"Duvarlar toz pembe."

25 0 0
                                    

Bugün gerçekten güneşli ve tam anlamıyla benim için heyecan verici bir gün. Sonunda hayalimdeki pastaneyi açıyorum.
Yıllardır biriktirdigim para değer bulacak .  Okuldan kalan zamanlarımı  bulduğum tüm işlerde çalışarak geçirmek zorunda kaldım. Okuduğum bölümle ilgili değilde hayalim olan  işi yapmaya karar vermiştim, o gün iyiki de doğruyu bulmuşum ,ben şuan ait olduğum yerin önündeyim.
"Bu pastaneyi kesinlikle almalısın meriç bu tam senin hayalin kızım yapabilirsin bunu. " kapının önünde kendi kendime konuşurken pastanenin sahibi birden önüme çıktı.  "Ne yapıyorsunuz burada gelin içeride konuşalım " dedi endişeli birine benziyordu sanki .
İçeri dogru ilerledik gerçektende  mükemmel bir pastaneydi . Duvarlar resmen toz pembesiydi.
Oturup kahvelerimizi içerken biraz sohbet ettik .
"Burayı normalde satmazdım ama kızımı ameliyat ettirmem lazım ve paraya ihtiyacım var bu yüzden satmaya çalışıyorum " diyordu bir kaç kere gerçekten çok üzgün görünüyor du. Umarım çok yüksek bir fiyat vermez ise kesinlikle alabilirim.
300 .000 bin dediğinde gözlerim yuvalarından fırladı.
"Nasıl ya benim tam 100.000 bin tl 'em var."
"Neyse sağlık olsun umarım kızınızı ameliyat ettirebilirsiniz."
"Saol kızım umarım sende istediğin şeyi alabilirsin."
"İyi günler " dileyip kapıya doğru yürüdüm.

Üzgündüm çünkü hayallerime kavuşacağımı sanıyordum.
Değilmiş  bu gün  , bu saat ve ben, suan değilmiş herşey suan mükemmel olamazmış  gibiydi.
Sokağın ortasında  koşarak gelen biri bana çarpıp  beni resmen yere yapıştırdı.  Hayır her kötü  şey benim başıma gelmek zorunda mı?
Çarptığı yetmezmiş gibi kaldırmaya tenezzül bile etmedi.
Ne kadar kaba insan varsa benim dünyamın  etrafında dolanıyor.
Eve gidip dinlenmem lazımdı çünkü pastane olmazsa diye kendimi güvene alıp bir iş için görüşmeye gitmem lazımdı.
Ben aslında ingiliz edebiyatı okuyan bir öğrenciydim ve gidip bari bu işi almam gerektiğini düşünmeye başlamıştım.

Eve gelip üzerime  su mavisi eşhofmanlarımı giyip yiycek birşeyler hazırlamalıydım . Kolay hazırlanan noodle yaptım ve karnımı doyurup yatağıma geçtim.

Sabah gideceğim yere kesinlikle taksiyle gitmem gerektiğini biliyordum ve sabah kalkıp hazırlandıktan sonra bir taksi çağırdım.
  
Herkes gibi değil de kendim gibi giderim ben hep iş görüşmelerine  mom jean  olmadan meriç bir hiçtir .
Üzerine basic t-shirt  ve  öyle çıkardım.
Saçlarımı herzaman ki  gibi gene açık bırakmıştım.
Yüzüme sadece bir fondöten  ve dudağıma şeftali tonlarında bir lipgloss sürüp çıktım.
Taksiye bindikten sonra daha fazla para kazanmam gerektiğini düşünmeye başladığım an otobanın ortasında yakıt bitmişti.  Ve ben şimdi ne yapacağımı hiç bilmiyordum.  Oradan geçen kimse yardım etmedi .
Karşıdan gelen bir motor bize yaklaşıp "sorun var mi abi" dedi
Bu çocuk o çocuk'tu bana o sokakta çarpıp kaçan. 
Ben kendi kendime iş görüşmesine geç kalıcam  diye yakınırken duyup  birden bana bir şeyler söylemeye başladı.

"Istersen seni ben bırakıyım  gideceğin yere.?"
"Gerçekten mi ?"
"Evet gerçekten?"
Aslında motora binmekten cok korkuyordum ama buna mecburdum.
Iş görüşmesine gitmem lazımdı . Motoro binip beni istediğim yere getirdi .
Teşekkür edip bir an önce içeri girmem gerekiyordu .

1 saat sonra

İş görüşmem tam bir felaketle sonuçlandı.
Gerçekten herşey b*k gibi oldu .
Kapının önüne gelip bir taksi beklemeye başladım taa ki onu görene kadar yandaki kafeden çıkıp  motoruna yaklaştı kafasını çevirince benimle göz göze geldi anında gözlerimi başka yöne çevirdim ama çok geçti beni görmüştü.
Neden gitmemiş ? beni mi bekledi acaba ? neden beni beklesin ki ?
Gibi saçma sapan şeyler düşünmeye başladım.
Bu tarafa doğru yürümeye başladı elindeki kaskı bırakıp.
"Hey ne  oldu neden burada oturuyorsun?"
"Hiç taksi bekliyordum. "
"Bir sorun mu var"
"Yooo  yok hayır "
"Peki o zaman hoşçakal "
"Hoşçakal "
Tam arkasını dönüp gidiyordu ama durup geri dönerek bir şey söyleyecek gibi duruyordu.
"Benimle gelsene harika bir yer biliyorum"
"Ne şimdi mi? "
"Evet hadi kalk gidelim"
Elimden tutup beni çekiştire çekiştire motora bindirdi.
Aslında kafamı dağıtırsam moralim düzelebilirdi.
Motora binip bir lunapark'a geldik ama burası o kadar büyüktü ki daha önce los angels'ta ki walt disneye  gelmemistim.

Deli AşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin