Bir gece gördüğüm rüya sayesinde böyle bir kitaba başlamaya karar verdim. Gerçek dışı şeyler olduğundan dolayı bilim kurgu kategorisinde yazmak daha uygundu. Umarım beğenirsiniz:) Düşüncelerinizi bildirmeyi unutmayın~
-
Bir sıra vardı. İleri doğru kilometrelerce uzuyor, başında ve sonunda ne olduğu kesinlikle bilinmiyordu. İnsanlar arka arkaya dizilmiş bekliyordu yalnızca. Etraf oldukça sisli ve bulanıktı. Renk denilen şeyden eser yoktu.
Sıra bu kadar kalabalık olsa da çabuk ilerliyordu. Jungkook sıradaydı. Önündeki insanlar bir bir azalırken her defasında kendini biraz daha ilerde buluyordu. Göremediği sona hızla yaklaşıyordu. Kısa bir süre sonra ilerideki gri sis bulutunun içinde kaybolup gideceğinin farkındaydı.
Sıradaki herkes hareketsiz bir şekilde duruyordu. Ne kıpırdıyorlar ne de etrafa bakıyorlardı. Jungkook, ellerine göz attı. Parmaklarını oynatmaya çalışırken oldukça yavaştı, ilerlemeye devam eden sıranın aksine. Ellerini yukarı kaldırdıktan sonra yüzüne dokunmuştu ama dokunup dokunamadığını anlayamıyordu. Somut bir şeyler hissetmeyi beklerken hissettiği şey yalnızca boşluktan ibaretti. İçini kocaman bir korku kaplasa da kendini nasıl kontrol edeceğini bildiğinden sakin kalmayı başarabilmişti. Yutkundu ve beklemeye devam etti. O sırada önünde gördüğü silik insanları dikkatle incelemeye başlamıştı. Herkesin neden bu kadar soluk ve saydam göründüğü beyninde koca bir soru olarak asılı duruyordu.
Kendi kontrolünde olmadan bir adım attı. Tüm bunların otomatik olduğunu düşünmeye başlamıştı. Sıradakilerin neden dümdüz durup başka hiçbir şey yapmadığı hala kafasının içinde dönüp dururken bir adım daha attı. Önündeki insanlar azalınca ayakları, bir yerden emir almış gibi ileri gidiyordu.
Hiçbir tepki vermeyen insanların arasından çıkmak istedi ama bunu başaramamıştı. Olduğu yerde hareket edebiliyordu ama sıradan dışarı adımını atamıyordu.
Sabırsızca beklemeye devam ederken artık sona geliyordu. Önünde yalnızca iki kişi vardı. Neler olup bittiğini görmeye çalışırken arkasını dönüp bakmıştı. Donuk suratlı insanları gördüğünde sıkıntıyla önüne döndü. Kendisinin de dışarıdan böyle görünmediğini umuyordu.Önüne döndüğü sırada sıranın başındaki kişiyle göz göze gelmişti. Kafasını arkaya çevirmiş olan çocuk, Jungkook'un kendisini fark ettiğini gördüğünde ona buruk bir tebessüm gönderdi ve çocuk önüne döndükten sonra Jungkook'un ayakları bir adım daha attı. Bunun anlamını biliyordu artık. Ona tebessüm eden çocuk da gitmişti, bu yüzden sıra bir kişi daha ilerlemişti.
Çocuğun ona bakışları hala aklından çıkamazken onun da diğer insanlardan farklı olduğuna şaşırmıştı. Kendisi de öyleydi, diğerleri gibi tepkisiz olmadığına göre başkalarından farklı olmalıydı.
Son bir adım attığında artık sıra kendisindeydi. Merakla ne olacağını beklerken gözlerinin önünde kitaplar belirdi. Kimileri kalın, kimileri inceydi. Jungkook'un kalbi hızla çarparken bedeninde bir sıcaklığın yükseldiğini hissetmeye başlamıştı. Vücudu belirginleşirken, çok daha hızlı hareket edebiliyordu artık.
Korkmadan kitaplara dokundu. İçlerinde neler olduğu hakkında en ufak bir fikri yoktu. Bir tanesini açıp okumaya başladı. İçinde yazan şey bir roman mıydı yoksa hayat hikayesi mi? Oldukça gerçekçi şeylerdi.
Kitapta yazan 'yangın' kelimesini görünce kitabın kapağını kapatıp kitabı başka bir tarafa fırlattı. Sonra sol tarafında duran, diğerine göre daha kalın bir kitabı almıştı elleri arasına. Bunun kapağını açıp okumaya başladığında diğer kitaba göre daha iyi şeyler yazdığını gördü. Bu kitaplardan birini seçmesi mi gerekiyordu? Ne yapacağını bilmiyordu.
Farklı farklı kitaplara bakmaya devam etti. Hepsinin içinde iyi şeyler olduğu gibi kötü şeyler de vardı. Jungkook, ısrarla kötü olayların geçmediği bir kitap ararken en sonunda yılmıştı ve ince kitaplardan bir tanesine karar vermişti.
Kitabın içindeki kötü olayları düzeltebilmenin bir yolu olduğunu da öğrenmişti aynı zamanda. Bu kitapta yazanlar artık onun kaderiydi ama olayda geçen kişileri bulup bir şekilde bazı şeylerin yaşanmasını engellediği sürece kötü hiçbir şey yaşamayacaktı.
Adı, kitabın üstüne yazıldı.
Jeon Jungkook. Bu adı kendi seçmişti.Jungkook, kitabı elinde tutarken yapması gerekenleri bitirdiğinde bir anda kendini koca bir boşlukta buldu.
Ve sıradaki herkes bir adım daha attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NOVEL • JiKook
Science FictionHayat, seçebildiklerimiz ve seçemediklerimizden oluşuyordu. Bir gün içinde nereye gideceğimiz, ne tür yemek yiyeceğimiz veya hayatımız boyunca kaç dil öğreneceğimiz gibi şeyleri seçebilirken; yıllarca birlikte yaşadığımız ailemiz, bizi oluşturan gö...