Kaybettiklerim dağıttığım servetim miydi ?.Yoksa kazandığım bir şey miydi ?.Hayatım boyunca hep bunu merak edicektim.Ailemi 8 yaşında toprağa vermiştim.Ve bir tek ben sağ kalmıştım.Acaba bu bir ödül müydü ? Yoksa bir ceza mı ?.
O günden beri teyzem Jessica ile Kanadada yaşamaya başlamıştık.İkimiz de bu hayatta kaybetmiştik.Ama yine de yaşıyorduk.
Uyandığımda henüz erkendi.Kabuslarım beni bir türlü bırakmamıştı.Ailemin silüetlerini hep rüyamda görüyordum.Onları teker teker öldürüyordum.Hemde bi kurda dönüşerek.
Camımdaki siyah renkteki perdeyi çekip camı açtım.Dışarısı buz gibiydi.Ama kar kokusu ferahlatıcıydı.Odama oksijen girerken bende dolabımdan birkaç parça kıyafet çıkarıyordum.Banyoya girip küvetin içine sıcak suyu doldurdum.Küvetin içine girip duş aldıktan sonra kurulanıp kıyafetlerimi giymeye başladım.
Siyah bir kot ,kırmızı bir kazak giyindim.Saçlarımı kurutup bileğimdeki iple saçımı topladım.Aşağıya indiğimde teyzem kahvaltı hazırlıyordu.Sarı bukleli saçları omuzlarına dökülüyordu.Çıkık elmacık kemikleriyle yaşına göre genç duruyordu.Jessica teyzem.Ama ruhen çökmüştü.
"Günaydın teyze"dedim ona bakıp gülümseyerek.
"Günaydın Shailene" diyerek bana sarıldı.Bende ona sarıldım.Teyzemden başka ailemden kimsem yoktu.Ve ona değer veriyordum.Çocukluğumda beni alıp buraya getirmiş ve kendi evladı gibi sevmişti.Teyzeme sarılmam bitince masaya oturdum.Jessica elinde tavanın içinde bulunan yumurtaları bir tabağa koyuyordu.O da sofraya oturunca beraber yemeye başladık.Jessicanın yemeklerini seviyordum.Tıpkı annem gibi yapıyordu.
"Ee Shailene bugün senin için büyük bir gün"dedi elindeki çatalla beni işaret ederek.
"Ne hakkında teyze ?"dedim ona bakıp.
"Kendi mezuniyet gününü nasıl unutursun acaba ?"dedi tatlı bir dille.
"Ah evet unutmuşum.Geliceksin değil mi ?"dedim.
"Tabikide geliceğim sen benim tek yeğenimsin"dedi gülerek.Gülünce yüzünde hafif beliren kırışıklıklar ona sevimlilik katıyordu."A bu arada senin için ayırdığım güzel bir elbise var.Onu giyince tam bir peri kızı gibi olucaksın"diyordu beni dürterek.
"Yemeklerimizi yiyelim bakarız bende merak ettim şu elbiseyi doğrusu"diyerek elimdeki çatalla yemek yiyordum.
Yemeklerimiz bittince teyzeme yardım ettim ve bulaşıkları makineye attık.Teyzem merdivenlerden yukarı çıktığında onu takip ettim.Bir kapının önünde durdu ve elindeki anahtarı kilide yerleştirdi.Kapının gıcırdamasıyla içeri girdik.İçerisi tozluydu ama muazzam bir görüntüsü vardı.
Teyzem bir gardırobun önüne geçip gardırobu açtı.Eline aldığı koyu renkte siyah uzun kollu bir elbiseydi.Tam da beni yansıtan bu elbise çok hoşuma gitmişti.
"Nasıl beğendin mi ?"dedi Jessica.
"Beğenmek ne kelime bayıldım.Bu harika"dedim zarif ve asil duran elbiseye bakarak.
"Güzel.Bunu senin mezun olucağın gün için almıştık.Annenle birlikte.Tabii o zamanlar küçüktün ama hayal işte ne yapıcaksın"dedi.Gözünde hafif bir yaş vardı.Teyzemi üzmemek için konuyu değiştirmeye karar verdim.
"Teyze,akşam için hazırlanmama yardım eder misin ?"dedim tatlılıkla.
"O zevki kaçırmak istemem"diyerek gülümsedi.