Sabah kalktığımda valiz ile karşılaşmıştım. He doğru ya şu mal kampa gidecektim. Uf be anne. Ama niye şimdiden burda duruyordu ki? Dişlerimi fırçalayıp, aşağıya indiğimde anneme sormuştum "Annecim niye şimdiden 1 yada 2 ay için kampa valizimi hazırladın?" Annem birden gülünce anneme, sen üşüttünmü bakışı attığımda "Ya kızım ben seni önceden yazdırmıştım" demesi beni bir darbeye sokmuştu. " Ya Anne sende sormadan ne beni bir kampa sokuyorsun?" "Hayır itiraz yok, aa sanki seni bir eziyet kampına gönderecem. Sadece stresini alacak, okadar. "Peki kaç gün sürüyor?" dediğimde Annem, "gün değil ay, hemde 5 ay " dediğinde baya bir üzülmüştüm. "Ya ama anne orda çok kural olur" demiştim. "Her yerde kural vardır, hadi şimdi eğlenmeye bak ve valizlerini aşağıya getir." "Tamam ama sadece sensin diye yapıyorum bunu." Bir saat gecmişti ve ben minibüs durağındaydım. Her kampa gidecek olanlar ordaydı. Çok tatlı gözüken bir kadın çok kızlara gitmişti. Bir bana gelmemişti. Ama onun yerine sert ifadeli bir adam gelmişti. Sen kimsin sormadan beni bir minibüse sokmuştu. Ve o kadının Hande diye listede beni çağırdığını daha açık kapılardan duyuyordum. O sert ifadeli adama da anlatıyordum, "Galiba yanlışınız var bey efendi ben diğer minibüse çağırıldım. "Hep burdan çıkmak için öyle derler" dediğinde biliyordum ben çok kötülük yapan kişilerin kampına götürülüyordum. Bu bir haksızlıkkkk!!, diye de bağırmak istesem, artık çok geç olduğunu fark etmiştim çünkü "iyiler" minibüsü sürmeğe başlamıştı. Bir oğlanın yanına oturmuştum. Zaten çoğu oğlandı, şimdi ön yargılı birisi gibi anlaşılmak istemiyordum ama bildiğimiz gibi oğlanlar kızlardan daha fazla saçmalarlar. Yoksa neden 3 yaş farkımız olması önemli olur ki.... Tam dalmışken oğlan beni dürtüyordu. "Ya pardonda biz iyilik meleklerin kampına sürmüyoruz, dediğinde bende alayca bir ifadeyle "Ya sen benim nasıl buraya geldiğimi bilsen, hiç böyle ağızını acmas'sın demiştim. "Vay be laf sokabildin, bende sandım ki şimdi kaplanın yanına fare attılar, meğerki tavşan mış sevin biraz zıplama fırsatın var" diye bütün arkadaşları gülmeye başladığında bende "Niye gülüyorsunuz ki ben tavşanın yerine fare olursam da olur" dediğimde anlamamış bir ifadeyle bırakmamak için "Fare görünmeden kaplanı zehirler" diye kulağına fısıldadığımda yutkunarak önüne dönmesi bir olmuştu. Aferin be Hande lafı ağzından sokup münasip olmayan bir yerinden çıkarttın. Kulaklığımı takıp "She's the lucky one'u dinliyordum. Tabi kadınlar multi-taskingi becerdiklerinden hem şarkı dinleyip hem şu yanımda öküzü analiz ediyordum. Açık renkli saçlar, mas mavi gözler, stili de baya bir konuşturuyordu. Gözlerinde gerçekten kayboluyordum ama ona baktığımı fark edeceğinden korktuğumdan dönmekten korkuyordum. Düşüncelerimde kaybolup derin bir uykuya dalmıştım.......
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah / Beyaz
RomanceHande yanlış yere gelmişti. Tolga kötü davranışları yüzünden eğitim kampına gönderilecekti. Hande ama fazla neşeli ve iyi davranışları yüzünden ödül kampına gidecekti. Hande geldiğinde ama tamamen başka bir şey ile karşılaşacak. Listenin yanlış okun...