-Abla?
sabah asyemürün sesiyle uyandım.
-Efendim ablacım.
-Girebilirmiyim.
-Gir
Dedim.
-Abla azad abi seni alışveriş için bekliyor.hem neden böyle yatın.
Azad mı geldi dünkı konuşmadan sonra gerçekten nışanlanacakmıydık.?
Asyemüre karşılık verip.
-Ablam boşver sen Azad a geliceğimi söyle.
Üzerimdekilerden kurtulup.
Altıma beyaz kalçamı saran pantolon giydim salaş siyah tshrt giydim.
Aşağı indiğimde azadın gözü hemen beni buldu.
-Hadi bir şeyler ye de gidelim.
Kafamı salladım.
-Yemek istemiyorum hadi gidelim.
-Hayır yiyiceksin.
Dedi belimden kavrayıp mutfağa götürdü.
Babam gil zaten artık etkisiz elemandı.
Beni umursamıyorlardı bile.
Yemeyi zorla yedikten sonra.
Hızlıca evden çıkıp arabaya bindik
Yol boyu hiç konuşmadık.
Hemen bitip gitsin die ilk mağazaya girdim uzun yırtmacı olan su mavisi arkası yuvarlak bel dokolteli bir elbise aldım.
Azad bana bir işim var deyip mağazadan çıktı.
Ayakkabı ve bir kaç takı aldıktan sonra kasaya yöneldim kasiyer e elbiseleri geçirecektimki kasiyer.
-Verin hanfendi ben onları azad bey adına paketletirim.
Beymi ne ara bey olmuştu sümsük dediğim çocuk.
Gerçi arabasından beliydi bey olduğu.
Kasiyer işini bitiriyordu ki tam azad geldi.
-Eyna işin bittimi
Kafamı salladım.
Kasiyerdekineşyaları alıp mağazadan çıktık.
Arabaya binip eve doğru yol aldïk tam evin önünde durduk.
Azad bana doğru döndü en son böyle döndüğünde kendimi fazlasıyla kötü hissetmiştim.
Elini torpidoya atıp bir kutu çıkardı.
Kutuyu açınca gözlerime inanamadım.
Sonsuzluk işaretli kolye sonsuzluk işareti olan kolyenin üstü küçük saf elmaslarla döşenmişti.
1 yıl önce bu kolyeye hasta olmuştum.
Çok istememe rağmen fazlasıyla pahalı olduğu ićin alamamıştım.
-Ne nerden biliyorsun.
Azad kaşının birini kaldırdı.
-Boşuna röntgenci değildim!
Ağzım açık kalmıştı resmen.
Yavaş yavaş beni kendisine çekiyordu.
Sankin denizin ortasındaki girdaptan çıkamıyordum ama çıkmakta fazla istemiyor gibiydim..