Halley Black ➳ Sirius Black

[3] Katil

Harry, bacakları titreye titreye girdi ortak salona. Gözleri hızlı bir şekilde salondu aradı.

Ron ve Halley, şöminenin yanında oturuyorlardı. Halley'in elinde bir parşömen parçası vardı ve yüzleri gülüyordu.

Harry'nin, Halley'i mutlu görmesinden üzerinden aylar geçmişti sanki. Kız, babasının Azkaban'dan kaçışından beri çok üzgündü.

Harry ile Halley, Sirius Black hakkında çok büyük bir kavga etmişlerdi. Harry, sinirlerine hakim olamamış ve Halley'in babasının suçuyla onu yargılamıştı.

Ancak doğru düzgün düşündüğünde Halley'in bir suçu olmadığını anlamıştı. Ona tonlarca özür dilemişti, Halley fena süründürmüştü Harry'i.

Ancak onları barıştıran şey ise Şahgaga adlı hipogrifti.

Senenin başında Halley ile Draco bir iddiaya girmişlerdi. İkisi pek bir anlaşamazdı ve her konuda yarışırlardı.

Halley, Draco'nun hipogrife asla yaklaşamayacağını, korkağın teki olduğunu söylemişti. Draco ise havalı adımlarla hipogrifin üzerine yürümüş ve ona tonlarca laf etmişti.

Sonuç ise kolunun bir ay boyunca sargıda kalması olmuştu. Bakanlık ise harekete geçmiş ve Şahgaga için dava açılmıştı.

Halley ise bu davayı önlemek için Harry ile iş birliği yapmayı kabul etmişti. Her ne kadar kabul etmese de özlemişti arkadaşını.

Planları ise basitti. Sihir Bakanı, Exedra Crouch'a tonlarca mektup göndermişlerdi. Exa ise Harry adına bir yardım amacıyla duruşma heyetine katılmayı kabul etmişti.

Harry, hızlı adımlarla arkadaşlarının yanına geldi. Gelmesiyle Halley'in boynuna atlaması bir oldu.

"Şahgaga kurtuldu." dedi kız sıkı sıkı Harry'e sarılırken. "Exa onu kurtardı."

Geri çekildi ve neşeyle ellerini kaldırdı. "Hagrid çok sevinmiş. Mektup gönderdi. Onu tebrik etmeye gitmeliyiz." dedi neşeyle.

"Saat geç oldu." dedi Harry endişeyle. Hogwarts duvarlarının arkasında onu bekleyen bir ecel vardı sonuçta.

"Kimin umurunda?" dedi Halley. "Ne zamandır günbatımını umursar olduk?"

Harry, bir an boş bulunup 'baban beni öldürmek için Azkaban'dan kaçtığından beri' diyecek gibi oldu. Ancak son anda kendisini tuttu. "Pelerin yanımda değil."

"En son nerede bırakmıştın?" dedi Ron yüzünü buruşturarak.

Harry onlara Pelerin'i geçitte bıraktığını anlattı.

"...Snape beni oralarda görürse başım ciddi derde girer." diye tamamladı sözlerini.

"Ben alırım." diye atıldı Halley.

"Seni yakalarsa daha fena." dedi Ron. Snape'in Halley'e olan ezeli nefreti Sirius'un kaçmasıyla daha da artmıştı. "Ben giderin."

"Giriş Salonu'nda buluşalım." dedi Halley Ron'un omzuna desteklercesine vurarak. "İyi şanslar."

"Görüşürüz."

*

Hagrid'in kulübesine gelip taş gibi kurabiyelerinden yemişlerdi. Hagrid'in keyfine diyecek yoktu.

Ancak dikkatli olmaları gerekiyordu. Sihir Bakanı Exedra duruşmadan sonra küçük bir Hogwarts ziyareti yapacaktı. Elbette gezisinin duraklarından biri Şahgaga'ydı.

Halley, Exedra'nın neden geldiğini bilmiyordu. Ancak Dumbledore ile ikisi tepeden aşağı yavaş adımlarla gelirken Hagrid'in kulübesinden kaçmaktan başka seçenekleri yoktu.