Sevgi Azraili

Part-1 (Ölüm Gölü)

1980 Yıllarında Rousa isimli şehirde yaşayan iki genç hayatının ilk baharlarını yaşıyorlardı. Fakat..

Liberton okulunda okuyan Jasmine isimli genç kız sınıfın en iyi okuyan öğrencilerindendi. Jasmine'in pek fazla arkadaşı yoktu çünkü o eşsiz güzellikte ve çok akıllı oldugu için kıskançlık yaratan birisiydi. Yalnız dağın yamaçlarına çıkar ağacın dibinde oturub manzaraya bakarak yalnızlığının kederini yaşardı. O sırada arkadaşlarıyla kamp yapmaya giden Carl isimli sınıf arkadaşını gördükte meraklı bir şekilde yanına gider:

Jasimine:Hey Carl bunca eşyayla nereye gidiyorsunuz?

Carl:Galiba kamp yapacağız ormana gidiyoruz bir kaç tatil gününü güzel geçirmek istiyoruz.

Jasmine:Vayy çok güzel. Eee sakıncası yoksa sizlere katıla bilirmiyim?

Carl:Neden olmasın, zaten sınıfın diger kızlarıda gidecekti ve senin gitmek istemediğini söylemişlerdi??

Jasmine:Yine aynı saçmalıklar neden bana karşı hep böyle davranıyorlarki?
Ben onlara karşı hiç bir zaman kötü olmadım sadece birini sevdigim için bana karşı bu tavırda olmalari saçmalık...

Carl:Ne demessin Lucas sevgilisini terk edip seni seçtiği için neden boyle davranmalılar ki saçmalık...

Jasmine:Bunu ben yapmadım Lucas'ı sevmem onları ayırmam anlamına gelmedi ki kendisi de Jennifer'ın doğru kız olmadığını biliyordu, galiba sadece gösteriş için sevgiliydiler. Her neyse nerede toplanıyoruz yolculuk için ve hangi ormana gidiyoruz

Carl:Serenada Gölünün yanında ki kamp alanında ve eşyalarını bizim eve getirmeyi unutma yarın erkenden gideceğiz.

Jasmine evine dogru giderken Lucas'ın eski sevgilisi Jennifer'a rastlıyor. Yere bakıp hiç bir  göz teması kurmadan evinde dogru gitmeye devam ediyordu.
Jasmine'in annesi kalp krizi sonucunda vefat etmişti babasıyla yaşıyordu. Yedi yaşından annenin ne olduğunu bilmeyerek büyümüştür. Babasının ismi Henry'dir Balıkçılıkla evini geçindiren birisidir.
Jasmine içeri girdikten sonra babasına yarın kampa gideceğini söyler fakat babası buna izin vermez:

Henry:Hayır seni yalnız bırakamam

Jasmine:Ben yalnız olmayacağım ki  arkadaşlarımda orda olacaklar!

Henry:Bak kızım Judy'ye olanları hatırla seni bırakamam yalnız!

Judy Jasmine'in ikiz kiz kardeşidir akşam arkadaşının evine giderken kaybolmuş ve cesedine dahi rastlanmamıştır.

Jasmine:Bak baba Judy'ye olanları unutamam ama Judy daha çocuktu sen söylemiştin bunu...

Henry:Konu kapanmıştır odana çıka bilirsin.

Jasmine üzgün ve hırslı bir şekilde odasına çıktı. Fakat hiç bi zaman yapmadığı bir şey yapacaktı. Eşyalarını toplamaya başladı. Sabah güneşin ilk ışıklarıyla kalktı ve parmağının ucuyla dış kapıya yakınlaştı. Kapıyı açarken babası kalktı ses olduğunu duymuştu, Jasmine kapıyı hızlı bir şekilde açıp koşmaya başladı. Guzel gün geçirmek için gidiyorlardı, belki biraz olsun kendini yalnız hissetmezdi...
Eve vardı, son kontroller yapıldı çıkmaya tam hazırlanmışlardı. Arabaya binerek kamp alanına gitmeye başladılar, Jasmine yol kenarında birkaç orkide görmüştü, bu çiçek onun en sevdiği çiçekti. Sanki saflığın canlı olmuş hali gibi düşünüyordu. Kamp yerine vardiklarinda çadırları kurmaya başladılar, her kes grup halinde çadırları kurarken Jasmine yalnız kurmaya çalışıyordu onun sadece erkek arkadaşları vardı. Lucas Jasmine'in yalnız oldugunu görüp yardıma koştu. Jeniffer bunu görüp kıskançlık yaşamaya başladı. Jasmin'e karşı kin oluşmuştu, ondan nefret ediyordu, sevgilisini ondan alan varlık görüyordu sanki. Yalandan kendisini yere atdı, sanki çadırın demirlerini yere saplarken taşı ayağına vurmuştu. Sandı ki Lucas ona yardım edecek. Onun umrunda bile  olmadı, bu onu daha cok  sinirlendirmeye teşvik etdi. Mike Jasmine'in yakın arkadaşıydı ve Jeniffer'a aşıktı....
Başlarında bir izci yoktu,sadece bir grup amatördü. Bir grup ağaç dalları toplamaya gitmişlerdi ateş yakıp yemek hazırlayacklardı, Jasmine ve Lucas'ta dal toplamaya ayrı bi yere gitmişti. Onların bazı hayalleri vardı üniversiteyi bitirmek ve evlenmek gibi masum aşk dolu hayallerdi. Jasmine Lucas'a şöyle bir soru yöneltti: