2.BÖLÜM

125 15 16
                                    

Saate bakmadım ama hazır bitmişken şimdi atayım dedim. İyi okumalar... Bu bölümü kapağı tasarlayan okuyucum @-delibal_ 'a ithaf ediyorum.
_________________________________________

Alttan gelen bu sıcaklık da neyin nesiydi? Peki ya karnımdaki ağırlığa ne demeli? Sanırım daha fazla tutamayacağım. Göbeğimi tuta tuta lavaboya koştum ve günlük işlerimi hallettim.

Şuan ise söylene söylene yatağımı topluyordum. Bugün alarm çalmadan önce uyandım. Şaşırabilirsiniz. Benden beklenmedik hareketler.

Şöyle bir düşünürsem, okul lakosu yerine kurukafalı tişörtümü giymemde hiçbir sorun görmüyorum. Kıyafetlerimi almak için dolabıma doğru ilerliyordum ki ayağımı yatağımın köşesine vurdum.

Sakarlıkta üstüme yoktur. Yatağın köşesini sivri yapan marangoza saydırırken, içeri Çınar girdi.

-"Günaydın ablacım"diyebildim zor bela.

-"Günaydın abla"dedi gülümsemesi yüzünde yayılırken.

-"Bugün beni okula sen bırakır mısın?"diye sordu. Genelde babam bırakırdı hep veyehutta annem. Daha öncede beraber gitmişliğimiz var ama Çınar'ın isteğiyle değil benim isteğimle gitmiştik.
Ama bu gün farklıydı. Neden böyle birşey istediği hakkında anlam veremezken sorusunu cevapladım.

-"Tabi yakışıklım ama bunun ayrı bir nedeni var mı?" sanki bunu sormamı bekliyormuş gibi hemen cevapladı.

-"Okuldan bir arkadaşımı her gün abisi getiriyor ama abisi yanında olduğu için yanına gitmeye utanıyorum. Sen benimle gelsen, siz sohbet ederken biz de oyun oynasak"utanması bana garip gelmişti. Yaşı geriği olabilir diyerek fazla uzatmadım. Sonuçta aynı yaşta değildik ve ister istemez düşüncelerimizde farklı olabiliyordu. Cevap vermeden önce:

-"Demek abisi getiriyor, peki arkadaşının adı ne?"niye sordum. Lafı kıvırmaya çalıştı fakat kıvıramayınca sorumu cevapladı.

-"Ceren"

-"Tamam, şimdi anlaşıldı senin karın ağrın. Ben de diyorum neden utanıyor"diye imalı imalı konuştum. Çınar'sa otuz dişiyle sırıtıyordu. Bu hali o kadar çok tatlı gelmişti ki eğilip yanaklarını sıktım.

-"Tamam, bugün beraber gidelim"

Garip bir şekilde zıplayan Çınar'a 'uzaylı görmüş masum köylü' bakışı atıp dolabımdan kıyafetlerimi çıkardım.

-"Bakalım ilk kim hazırlanacak?"

-"Tabiki ben"diye bağırırken koşarak odamdan çıktı.

Çınar; benim erkek kardeşim. Her ne kadar doğduğunda 'unutulma' korkusu olsa da sonradan çok sahiplenmiştim. Kimseye elletmez, kucağımdan bırakmazdım. Şimdiyse onu ağlatan veletleri tehdit etmekle uğraşıyorum. Benim gibi babama değil de anneme çekmiş. Bu nedenle benim gibi atılgan değil de, nasıl desem, daha çok pısırık gibi.

Düşüncelerimden ayrılıp kıyafetlerimi hızlıca giyindim. Saçımı da at kuyruğu yaptıktan sonra odamdan çıktım ve o sırada Çınar'la göz göze gelince dil çıkardım. İkimizde merdivene doğru koşarken tabi ki ilk ben yetiştim.

Merdivenleri son hızla inerken günün ikinci sakarlığını yapıp son basamakta hızımı alamayıp yere kapaklandım.

Çınar'ın kahkahaları yayıldıkça bana yetiştiğini anladım. Ayağı kalkmaya çalışınca canım acıdığı için pes ettim. Kafamı yukarı kaldırdığımda Çınar'la karşılaştım. O da bana dil çıkardı. Ardından yüzümde bir flaş patladı. Kahretsin, babam fotoğrafımı çekmişti.

YAĞMURHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin