. Ateş böcekleri sustu, kurtlar ulumayı kesti, yıldızlar nefeslerini tuttu.
Ağır betonların birbirine sürtünme sesi duyuldu. Altı "mezar" kapağı açıldı ve bir süre tek bir ses bile duyulmadı.
İlk uyanan Adelram oldu. Yattığı yerde doğruldu, soğuk betonu vücudunda hissetti. Derin bir nefes aldı ve çevresini inceledi. "Ay ışığı," diye düşündü. "Nefes alıyorum."
Hepsi teker teker uyandı. Önce mahzenin içerisini, sonra birbirlerini izlediler meraklı gözlerle.
"Neler oluyor?" dedi Badruddja.
"Zamanı geldi mi?" sordu, Charna.
Hiçbiri konuşmadı. Birbirlerine bakmaya devam ettiler. Fascienne'ın dudağı muzipçe yukarı kıvrıldı. Diğerleri de bunu görünce gülümsemeye başladılar. Gülümsemeler yerini kahkahalara bıraktı. Gelecek günleri düşünerek, geceye neşelerini haykırdılar, yankılandı kahkahaları.
☾
Yıldızlarla şarkı söyler
Dolunayda dans ederiz
Gece iş başında
Karanlık'a hizmet ederiz
Gece'nin Çocukları'yız biz
Gece'nin Çocukları'yız biz☾
Çıplak ayaklarında çimleri hissetmek hiç bu kadar güzel olmamıştı. İlk kez bu kadar canlı, ilk kez bu kadar hayatta hissettiler. Tamamen çıplak, rüzgarın, kıyafetsiz tenlerini sarmalasına izin verdiler. Günahlar... Dünya kirlenecekti, kan dökülecek, küfürler dillere dolanacak, kadınlar çığlık atacak, çocuklar ağlayacaklardı.
Koştular. Ay ışığı saçlarını yıkıyor, yıldızlar yollarını aydınlatıyordu. İçlerinden biri coşkuyla haykırdı. Diğerleri güldüler. Uzun zamandır bu kadar canlı hissetmediler. Biri kollarını açtı, geceyi kucakladı. Biri bağırarak şarkı söyledi. Biri yıldızları kokladı, gözlerini kapadı. Yeniden Doğuş. Yeniden doğmuşlardı.
"Nyctophilia uyandı.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nyctophilia
FantasyKoştular. Rüzgar suratlarını yalıyor, ay ışığı saçlarını yıkıyor, yıldızlar yollarını aydınlatıyordu. İçlerinden biri coşkuyla haykırdı. Diğerleri güldüler. Uzun zamandır bu kadar canlı hissetmediler. Biri kollarını açtı, geceyi kucakladı. Biri bağı...