Sabah Cansudan önce uyanarak alt kattaki mutfağa indim.Bir tepsiye iki bardak,iki çatal ve kocaman bir tabak yerleştirdim.Tabağın içine reçelli iki ekmek, omlet ,zeytin,peynir vs. koyarak dolaptan portakalları çıkardım.Portakalları sıkarken bir yandanda şarkı söylüyordum:
Fırtınam,felaketim,hasretim... yetmiyor sevişmeler yetmiyor.
Portakal suyunu bardaklara dökerek tepsiyi elime aldım ve dikkatli bir şekilde yukarı, odaya çıktım.Odaya geldiğimde tepsiyi komidinin üstüne koyarak Cansunun saçlarında elimi gezdirerek:
-Bitanem hadi kalk, bak sana kahvaltı hazırladım.
Gözlerini ağır ağır açarak gülümsedi:
-Günaydın
-Hadi toparlanda yemeğimize başlayalım bitanem.
Yatakta oturur pozisyona geldiğinde tepsiyi kucağına koyarak yanına oturdum,kahvaltıyı yaparken:
-Cansu
-Efendim
-Bugün seni bi yere götürmek istiyorum
-Nereye
-Orası sürpriz.Geliyo musun?
-Olur,bende bunalmıştım zaten.
Gülümsedim, benim kahvaltım bitmişti giyinmeye gittim,yeni aldığım kıyafetler harikaydı.Gece mavisi kot, beyaz gömlek, deri ceketim ve koyu mavi ayakkabılarımla bende harikaydım.Cansunun da kahvaltısını bitirip giyinmesiyle yola çıktık.Sonunda ormanın başlangıcına geldik,Cansunun elini tutarak ileri doğru adımlarımızı atmaya başladık.Bayağı ilerlediğimizden emin olarak Cansuyu durdurdum.Ve söze başladım:
-Bu ağaçlar susuzken ölürler, yaprakları dökülerek yenilenirler.Ben sensizken nefes alamam ve ölürüm,göz yaşlarım dökülür zihnim yenilenir ama sana olan duygularım değişmez.Bu dünyanın çoğu su, karalar dünya için sadece bi leke.Benim çoğunluğum sensin,engellerimiz dünyadaki karalar gibi azınlık ve hepsi aşılabilir, benimle bu zorluklarla başa çıkıp nefesim olur musun?
Gözlerinden akan yaşları elimle sildim, yüzünde duran ellerimi tutarak:
-Senin nefesin olacağıma söz veriyorum.
Ormanın ortasında,yaz sıcağı tam tepedeyken sarıldık ve öylece kaldık.Artık emin olduğum tek şey benim onu, onunda beni sevdiğiydi.....