Bölüm 17:Kurtuluş ipi

48 20 16
                                    

"Yıllardır bunun hayali için tutuşan benim yanım da olduğun için teşekkür ederim gelecekte ki eşim."

Barçın neler söylüyorsun böyle?Sözlerinin anlamını mı düşüneyim yoksa verdiğin hediyenin güzelliğini mi?

-Barçın iyi misin?

-Göknil,ben ne yapacağım?Bir daha nasıl Emre'nin yüzüne bakacağım?Sanki sanki kardeşinin katili benmiş gibi hissediyorum.

-Ama katil sen değilsin!Katil o adam ve şuan hapiste!Barçın şöyle hissetmeyi keser misin?

-Anlamıyorsun.O adam hapiste cezasını çekebilcek türden biri değil.Onun cezasını ben vermeliyim!

-Böyle yaparak hem kendine hem bize zarar veriyorsun!Dur artık,lütfen.Sen değil miydin kendi hayatımıza bakalım diyen?Sen değil miydin sonsuza kadar benimle kal diyen?Barçın bedenen benle olabilirsin ama ruhun çoktan göç etmiş.Hem önemli olan bedenler değil ruhlar.

-Seni bu kadar yıprattığımı bilmiyordum.

-Sen asıl kendini yıpratıyorsun.Lütfen artık şu durumdan vazgeç.

Bir şey demeden odasından çıktı ve sessiz adımlarıyla vestiyere gitmeye başladı.Paltosunu giydiğini gördüğüm de yanına gidip ben de paltomu giydim.

-Nereye gidiyoruz?

-İki gün sonra üniversite sınavı var.Ama biz bu moralle sıfır bile alabiliriz.O yüzden hadi biraz neşelenelim.

-Ruh halinin değişkenliği beni korkutuyor.Neyse hadi birazcık eğlence alalım.

Biz mabedimizden çıkıp yürümeye başladığımız da ilk yağmur damlası avucumun içine düşüverdi.Sanki bulutlar tarafından tutulmaktan sıkılmış gibi intihar etmişti.Öyle olmaz mıydı?Yağmur damlaları da intihar edemez miydi?

Barçın'ın beni nereye götürdüğünü bilmeden anne ördeğin peşinden giden ördekler gibi takıldım.

-Yaa!Neden koşuyorsun?

-Unuttun mu eğlenmek için mabedimizden ayrıldık.

-Ama ben senin kadar hızlı koşamıyorum!

-Sadece koş kaçak.

Peşinden koşmaya başladığım da yağmur iyice hızlanmıştı.Barçın koşmaya ben onu takip etmeye devam ederken nereye vardığımızı anladım.Burası önceden hep babamla geldiğimiz ve Barçın'ın benimle konuşmak için çağırdığı yerdi.

-Burayı unuttun sanmıştım.

-Ben seninle gittiğim hiçbir yeri unutmadım.Mesela kordon da balık ekmek yediğimiz amca.Ya da gözlerimi sıcacık bir gülümsemeyle hiç ayrılmayalım dediğin o kafe.Sen benimle olduğun her sürede ben gerçekten yaşıyorum.

Gerçekten böyle düşündüğünü gözlerinde ki ışıltıdan ve dudaklarında ki gülümsemeden anladım.Sonra omzunun üstüne başımı koydum.

-Hep bunu yapmak istemiştim.Yani hep sevdiğim adamla birlikte olmayı,o mutluysa mutlu,o üzgünse üzgün olmak istemiştim.Ve galiba şuan sevdiğim adamla birlikte çok mutluyum.

Biz bir süre daha orada oturduk ve hava iyice soğumaya başlayınca tabana kuvvet koşmuştuk.Tabi ben yine arkada sevdiğim adam öndeydi.Ama beni hiç yarı yolda bırakmazdı.

Üniversite sınavı günü...

Gözümü yüzüme çarpan güneş ve alarm sesiyle açtığım da Barçın da alt kattan bana sesleniyordu.Neden bu kadar çok seslendiğini anladığım da bugün sınav günü olduğu aklıma geldi.

-Kaçak kalk artık!

-Of tamam geliyorum!

Üstüme en sevdiğim ve Barçın'ın bana ilk aldığı şey olan borda t-shirtümü ve siyah bir pantolunu geçirdim.Elime dolabımdan bir yelek aldım ve aşağı indim.

-Hadi kahvaltını yap,yarım saat sonra çıkıcaz.

-Oha sen kahvaltı mı hazırladın?

-Kaçak bak geç kalacağız!

-Tamam tamam.

Kahvaltımızı yapıp çıktığımız da stres yapmaya başlamıştım.O anda kızlara mesaj yazmak aklıma geldi.

Göknil:Ya kızlar ben çok stres yaptım.

Ebrar:Şimdi evden çıkıyorum ve ben de aynı durumdayım.Diğer kızlar çoktan okuldadır.Hadi bb!

Cevap vermeden telefonu kapattım.Arabaya bindiğimiz de Barçın konuşmaya başladı.

-Sakin olmak konusunda en ufak bir fikrin var mı?

-Ya öyle deme çok stresleniyorum!

-Tamam tamam.Ama gerçekten başaracaksın.Biz neler başardık bu bizim için çocuk oyuncağı.

-Barçın?

-Efendim kaçak?

-Hani sen ikinci kez sınava giriyorsun ya...

-Evet.

-Şey önceki sınav da hangi bölümü kazandın?

-Hacettepe hukuk bölümü.

-Oha.Bir dakika hukuk mu?

-Babamı içeri atabilecek türden güçlü bir hakim olursam belki dünya bir pislikten kurtulur diye düşündüm.

-O zaman ben de hukuk istiyorum.

-Neden?

-Aynı sebepten tabiki!

Barçınla konuşunca stresim biraz azalmıştı.Nasıl olsa yapardım.Değil mi?

Sınavdan bir hafta sonra...

-Kızlaaaaaaar!Sınav sonuçları açıklanmış.

-Ne diyorsuuun!Kızım açsana hemen.

-Açıyorum ay dur.

1 hafta önce sınava girmiştik.Sınav beklediğim kadar zor olmasa da yine de biraz zordu.

Sınav sonucumu görmemle Barçın'ı aramam bir oldu.

-Barçın!Kazandım,hukuk fakültesini kazandım!

-Galiba ben de aynı durumdayım.Galiba biz o adamın cezasını vermek için hukuk bölümünü kazandık.
_________________________________

Göknil'le konuşmamız bitince telefonu kapattım ve boş fayansın üzerine koydum.Kış ayında hazırladığım soğuk suya iyice kendimi batırdım ki belki düşüncelerim beni tutsak etmekten vazgeçerlerdi.

Ben umutlarını bana bağlamış kaçakla ne yapacaktım?Onun hayallerini gerçekleştirememekten özellikle onu yarı yolda bırakmış gibi hissetmekten korkuyordum.

"Belki de umutlarını bana bağladığı ipi biraz gevşetmeliydim."

                         ⛤⛤⛤

Biraz kısa bir bölüm olduğu için üzgünüm ama bu hafta moralim hiç iyi değildi ve içimden yazmak gelmiyordu.Lütfen anlayış gösterin.

1.Barçın ipleri gevşetmek derken neyden bahsediyordu?

2.Barçın Emre'nin ölen kardeşi için ne yapmalı?

3.Final kaçıncı bölüm olsun?

LÜTFEN CEVAP VERİN.ÇÜNKÜ HİKAYEYİ DEVAM ETTİRMEK İÇİN BU CEVAPLARA İHTİYACIM VAR.

sizi seviyorum.

ÇIKMAZ ŞEHİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin