Aman Tanrım!

101 13 3
                                    

Örgüt hakkında gerçek anlama çok bilgi topladım. Okula gittim ve styles'a durumdan bahsettim

"Styles, beni kurtaran adam üç kargadan birisiydi" dedim fakat Styles kahkahayı bastı "Çok abartıyorsun adamım, bunun hergeç olma ihtimali yok" dedi üsteledim "O gün gördüklerim neydi peki? beynim bana oyun oynuyor olamaz ya?"

"O gün oradara değildim tyler bilmiyorum ama bilinç altın sana oyunlar oynamış" diyip kahkahasına devam etti. O sırada yemekhanedeydik, tabitdotlarımızı aldık (demir tepsiler) ve giderken thomas, ryan baş belası ikizler önümüze geçtiler.

"Sizi küçük aptallar, kendinizi ne zannediyorsunuz siz?" diyip üzerimize geliyordular

"Siz iki gerizekalı dün yediğiniz dayak yetmedimi size? o sırada kapıdan içeriye giren 10 15 kişi vardı. Thomasın "Herkes burayı boşaltsın" demesiyle yemekhanede hiç kimse kalmadı. Etrafımızı çevirmiştiler ve yapabileceğimiz birşeyin kaldığını zannetmiyoum. Styles ile sırt sırta vermiştir Styles'a dönüp "Seni tanımak büyük şerefti dostum benim için" dedim Styles ise "Buradan kurtulacağız" dedi ve üstümüze doğru koşmaya başladılar. Elimdeki tepsiyi önüme gelen birisinin suratına geçirdim ve yere düştü. Arkasından yediğim çok sağlam bir yumruk darbesi ile yere yığıldım.

Üzerimden kamyon geçmiş gibiydi, evet evet tamamen öyleydi. Gözlerimi açmakta zorlanıyordum, zar zor gözlerimi açtım etraf karanlıktı kollarımdan destek alarak ayağı kalkmaya çalıştım doğrulduğumda ise etrafın ağaçlarla çevrili olduğunu gördüm. Seslendim "Kimse varmı?" cevap yok tekrar denedim "Hey çıkın artık ortaya bu can sıkmaya başladı" yine kimse cevap vermedi ve en sonunda çok yüksek bir sesle "Kimse yokmu?" diye bağırdım. Ve ne güzelki etrafımda hiç kimse yoktu. Bir şaka omadığını anlamıştım. Ve yolumu bulmak için uzun süre koşmaya başladım. Dakikalarca koştum aralıksız, hıçkıra hıçkıra ağlayarak. En sonunda diz çöktüm ve dua etmeye başladım "Tanrım bana yol göster" demeye başladım. Ayağı kalktım uzunca bir süre daha yürüdüm. Ağaçların dalları suratıma çarpıyor çalılar ayağıma batıyordu. Üzerimde hastahanede verilen kıyafet vardı, beyazdı ve üzerinde mavi desenleri vardı ayaklarım ise çıplaktı. Bastığım yerde taş, ağaç, çalı hiçbrşeyi hissetmiyordm. Bir anda kulağıma "Beni kurtar" diye bir ses geldi. O an aklıma Styles geldi ve bana dediği "Bilinç altın sana oyunlar oynuyor dostum" demesi aklıma geldi ben ise öyle olduğunu düşünerek yoluma devam ettim.

Ses gittikce yükseliyordu ve yaklaşıyordu. Sürekli "beni kurtar yardımına ihtiyacım var" diyordu en sonunda dayanamadım ve sesin geldiği tarafa doğru koşmaya başladım. Bir dere kenarına gelmiştim, bir değirmen vardı. Sesin değirmenden geldiğini fark ettim, ses .çıkartmadan elimde büyükce bir taş aldım. Kapının yanına yaklaştım ses içeriden geliyordu "Ne olur beni kurtar". Küçük bir kız çocuğuydu ve ağlayarak söylüyordu sonunda herşeyi göze aldım dayanamadım ve kapıyı hızlıca araladım ve içeri daldım.

İçerisi boştu, hiç kimsecikler yoktu. Değirmenin ortasına geldim ve diz çöktüm ellerimle kulaklarımı kapatarak "Beynim bana oyun oynuyor, buna izin veremem dedim" ve bingo o ses yeniden geldi "Lütfen beni kurtar" Dışarı çıktım derenin içerisinden karşı tarafa geçtim. Ses kafamı tırmalarcasına devam ediyordu sürekli aynı şey sürekli aynı şey. Etrafımda benden başka şeylerin olduğunuda fark ettim. Onların verdiği korkuyla koşmaya başladım aralıksız koştum. Sonunda bir yola çıkmıştım. Tek taraflı bir yoldu. Kafamı sağ tarafa çevirdiğim zaman beyaz bi ışığın bana doğru geldiğini fark ettim.

"Şarj ediyorum, 3, 2, 1 Yükle. Ex Ölüm saati 23:37, Ölüm nedeni kafaya aldığı ağır darbe sonrası beyin tranvası ve iç kanama"

Ve; ağlama sesleri duymaya başlamıştım. Annem, annem ağlıyordu, birisi daha vardı çok derinden bir hıçkırığa tutulmuştu. "O hep bizimle kalacak" dedi. O Styles'dı.

Annem "biraz oğlumla yanlız kalmak istiyorum" dedi ve odadaki Styles dahil herkes dışarıya çıktı. Annem uzun bir süre benimle konuştu. Beni ne kadar çok sevdiğinden bahsetti bensiz ne yapacağını soruyordu. Dayanamadı ve dışarıya çıktı uzun bir sessizlik vardı. Ben ise ayağı kalkmaya çalışıyordum. O ses tekrar geldi "Bu defa ben seni kurtaracağım" dedi  ve kapı açıldı içeriye birisi girdi. Minik adımlarla yanıma yaklaşıyordu. Ufak bir el parmağıma dokundu ve bir güçle beni doğrulttu. Gözümü açtığımda sarışın 5 yaşında bir kız çocuğu olduğunu gördüm. Konuşamıyordum nutkum tutulmuştu. Bana "Kendine dikkat et" diyerek odadan dışarıya çıktı. O anda gözlerimi açtım ve derin bir nefes alarak doğruldum. Odada hiç kimse yoktu ve bağırdım "Anneeeeee!!" içeriye bir hemşire girdi, ve gözlerine inanamadı. Bir hemşireye doktoru çağırmasını söyledi. Doktor geldi birtakım test yaptlar, kafamdaki kanamnın durduğunu ve çok ufak bir çatlağın oldğunu söylediler. Annem gelmişti odaya, bana sarılarak ağlamaya başlamıştı. Ağzından hiçbir kelime dökülmedi, sadece ağlıyordu. Gözlerimin içine baktı ve "İyi olacaksın" dedi. Styles geldi "Seni böyle görmeye dayanamıyorum adamım. O herifleri döverken beni görmeliydin" dedi ve bir kahkaha attık. Daha sonra devam etti "İyiki varsın adamım, tek arkadaşım sensin seni kaybetmeyi göze alamam" dedi ve boynuma sarıldı.

Not: Arkadaşlar gecikmeden dolayı gerçekten özür dilerim. Aradığımı yeni buldum o kıvılcımı gördüm ve takip ettim. Hikayeye şekil vermek istiyorsanız bana pm (özel mesaj) yoluyla ulaşabilirsiniz. düşüncelerinzi yorum olarak atarsanız çok sevinirim :)

Karanlığın GölgesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin