Vaveyla - 1

2.7K 170 723
                                    

Herkese selamlar. :)

İnanamıyorsunuz evet ama ben geldim...

Öncelikle söylemem gerek ki sizleri çok özledim. Bu kadar uzak kalmayı ben de istemezdim hayat şartları sağolsun şu sıralar telefonun icadından bile habersiz gibiyim, mazur görün. Bundan sonra arayı daha kısa ve düzgün tutmayı umuyorum.

Fark eden oldu mu bilmiyorum ama Savaşın Tutkusu'nu yayından kaldırdım. Çünkü o kurguma çok önem veriyorum ve çok yanlış bir başlangıç yaptığımı fark ettim. Tabi bunda ikizler burcu olmamın da büyük bir etkisi var. Birkaç kurgu sonra belki ona tekrar başlarım. Bunun için hepinizden özür dilerim..

Şöyle ki HanTol'un neredeyse her karakterlerine hikaye yazıldı ama HayRiç'e kimse dokunmadı. O yüzden ben de neden olmasın dedim. Karakterlerinin ana fikirleri aynı ama ben onlara yakışan -sizin de seveceğinizi düşündüğüm- bir hale getirmeye çalıştım. Vaveyla 3-4 bölüm olacak ve birkaç hafta içinde hepsini atıp bitireceğim.

Umarım beğenirsiniz. :)

İyi okumalar<3

•••

1999-Eylül/İstanbul

Bu dünyaya eksik gelen bazı insanlar vardı.

Sevgiden, aileden hatta bir isimden bile eksik doğanlar vardı. Ben, onlardan biriydim. 17 yıl önce yağmurlu bir kasım ayında doğmuş ve aynı gün terk edilmiştim. Duvarlarındaki her bir çizgisini ezbere bildiğim bu yetimhanenin kapısına bırakılmıştım.

Hayat'tım ben. İsmimi o gün beni kurtaran Selma Abla koymuştu. Her şeye rağmen hayat bulabilmem için. Bulmuştum da, inatçı biriydim. Farkında olmadığım zamanlarda bile hep savaşmıştım. Yaralar da almıştım, hala yaralıydım ve onları saracak tek bir kişi vardı benim için; Meriç.

Benimle aynı kadere sahipti o da. Eksik doğanlardan biriydi. Burada -ailesini kaybedip gelen çocukların arasında- bilerek terk edilmiş iki çocuk sadece bizdik. Bu yüzden beni sadece o anlıyordu, beni sadece o ezbere biliyordu ve benim eksikliğimi sadece o tamamlıyordu. Sadece bir farkımız vardı, o hayata çok öfkeliydi. Onu haksız görmüyordum, ben de hiçbir şekilde hak etmemişken yaşadığımız şeyleri düşününce çok sinirleniyordum. Ama bu öfkenin onun sonunun olmasından, onu yaralayacağından korkuyordum. Daha fazla yara alamazdı, yetimhanede büyüyen çocuklar zaten çok yaralı olurdu.

Şimdi yetimhanenin bodrum katındaki soğukta oturmuş Meriç'le 76 günlük hasretimizin bitmesini bekliyordum. Biz küçüklüğümüzden beri buranın kötü çocuklarıydık. Yan yana geldiğimiz ilk andan beri bu böyleydi.

•••

Uzun zamandır bahçenin bankında tek başına oyuncağıyla oynayan siyah saçlı çocuğu izliyordum. Hiçbir zaman kimseyle konuşmuyor, kimseyle oynamıyordu. Başkaları da yanına gitmiyordu. Bu yüzden onun için kötü hissediyordum. Kimse böyle yalnız kalmamalıydı. Ben ona yardım edebilirdim. Yerimden kalkıp usul adımlarla yanına gittim ama o bana bakmadı. Umursamayıp bankın diğer ucuna oturdum. Elinde küçük siyah bir motorsiklet vardı. Gülümsedim.

"Selam." dedim ve ona doğru eğildim. Ama bana karşılık vermedi.

"Çok güzelmiş oyuncağın." dediğimde sanki ben yokmuşum gibi davranmaya devam ediyordu. Kaşlarımı çattım ve hızla elindeki oyuncağı ondan aldım. Bu sefer başını sinirle kaldırıp bağırdı.

"Napıyorsun?" Mavi gözleri vardı, onları ilk kez görüyordum. Aslında tatlı bir çocuk olabilirdi ama tam bir öküz gibi davranıyordu.

Başka Bir Yerlerde Başka BirileriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin