[ 02 • tears ]

2.7K 265 812
                                    

[tears : gözyaşları]

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

[tears : gözyaşları]

Bindiğim tren son hızıyla gitmeye devam ediyordu. Üzerinde bulunduğu rayları parçalarcasına, Daegu'ya yolcularını ulaştırmak için âdeta çırpınıyordu.

Ancak Daegu'ya ulaşmaktan çok korkan bir yolcusu vardı içinde. Üçüncü vagonun, ikinci koltuğunda oturan o yolcu ise bendim. Daegu, doğduğum ancak büyüyemediğim büyülü bir yerdi benim için.

Ama biri vardı ki orada, bütün şehrin büyüsünü benden alıyordu. Bugün, o kişiyle yüzleşmeye gidiyordum. Parçalara ayrılan kalbimin, her parçasını yüzüne çarpmak istercesine, yolumun onun yanına düşmesini bekliyordum.

Bulunduğum vagonun gıcırtı sesi ve insanların gürültüsü kulaklarımı tırmalıyordu. Ben bu tür kalabalık ortamlara alışık değildim, aksine sakin ve yalnız olabileceğim yerlerden hoşlanırdım.

Ancak Daegu'ya ulaşmak için bu seslere ve kalabalığa katlanmalıydım, geçen sefer ki gibi kararımdan vazgeçip, kendi çukuruma geri dönmek istemiyordum.

Gitmeliydim, buradan uzaklaşmalı ve farklı bir havayı ciğerlerim de hissetmeliydim.

Orada yine hiçbir şeyin yoluna girmeyeceğini biliyordum fakat yalnızlıktan boğulmak yerine, vicdansız babamın beni kırmasını kabullenecektim.

Belki de, şimdi büyük bir hayretle izlediğim gökyüzünü, Daegu'da gözyaşlarım ile izliyor olacaktım. Ancak önemli değildi, artık alışmıştım.

Yorgun ve durgun bakışlarımı gökyüzünden çekip, yanı başımdaki hareketliliğe çevirdim. Aynı koltuğu paylaştığım kız, gülümseyerek elinde tuttuğu telefona bakıyordu.

Gülüşü öylesine içtendi ki, yüzümdeki küçük tebessüme engel olamadım. Mutlu insanların var olduğunu görmek, beni nedensizce çok içten etkiliyordu. Hayatımda yanımda ki kız gibi gülümsediğim bir gün bile olmamıştı.

Ancak ben başkaları yerine de sevinebiliyordum. Sanki onların yerinde ben varmışım gibi, kollarımı dolayacağım bir ailem varmış gibi ve sonsuz dostluklarım varmış gibi mutlu olabiliyordum.

Jennie Kim dedikleri kız işte böyle biriydi, içinde fırtınalar kopardı, fakat dışında bir yaprak bile oynatamazdı. Başkalarının mutluluğunu kendi duygularıyla bütünleştirirdi ve onların yerine de sevinirdi.

İmrenen bakışlarım, kızın telefonuna gelen bildirime gittiğinde, onun özelini neden bu kadar merak ettiğimi bilmiyordum. Ama bildiğim bir şey varsa, kızın telefonuna gelen mesajın bana daha önce hiç gelmemiş olmasıydı.

Seni seviyorum yazıyordu mesajda, birileri ona bu sözü layık görüyordu. Ancak bana hiç layık görülmemişti bu iki kelime, herkes bana seni seviyorum demeyi bile fazla görüyordu. Beni sevecek kimse de yoktu zaten.

pieces | jenmin & rosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin