Sadece İçinden Gelen

290 44 13
                                    

Şehir kütüphanesinin arkasında kalan kafenin üst katından oturmuş elleri arasında duran sıcak çikolatadan yükselen kokuyla elindeki defteri karalayıp dudaklarını ezen güzel adama bakıp derin bir nefes bıraktı Taehyung.

Dışarıda sert bir soğuk hakimdi artık, gözleri etrafta o ince dallı küçük fidanı arasa da büyük olan buna izin vermemiş, soğuktan rengi mora dönmek üzere olan parmaklarını da sıkıca sarıp kendi cebine sıkıştırdıktan sonra en rahat edeceklerini düşündüğü yere, kütüphaneye sürüklemişti Taehyung'u.

İçerisinin sıcağıyla güzelce ısınan ikili sessizce kitaplara bakarken dikkatlerini çeken bir kitapla kırk dakika kadar sakince oturmuş sonunda ise Taehyung Yoongi'yi çekeleştirerek kütüphanenin sessiz ortamından çıkartıp köşede kalan kırtasiyeye götürmüştü.

Fazla düşünmeden renkli ve siyah kapaklı iki defter ve birkaç kalem alıp geriye çıkmış ve yandaki kafeye girip daha sakin sayılan üst kata kurulmuştu kendisini takip eden gençle.

Koyu kahverengi saçları arasından kendisine dalıp gitmiş çocuğun gözlerine çevirdi bakışlarını Yoongi. Aniden kesişen gözleri Taehyung'u korkuturken hafifçe yerinden sıçramış ve dizini masaya çarpıp sıcak çikolatasının sarsılmasına neden olmuştu.

''Yapmak zorunda mıyım?'' küçüğününkızaran yanaklarını gördükten sonra tatlı telaşıyla daha da utanmasını sağlamamak adına kırıştırdığı yüzüyle asıl sormak istediği şeyi sordu direkt Yoongi.

''Hyung!'' Taehyung'un çatılan kaşlarına, hala kızarık duran yanaklarına, yanaklarına sakince eşlik eden minik burnuna bakıp dilini ısırdı Yoongi ''Oyun bozanlık yapma hadi.''

Çok da uzun durmadan gevşeyen kaşların yanında mümkünmüş gibi daha bir dinlenesi çıkan sesiyle konuşunca saçlarını önüne çekip kalemi dudakları arasına götürdü büyük, aklında küçüğün burnundaki benin güzelliği dönüp dururken konsantre olup da bir şeyler yazması pek mümkün değildi gerçi ama küçüğünün bundan bir haber olduğunu da gayet iyi biliyordu işte.

''Sadece içinden gelenleri yazacaksın hyung, hadi. Daha iyi hissettirecek.''

Sen, diye düşündü Yoongi, senden daha iyi mi hissettirecek yani?

Ama ses çıkartmadan başını sallayıp önündeki boş sayfaya titrekçe uzattı elindeki kalemi yavaşça.

Sadece içinden geleni yazmalıydı değil mi? Tam da o varlığına nefes aldığı güzel çocuk için içinden gelen bir iki cümleyi yazmalıydı işte.

Gerginlikten titreyen parmakları arasındaki kalemi iyice sıkılaştırıp dudaklarını ağzı içinde yuvarladıktan sonra kendisini izleyen gözlere bir hayal kırıklığı uğratmaktan korkarak bıraktı ilk kelimelerini.

Bir cümle, sadece ilk cümleyi düşünmüşken kalemi bırakıp yutkunarak karşısında kalan altı satıra baktı Yoongi. Kendi yazdığı kelimelere kararsız bakışlar atarken çırpılan elin sesiyle hızla başını kaldırıp kendisine anlayamadığı bir ifadeyle bakan küçüğü ile karşılaştı.

''Şimdi de siyah deftere yaz hyung.'' Taehyung renkli defterin kapağını örtüp önüne çektiğinde Yoongi kararsızlıkla baktı.

