Mutlaka Rihanna-Cry ile dinleyin :)
Justin
Yüzmeye çalışıyordum,hayatta kalmaya,hayatta tutmaya çalışıyordum. Nasıl da pislik bi herif olmuştum ben böyle. Jackson'ın ölmesiyle ne ilgisi vardı. O sadece beni seviyordu.Hah saçmalama Justin. Bunca yıl bu saf aşık kız için dayanmadın. Sen bir BIEBER sın bunu yapamazsın. Acımak yok. Ama çok güzel ve farklı. İç sesimle tartışıyordum. Sonunda yüksekce bir kaya parçası bulabilmiştim. Diğer kayalar sivri ve yosunluydu. Kayanın üzerine Avril'i bıraktım. Sanırım baygındı. Yine aynı sahneler. Önce kızı öldürmeye teşebbüs ediyorum. Sonra acıyorum. Ama bu kadarı fazla. Bu yardım ona yeter de artar bile. Onu bırakıyormuyum? Evet. İyi mi yaptım? Yine evet. Ben buyum. Benden daha fazlasını beklemsi, beni sevmesi hataydı. Ölse umrumda değil. Umrumda olan tek şey buradan kurtulmak. O ne b*k yerse yesin. Hızla yüzmeye başladım.Avril
Göğsüm ve ciğerlerimdeki ağrı ve acıyla birden gözlerimi açtım. Ve öksürmeye başladım. Sanırım nefes alamıyordum. Gözlerim bulanıklaşıyordu. "Jus..." "Ner..." Öksürmemden dolayı konuşamıyordum .Bi kayanın üzerinde olduğumu farkettim. Justin yoktu. Beni yine bırakmıştı. Evinden kovmuştu, şimdi de yüreğinden. Ben nasıl bi adama tutulmuştum? Dengesiz, sevgiden yoksun,merhametten bihaber aptalın tekine aşık olmuştum. Gözlerimden akan yaşları hissediyordum. Öksürüğüm daha da arttı. Ve ayağa kalkmaya çalıştım. Ama yere yığıldım. Ağlıyordum ve bu beni daha da güçsüz kılıyordu. Nefes almam zorlaşıyordu. Ben de uyumaya karar verdim. Allison derdi ki "Uyumak her şeyin çaresidir. Kırık bir kalbin bile." Belki bir müddet uyrsam geçerdi. Nefesimi tuttum ve yere uzandım bu yorgunluk uykuyla kavuşmamı hızlandırıyor. Uyku beni kollarına sararken tek hissettiğim gecenin soğuku ve gözyaşlarım.Justin
Yüzerek kıyıya ulaştım. Ama yukarıya çıkmak için çok çaba harcamam gerekiyor. Yol aldım,tırmanmaya başladım. Telefonum evdeydi. Hiç kimseyi aramak gibi bi şansım yoktu. Ama Avril'inkini kullanabilirdim. Hele bir yukarıya çıkayım. Gecenin zifiri karanlığını ve önümü aydınlatan tek şek dolunaydı.
Sonunda ulaşabilmiştim uçurma. Koşar adımlarla arabanın yanına gittim. Ezberlediğim tek numara olan kendi telefonumu aradım. Elbette Avril'in telefonundan. Onu umursamayı bırak nefret bile ediyorum diyebilirim.
AvrilBaşım ağrıyordu bu sefer. Sabah olmuş ve ağlayarak uyuduğumdan bu lanet acıyı çekiyordum. Ben ne yapacaktım şimdi?Şimdi ne olacak? Hayatta kalmak, Justin'i kazanmak ya da ondan intikam almak için neyapmam gerekiyor?Justin'i kazanmak mı. Aman tanrım ne saçmalıyorum ben? Onu kazanmak demek kumun inciye ulaşması demek sabırla ve acıyla. Yeterince acı çektim. Hâla ona ulaşamadım. Benimki bir hayalden ibare. Ben neyim ki? O beni asla önemsemeyecek. Benden hep nefret edecek. Daha da önemlisi bana ne oldu böyle? Kalpsizin biri için kalbimi,ruhumu aşka sattım. Toparlan Avril. Sen aşk acısı çekip depresyona giremezsin. Birbirimizi anlamak için ortak bir dil kullanmalıyız. Mâdem o benim dilimi anlamıyor, anlamak istemiyor. O halde ben onun dilini öğrenir hatta ondan daha iyi konuşurum. İntikam mı? Hayır. Zaten bu yüzden kaybettim onu. Aksine hiçbir şey yapmiycam. Yardım etmem için bana yalvarıcak. Sadece bi kaç küçük şeyle ilgilenmem gerekecek o kadar. Öğlene ulaşmadan bulurlar beni. Allison polislere vermiştir. Umarım Justin ona zarar vermez benim yüzümde. Yoksa dayanamam.
Justin
Evime geldim sonunda. Neredeyse hatta tamamen kölem olmuş adamlarım beni buldu. Duş almam gerekicek. Banyonun kapısını açtım ve boş boş baktım. Tüm o anlar beynime kazınmıştı. Ettiğim işkenceler,onun söyledikleri,son yaptıkları...Pişmanlık mı? Asla ama asla...(Never say Never)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bad Boy & Hard Girl
FanfictionSert bir kız(Avril).Piç bir çocuk (Durun söyleyemiycem yok.Ay yok söyleyemem.Tamam söylüyorum :/ Justin) Ve hikayem...