Mariska

1 0 0
                                    

MARİSKA


O zamanlar asıl adı Khemet olan sonraki adıyla ise Mısır iki ayrı krallıktan oluşuyordu. Kuzey mısır yani aşağı mısır kral Ro tarafından yönetilirdi. Güney mısır ise Nil nehri boyunca verimli vadilerden oluşan yukarı mısır krallığıydı ve kral tiu tarafından yönetilirdi. Bu dönemde şehir devletleri henüz yeni yeni oluşmaya başlamıştı. Mariska thinis adı verilen bir şehirde soylu bir adamın kölelerinden biriyle olan evlilik dışı ilişkisiyle doğmuştu. 12 yaşına kadar doğduğu evde yaşamış daha sonra köle pazarına çıkarılarak annesiyle beraber satılmıştı.


Mariska o gün ilk kez kıyafet giyeceği için heyecanlıydı. Çünkü mısırda 12 yaşına kadar kız ya da erkek çocuklar kıyafet giymez çıplak dolaşırlardı. 12 yaşına geldikleri gün ise erkeklerin belden aşağısını bağlamaları için açık beyaz keten bir kumaş verilirdi kızlara ise biraz daha büyükçe açık mavi tonlarında iki kumaş verilirdi bunlardan birini belden aşağılarını diğerini ise göğüs kısımlarını örtmek için kullanırlardı. Kölelerin giyebildiği tek kumaş bu keten kumaşlardı. Yaşları büyüdüğünde ise kızlara yine açık mavi yada açık kahverengi tonlarında tek parçadan oluşan elbise için kumaş verilirdi. Çocuklar 12 yaşına geldiği gün heyecanla annelerinin yanına gider annelerini iyi dileklerle çocukları giydirir ve kumaşları nasıl örteceklerini öğretilerdi. Mariska'da o sabah heyecanla uyanmış evin beyinin kızlarına hizmet ettikten sonra temizlik yapan annesinin yanına gitmişti. Annesi henüz evin beyinin onlar için kumaş vermediğini verdiği zaman giydireceğini söyleyip sessizce beklemesini tembih etmişti. Mariska annesine yardım ederek beklemiş bir yandan kıyafet giyince nasıl görüneceğini hayal etmişti. Belki de annesinin ki gibi açık kahverengi iki kumaş verilir diye düşünüyordu. Ama yine de mavi olursa daha mutlu olacaktı. Çünkü diğer köle kızların ki açık kahverengi iki kumaştan oluşuyordu. Onun ki farklı olur diye düşündü. Zaman geçmek bilmiyordu öğle saatleri yaklaştığında evin hanımı annesine gelip bir şeyler emretmiş annesi onları hallettikten sonra elinde iki mavi kumaşla gelmişti. Mariska gözleri parlayarak annesine koşmuş biliyordum biliyordum mavi olacağını biliyordum diye sevinerek annesine sarılmıştı. Ama annesi ona hüzünle bakarak kumaşı gösterdiğinde Mariska'nın yüzündeki gülümseme tuzla buz oldu. İki tane tek parçadan oluşan mavi elbise vardı annesinin ellerinde ve bunun tek bir anlamı vardı. Mariska başka bir efendiye satılacaktı. Annesine de aynı kumaştan verilmesi annesinin de artık bu evde istenmediğini gösteriyordu. Şansı varsa satılacak yoksa sokaklara atılacaktı. Mariska'nın gözleri doldu. Bu evde büyümeye ve çalışmaya devam edecek çocuklara iki parça kumaş verilir satılacak çocuklara ise tek kumaş verilerek yaşı daha büyük görünsün diye elbise giydirilirdi. Mariska efendinin kızlarının tüm işkencelerine rağmen bu evde mutluydu. Annesi ona hep en azından birlikteyiz derdi. Beraber sarılır samanların üzerinde yatar beraber artan yemekleri yerlerdi. Mariska burada doğmuş burada büyümüş ve bundan başka bir hayat görmediği için hayatından memnundu. Bazen efendinin kızlarına özenir onlar gibi renkli kumaşlardan elbise olduğunu onlar gibi takıları olduğunu hayal ederdi. Ama bunun asla olmayacağını bildiği için kendini mavi kumaşların içinde hayal etmeye dönerdi. Ama şimdi bu iki elbise bu hayatın annesi ve onun için bittiğini haber veriyordu. Çünkü annesini ve onu aynı efendinin alması imkansıza yakındı. Annesi gözyaşları içinde sarıldı kızına ve elbisesini giydirmeye başladı. Kendi elbisesini de giydikten sonra kızına baktı sarıldı öptü. "Belki bu birbirimizi son görüşümüz Mariska." dedi. "O yüzden ne olursa olsun hayatta kal efendilerinin sözlerinden çıkma çalışkan ol ve ne işkence edilirse edilsin asilik etme hiç bir efendi asiliği affetmez. Artık gücünün kalmadığını düşünürsen Ra'ya dua et o sana sonsuz gücü ve enerjisiyle yardım edecektir. Nefes al Mariska. Sen yağmurla gelensin. Bir gün zamanın kumları senin için akacak o güne kadar hayatta kalmalısın." diyerek son kez sarıldı ve elinden tutarak evin efendisinin olduğu kısma gittiler. Efendi onları görünce "Kapıda bekleyin birazdan çıkacağız." dedi. Efendi kıyafetini değiştirip o gün satıcı olduğunu simgeleyen kırmızı bir kumaş giydi ve hep beraber çıktılar. Efendi önden gidiyor Mariska ve annesi arkasında bir kaç adım arayla onu takip ediyordu. Annesi efendinin kendi kızını ve annesini satmaya götürdüğünü bildiği için gözyaşlarına hakim olamıyor bir yandan da kızının daha bu yaşta satılacak olmasına daha da kahroluyordu ayakları gitmiyor kendini ve kızını sıcak kumlarda yalınayak adeta sürüklüyordu. Pazar yerine vardıkları zaman efendi ikisini de yüksekçe bir tahtanın üzerine çıkarıp alıcılarla pazarlık etmeye başladı. Ama hiçbir alıcı ikisini aynı anda almıyordu. Efendi kadına elinden geleni yaptığını ima eder şekilde baktı kadın başını yere eğdi kızının omzunu sıkıca tuttu. Bu efendinin Maria'nın yüzüne üçüncü bakışıydı. Birlikte oldukları gün, hamile olduğunu anladığı gün ve elinden bir şey gelmediğini ima ettiği işte bu an. Maria kızının çenesini tutup başını kendine doğru çevirdi bu kızını son görüşüydü. Kızının gece gibi simsiyah ağlamaktan kızarmış nemli gözlerine baktı başına yumuşak bir öpücük kondurarak sessizce içinden veda etti kızına. Sonra bir yaşlı bir adam efendiyle pazarlık edip Mariska'yı aldı. Efendiden aldığı ipi mariska'nın küçük kollarının bileklerini birleştirerek bağladı. İpin diğer ucunu da kendi aldı ve sessizce ağlayan kızı iple çekiştirerek kalabalığın içine karıştı.

EVAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin