How can I love when I'm afraid to fall?

6K 114 7
                                    

Merhaba arkadaşlar,Potterkafalar,Dramione shipperler,benim kafadan olanlar. Bu ilk hikayem,biraz acemice olabilir. Bu arada,hikayeyi özetlemek istiyorum. Altın Üçlünün okula ilk başladığı yıldan alacağım,bazı yerlerde değişimler olacak. 7. Sınıfa,yani Karanlık Savaş'a kadar getireceğim. Yaşlarda fark olacak tabii ki. Ve daha sonra,savaştan sonra,benim hikayemde evlenmeyecekler. Sadece sevgili olarak kalacaklar ve tekrar Hogwarts'a dönecekler. İşte asıl hikaye orada başlayacak...Her neyse,iyi okumalar! 

--------

1 Bölüm; 

Hermione Jean Granger,bir Muggle doğumluydu. Büyücü Dünyasında,pek kibar -Hatta hiç kibar olmayanlar- arasında bu bulanık diye geçiyordu. Ama ne olursa olsun,Hermione,başarısızlığa uğramayacağına dair kendine söz vermişti. Henüz okula başlamamasına rağmen pek çok kolay büyü öğrenmişti. Yaşına göre daha parlak bir cadı olmak istiyordu. Öyle olacaktı.  Ailesini gururlandırmayı çok istiyordu.

~~~~ 5 Gün Sonra ~~~~

İşte o gün gelmişti! O an 5 gün önce kendinden fazla emin olduğuna karar vermişti ama artık korkuyordu. 10 yaşında ki bir cadı en fazla ne yapabilirdi ki? Aslında diğerleri de aynı yaşta olacaktı,bu önemli değildi. Ama ya,bütün çalıştıklarını unutursa? Ya,onunla ''Bulanık.'' diye dalga geçenler olursa? Peki ya,onunla kimse arkadaş olmak istemezse? Ya da...Sonunda bu ''Ya...'' düşüncelerinden babasının sesi sayesinde uzaklaşmayı başarmıştı. Babası her zaman onun yanında olmuştu,her şeyini ona anlatırdı ama şimdi bundan pek emin değildi. Hogwarts'ın  9 3/4 e xpressinin olduğu bölüme baktı. Son kez babasına sarıldıktan sonra,gözlerini kapayarak hızla o duvardan geçti. Gözlerini açtığında,BAM! Her yer onun gibilerle,yani büyücülerle ve cadılarla kaynıyordu. Her yaştan büyücüler ve cadılar..İleri de onun olmak istediği gibi cadılar. Expressin duduğunu duyar duymaz,iri yapılı,kocaman adamın ''Birinci sınıflar,bu taraftan!'' diyerek bağırdığını duydu. Hemen diğer birinci sınıfların arasına karışıp trene bindi..

Galiba,trene biner binmez kaybolmuştu. Yani ilk gün başlamadan yersiz kalmıştı. Oturacak yer bulmak için teker teker bütün odaları dolaştı. En sonunda bir oda buldu. Oda da bir çocuk vardı. Hermione o odaya oturmaya karar verdi. Bir süre sessizce oturduktan sonra,kız çocuğa ismini sordu. Siyah saçlı çocuk,''Neville.'' diyerek cevap verdi,tam Hermione ona ismini söyleyecekti ki bir ''Zııııırp.'' sesi geldi. Neville,''Kurbağam!'' diye bağırmaya başlayınca,Hermione gülmesini engellemeye çalıştı ve kurbağayı bulmak için odadan çıktı. Bütün odaları aradı,ama hiç birinde yoktu. En sonunda gülüşme seslerinin geldiği odada durdu. İçeri de 3 kişi vardı,birisi kızdı. Kahküllü,kısa siyah saçları vardı. Diğeri bir erkekti,çikolata rengi derisi vardı. Ve düğme gibi simsiyah gözleri. Diğeri ise..yine bir erkekti. Sapsarı saçları,arkaya doğru yatırılmıştı. Mavi-gri gözleri vardı. Diğer ikisine göre oturuşu,duruşu daha dikti. Hermione hiç düşünmeden,onun ünlü,safkan,zengin Malfoy ailesinden olduğunu anlamıştı. O aile,diğer safkanların tersine büyücü dünyasına isimlerini yazdırmıştı. Ve sadece,tek bir ailede böyle sert-delici gözler ve beyaza yatan sapsarı saçlar olabilirdi. O da Malfoy ailesiydi. Çocuk,Hermione'nun ne için geldiğini anlamış olacak ki kafasıyla ''Git buradan.'' imasını verdi. Kız,iç çekerek diğer odaya bakmaya gitti. Bu odada iki kişi vardı,birisinin turuncu saçları vardı. Diğerinin ise siyah saçları. Hermione,sesinin yumuşak çıkması için Merlin'e yalvarırken,''Bir kurbağa gören var mı? Neville adında ki çocuğun kurbağası kayboldu.'' diye sordu. Turuncu çocuk omuz silkerek,hayır dediğinde Hermione onun elinde ki asayı fark etti. ''Ah,sihir mi yapıyorsun? Hadi göster bakalım.'' dedi. Turuncu saçlı çocuk,boğazını temizledikten sonra birşeyler mırıldanmaya başladı. ''Güneş ışığı,papatyalar ve kasımpa. Bu aptal şişko fareyi sarı yap!'' Ama bu sadece fareden bir ''Ciyak.'' sesi çıkmasını sağlamıştı. Hermione,iğneleyici bir ses tonu ile ''Bunun gerçek bir büyü olduğuna emin misin? Pek işe yaramadı,öyle değil mi? Ama ben evde bir kaç basit büyü denedim bile. Ve hepside çok işe yaradı.'' diyerek asasını çıkardı,ve siyah saçlı çocuğun yanına oturdu. Asasını çocuğun burnunun dibine kadar kaldırdı ve ''Oculus reparo!'' diyerek çocuğun gözlüklerinde ki kırığı düzeltti. ''Daha iyi,değil mi?'' diye sordu. Hermione,çocuğun cevap vermesine imkan tanımadan ''Bu imkansız,sen Harry Potter'sın. Adım Hermione Granger. Ve sende?...'' diyerek turuncu saçlı çocuğa döndü. ''Adım,Ron Weasley.'' dedi. Hermione yüzünü ekşiterek ''Memmun oldum.'' diyerek cevap verdi. ''Ve giyinseniz iyi olur,varmak üzereyiz.'' Odadan çıktı. 