''Cidde-''

''Evet, evet cidden yapmak zorundasın.'' daha cümlesinin bitiremeden kesip cevap veren çocuğa usulca başını sallamış ve kendisini böyle tanıyabilmiş olmasından biraz utanıp bolca memnun olarak siyah kapaklı defterin ilk sayfasıyla bakışmaya başlamıştı.

''Çok fazla düşünmeden hyung, sadece içinden gelenleri hadi.'' kalem üzerinde öylece duran eline değen parmaklarla dudaklarını ıslatıp kalemi kavradı Yoongi.

İçinden gelenleri yazdı yine, kalem hareket ederken daha fazla dayanamadan bırakıp arkasına yaslandı Yoongi. Küçüğü kendine yine aynı gözlerle bakarken yutkunup başını cama doğru çevirdi.

Böyle güzel bakan çocuğun bakışları altında eziliyordu Yoongi, kendisi böyle bakmayı bilmediğinden kendini borçlu hissedip gizliyordu aklı sıra gözlerini. Umut dolu sıcacık gözlerle izlenmeyeli bir hayli oluyordu, karşılığı vermeyi hiç bilmediğinden ise yalnızca kaçıyordu işte.

Küçük olanın ise umursadığı söylenemezdi. Her zaman yanakları kızarıp başını eğen olmak heyecanlarını katlasa bile Yoongi'yi karşısında böyle görmek sürekli bakma isteği uyandırıyordu içinde.

Garsonun bıraktığı kahveye bakmadan kokusuna kızdı Yoongi, bir masa boyu uzağındaki çocuğun alıştığı kokusunu bastırıyor olması masanın altında duran sol dizini hızlıca sallamasına neden olmuştu.

Bacağına değen bacağın varlığıyla hafifçe gülümseyip renklenen yanaklarını kenara bırakıp iki defteri de önüne açtı Taehyung. İstemsizce siyah defterin daha kısa olan satırlarına kaydı gözleri.

Hayal, senin yaratılışın için orada olacağım ömrünün sonuna kadar.

Hayal, nerede olursan ol dünya hoş görülü olacak.

Hayal, bütün zorluklardan sonra çiçek açacaksın.

Hayal, başlangıcın mütevazi olacak ki geleceğin refah içinde olsun. (*)

Okuduğu satırlarla kıvrılan dudaklarına engel olamadı Taehyung.

Hafta sonunda fikirlerini anlatırken tökezleyip burun buruna kaldığı güzel çocuğun numarasını ancak dün, pazartesi günü, almıştı. Yanındayken Yoongi Hyung diye kaydetmiş olsa da gece yatmadan önce gülen gözleri ile utancından ve mutluluğundan güzelce kızarmış yanaklarıyla değiştirdiği adına ne kadar layık olduğuna karar verdi.

Renkli deftere kayan gözlerine itaat edip uzunca sayılan satırlara başladı.

Kurduğum hayaller dönüştü gerçeğe

Çocukluk hayallerim gözlerimin önünde

İki seyirciyle konser verdiğim o gecede

Şimdiyse Tokyo Dome gözlerimin önünde

Biricik hayatımı, yaşayabilirim tutku ve mutluluk ile,

Başka şekilde yaşamak yerine. (**)

Daha fazla konuşamadı ikisi de.

Parkta yalnız başına kalmış ince dallı küçük fidan ikisinin kalbinin atışını o uzaktan bile duyup serpilmeye devam ederken çarpan iki kalp günden güne bağlanıyordu sıkıca.

Ne Yoongi'nin haberi vardı Çiçek olduğundan ne de Taehyung bir haberdi Hayal'in kendisi olduğundan...


(*) Agust D ft. Suran - So Far Away

(**) Agust D The Last

Geçe kaldım yine ama yetiştim galiba değil mi?

Doğum günün kutlu olsun çiçeğim~

shinoa66m


shinoa66m

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
우리의 가난한 이야기 // TaeGiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin