Sehun: Bugün günaydın demedin iyi misin?
Ben: Yaa sen beni mi merak ettin evet iyiyim sadece dün gece geç yattığım için uyanamadım ve şimdi çıkmam gerek
Sehun: Neden uyuyamadın?
Ben: Kafama bişey taktım işte
Sehun: Ne?
Ben: Ya şeyy....Hani sen dedin ya görüşelim falan kararsızım gelip gelmemekte ama gelmeyipte seni yüzüstü bırakmak istemem.
Sehun: Yani geliyorsun. Ve evet gelmezsen beni yüzüstü bırakmış olursun.
Ben: Peki. Geleceğim ama ben nasıl yapacağımı bilmiyorum yani ben çok utangaçım yüzüne bakamam ben konuşamam
Sehun: Cidden seni anlamıyorum utanacak ne var ki?
Ben: Anlamaman normal. Ben seni benim matematiği sevmediğim kadar seviyorum. Acayip de utangaçım ve sen değilsin.
Sehun: Peki. Artık okula gitsek iyi olur.
*çevrimdışı*
Ben: Neeee saat 8:30 mu?! Talya hoca beni ölsürecek zaten benden nefret ediyo
*hemen giyinip kapıda asılı olan çeketimi alıp çıktım*
Okuldan sora;
*ve asla istemediğim an gelmişti Sehun ile buluşmaya gidiyordum evet istemiyorum dedim çünkü utangaçlığımdan hiç konuşamıyacam ve en önemlisi Sehun benim YÜZÜMÜ GÖRECEKTİ*
*Sehun'u oturduğu bankta gördüm ve çok yakışıklı görünüyordu. O an utanmaya başlamıştım bile. Yüzümde maske vardı. Uzun süre kendimi sakinleştirmeye çalıştıktan sonra onun yanına gitmeye karar vermiştim.*
Sehun: Ahh. Gelmeyeceksin sandım ağaç oldum burda. Sonunda gelebildin!
Ben: *hemen aklıma ilk gelen yalanı söyledim*Şey bugün Talya hoca okul çıkışı benimle konuşmak istedi de o yüzden özür dilerim.
Sehun: Hmm. Bu arada neden maske taktın hasta falan mısın?
Ben: Yoo şeyy...*yalan bulmaya çalışırken sözümü kesip*
Sehun: Benden utanma. Ben dış görünüşü pek önemsemem cidden. Çıkarabilirsin. Yüzünde maske varken seninle rahat konuşamam.
Ben: *söylediklerine karşı kısa süreli şok geçirip terlemeye başladım maskeyi nasıl çıkarabilirim ki. Maskeyi yavaşça çıkarttım ama yüzüm kıpkırmızıydı.*
Sehun: *bana 5 saniye donuk donuk baktıktan sonra* Teşekkür ederim.
Ben: Önemli değil.
Sehum: Neyse artık konuşalım mı?
Ben: Tamam da ne konuşacağız? *cidden konuşacağımız ne olabilirdi ki?*
Sehun: Tanışmaya ne dersin
Ben: *gülerek* Ben seni zaten tanıyorum.
Sehun: *gülerek* Peki o zaman ben seni tanıyayım.
*gittikçe utangaçlığımı yeniyordum. Baya bir konuşmuştuk artık beni tanıyordu ve kısa sürede bana samimi olmuştu. Zaman çok çabuk geçmişti. Havanın kararmasıyla saatin geç olduğunu anladım*
Ben: Saat 9:30 olmuş! Benim hemen gitmem gerek yoksa annem beni öldürür.
Sehun: İstersen seni bırakabilirim?
Ben: *ahh bu çok iyi olurdu...*
Hayır gerek yok evim yakın zaten.Sehun: Akşamları tehlikeli olur ama emin misin?
Ben: *bunu duyduktan sonra bayılasım gelmişti. Bir an ağzımdan* Aslında olabilir.
Sehun: *kapıyı açıp* Tamam bin.
Ben: *hayatımda yaşadığım en utanç verici ve güzel günü. Yol boyunca konuşmamıştım.*
Sehun: Burası mı?
Ben: Evet. Teşekkür ederim.
Sehun: Önemli değil. *deyip gider*
Ben: *öylece arkasından gülerek bakakalmıştım. Derken annem bağırarak dışarı çıktı saçımdan tutarak eve soktu. Anneme uyduracağım yalanları düşünmeye başlamıştım bile*