En sonunda varmışlardı. Hagrid denen büyük iri adamın ''Birinci sınıflar buradan!'' diyen sesini duyduklarında bütün birinci sınıflar çoktan önünde toplanmıştı bile. Hermionu'nun gözü ise,bir kaç adım önünde duran Malfoy'a takılmıştı. Yine o,vagonda ki duruşu ile göze batıyordu. Geri de kalmamak için kafasını salladı ve diğerlerinin arkasından yürümeye başladı. Sandallara ulaştıklarında,son kez Malfoy'a baktıktan sonra Harry ve Ron'un yanına gitti. Çok geçmeden,karşılarında bütün ihtişamı ve zarafeti ile Hogwarts duruyordu. Harry ve Ron'u susturarak karşılarında ki kocaman,harika yapıyı işaret etti. İki çocuğunda göz bebekleri kocaman olmuştu. Yüzlerce olaya tanıklık etmiş Hogwarts. 4 Büyük büyücünün kurduğu Büyücülük ve Cadılık Okulu. Yüzyıllara tanıklık etmiş okul. Ve şimdi ise,bu Altın Üçlün'ün hayatını değiştirecek okul,ama tabii ki onların bundan haberi yoktu.

Hermione'nin Ağzından;

Sonunda! Sonunda gelmiştik,heyecandan kalbimin sesini duyabiliyordum. Sanki gülüyordu,hayır.Bu önümde ki iki aptalın sesiydi! Neye gülüyorlardı böyle? İkisini de dürterek susmalarını ve sağladım ve önlerinde ki yapıyı işaret ettim. Resmen ağızları düşmüştü..Kıyıya ulaşınca,Hagrid bizleri teker teker içeriye soktu. Bayan Minerva McGonagall,bizi orada bekliyordu. Bize bundan sonra yapılacakları anlatırken,bir ''Vraag.'' sesi duyuldu. Neville hemen üstüne atlayarak ''Kurbağam!'' diye bağırdı. Tam kafasını yerden kaldırmıştı ki,onu bir süpriz bekliyordu. Bayan McGonagall. Bütün herkes kahkahalarla gülmeye başlarken,yavaşça büyük salona doğru yürümeye başladık. 

İçeriye girer girmez,Ron ve Harry,ağızları açık bir şekilde tavana bakmaya başladı. İkisini de aydınlatmak için,''Tavana sadece büyü yapılmış.'' dedim,bana dönerek kafalarını salladılar ama gözlerinden,''Çok bilmiş.'' dedikleri anlaşılıyordu. Sonunda,seçmen şapkanın önünde toplanmıştık. İlk kişi,kaldırıldığında Malfoy,bizim yanımıza,daha doğrusu Harry'nin yanına gelmişti. ''Ben Malfoy,Draco Malfoy.'' diyerek kendini tanıttı. Harry'de aynı şekilde kendini tanıttıkttan sonra,Malfoy ~O benim için hiç bir zaman Draco değil.~ona,''Kimlerle arkadaşlık ettiğine dikkat et,Potter. Yanlış kişiler ile arkadaşlık etmeni istemeyiz.'' dedi ve Ron'a küçümseyici bir bakış attı. Galiba o an,ona karşı içimde bir nefret başlamıştı. Ne sanıyordu bu kendini? Yanlış kişilermiş. Harry,cevabını eksik tutmayarak,''Kimlerle arkadaş olabileceğimi kendim seçebilirim.'' dedi. Malfoy,gözlerini kısıp bize baktı ve tıslamaya benzer bir ses çıkardıktan sonra yerine geçti. O sırada,McGonagall,Ron'u çağırdı. Ron seçmen şapkayı takar takmaz,şapka yakınmaya başladı. ''Yine mi bir Weasley? Ah,bir türlü bitmediniz...Seni nereye koyacağımı biliyorum. Diğer bütün Weasley'lerin olduğu yere,Gryffindor!'' Ron sevinçle ayağa kalktı ve Gryffindor masasına doğru koştu. Sırada Harry vardı. Seçmen şapka. ''Kendini kanıtlamayı çok istiyorsun..Çok karışıksın. Slytherin'e ne dersin?'' diye başladı söze. Harry ''Slytherin olmasın,Slytherin olmasın.'' diye yalvarırken,seçmen şapka ''Slytherin olmasın mı? Eahm..Biliyorsun Harry,orada gerçek arkadaşlıklar edinebilirdin. O halde neresi,ha? Gryffindor!'' diyerek sözünü bitirdi. Harry aniden ayağa sıçradı ve gülerek Gryffindor masasına gitti. Sırada ki kimdi acaba..McGonagall,tam o anda benim ismimi okudu. Kısa çaplı bir şok yaşamıştım. Etrafıma bakındıktan sonra,yavaşça sandalyeye oturdum ve seçmen şapkayı bekledim. ''Başarılı bir cadı daha...Çok parlak,çok çok parlak. Galiba seni koyacağım yer,Gryffindor!''

How can I love when I'm afraid to fall?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin