* Medya mia"nin çalıştığı Cafe *
MİA'NIN AĞZINDAN
Jimini sadece arkadaş olarak görüyorum. Sadece sınıftan bir arkadaş. Derin düşüncelere kapılmışken gelen öğretmen lee' nin sesiyle tüm dikkatimi oraya verip dersi dinlemeye başladım ama nafile aklimdakilere engel olamıyorum. Basım ağrıdığı için kafamı sıraya koyup uyumaya çalıştım. Ve göz kapaklarım yavaşça kapanmaya başladı. Kendimi uykunun en güzel tonlarına teslim ettim.
~3 SAAT SONRA ~
Gözlerimi açtığımda sınıfta kimsenin olmadığı dikkatimi çekti. Saate baktığımda son derse girmiştik. Saçlarımı karıştırıp çantamı topladım ve kimse görmeden okuldan çıkıp sahile gittim ve oturmaya başladım. Denizin o eşsiz sesi sanki kulaklarıma gelen sakinleştirici muzik sesi gibi beni rahatlatıyordu. Gökyüzüne bakıp derin bir iç çektim ve yoldan geçenleri izlemeye başladım. Birbiriyle şakalaşan sevgililer, kendi aralarında masumca eğlenen çocuklar... onlara bakıp tebessüm edip saate baktım ve çalıştığım kafeye doğru yürümeye başladım. Fazla geçmeden kafedeki yerimi aldım ve hemen iş başına geçtim. Bugünde yoğun olacağa benziyor fakat buna katlanmak zorundayım diyip etrafa göz attım ve yeni gelen müşterilerin yanına gidip siparişlerini aldım ve mutfağa siparişleri vermeye yöneldim derken kafenin kapısının açılma sesiyle gelenin kim olduğuna baktım. Dün akşam gelen çocuklardı ama sadece ikisi gelmişti. Tebessüm edip "Hoşgeldiniz efendim" diyip 16. Masanin siparişlerini hazırlayıp masaya doğru yöneldim ve siparişleri masaya koyduktan sonra arkamı döndüğümde biriyle çarpıştım. Gözlerimi saskinca açıp "özür dilerim efendim" diyip kafamı yere egdim. Taki o sesi duyana kadar."Mia" kafami kaldırıp merakla çarptığım kişiye bakmaya başladım. Bu jimindi. "J-jimin özür dilerim. I-iyimisiin" diye endişeyle sordum. Eliyle omzuma dokunup "endişelenme bir şeyim yok hem tepsi boştu" diyip tebessüm etti. Yanımıza birinin gelmesiyle gözlerimi gelen kişiye çevirdim. Bu dünkü çocuktu. "Huyung iyimisin bir şeyin var mi" diyip endişeyle jimine sorular soruyordu ve beni farkedip bağırmaya başladı. "Neden dikkat etmiyorsun? Burda insanların üzerine bir şey dök diye yada insanlara çarp diye mi para alıyorsun? İşini doğru düzgün yapmicaksan neden buradasın" gözlerim dolmuştu başımı öne eğip " özür dilerim efendim bi hataydı" diyip ordan uzaklaştım ve dinlenme odamıza geçtim. Dolan gözlerimdeki yaşlarımı serbest bıraktım. Haklıydı. İşimi doğru düzgün yapamicaksam neden burdayım?
Jiminin Ağzından
Okuldan çıkıp sahilde biraz oturmaya karar verdim yavaş adımlarla denizin o temiz havasını içime çekip rahatlıyordum. Telefonuma gelen bildirim sesiyle telefonu elime alıp gelen mesajı okumaya başladım. Mesaj suga hyung tan gelmişti.
Gönderen swag:
1 saat sonra her zaman ki kafeye gel velet...
Telefonun tuş kilidini kapatıp bir tane kızın kalktığını gördüğüm banka oturup insanları izlemeye başladım. Hepsi yüz ifadelerini mutlu maskelerin altına saklamaya çalışıyorlardı. Ve az ileride oynayan çocuklar dikkatimi çekti. Onlara baktıkça küçüklüğüm aklıma geldi ve tebessüm edip Ayağa kalktım ve suga hyungun dediği kafeye girdim. Tam bizimkilerin yanina ilerlerken garson kız ani bi şekilde döndüğü için çarpıştık. İnce sesiyle "özür dilerim efendim" diyip kafasını yere egdi. Bu sesin sahibi tanıdıkti "Mia" Dedim şaşkınlıkla. Ne yani mia burada mı çalışıyordu okul çıkışları? Dediğime şaşırmış olucakki gözlerini açıp şaşkınlık içinde bana bakmaya başladı "J-jimin özür dilerim. I-iyimisiin" diyip endişeyle sordu. Omzuna dokunup "endişelenme bir şeyim yok hem tepsi boştu" diyip tebessüm ettim. Mahcup bir ifadeyle suratıma bakıyordu derken yanımıza sinirle gelen kooku fark ettin. Endişelenmis bi hali vardı. "Huyung iyimisin bir şeyin var mi" diyip endişeyle bana bakıyordu. "İyi yim merak etme bir şeyim yok" diyip tebessüm ettim ve o an olan olmuştu. Kook sinirden gözü görmüyordu ve mia ya bağırmaya başlamıştı. Engel olmaya çalışsam da başarısızdim. Mia gözleri dolu bi şekilde yanımızdan ayrılınca içim de bir şeyler paramparça olmuştu. Kooka dönüp neden o kıza öyle davrandın dedim sinirle. Önüne baksaydi. İşini doğru düzgün yapamicaksa burda işi yok. Hem seni neden bu kadar ilgilendirdi diyip merakla bana bakmaya başladı. Kafamı kasıyip o kızla aynı sınıftayız diyip önden yürümeye başladım. Masaya geldigimizde bizimkilere selam verip masaya oturdum ve konuşmaya başladık. Çok geçmeden mia sipariş almak için yanımıza gelmişti. Ama bu sefer yüzünde daha ciddi bir ifade yer alıyordu. Gözlerimi ondan alamıyordum. "Ne istersiniz" diyip hepimizin tek tek siparişini aldı ve yanımızdan ayrıldı. Kooka baktığımda yüzünde pişmanlık duygusu yer alıyordu. Biraz bekledikten sonra siparislerimizi getiren miaya baktım. Gözleri kızarmisti. Kooksa hiç bir şey olmamış gibi devam ediyordu. Yavaşça tabaklari masaya bırakıp hiç bir şey demeden yanımızdan ayrıldı. Yemeklerimizi bitirip artık gitme kararı aldık. Hepimiz masadan yavaşça kalkıp kapıya yöneldik. Namjoon ve Jin hyungta hesabı ödemek için kasaya yöneldi. Gözlerim miayi arıyordu ama onu hiç bir yerde göremedim. Boynuma dolanan kolun sahibine kafamı çevirdiğimde tae olduğunu fark etmem uzun sürmedi ve kafeden ayrıldık.
MİA'NIN AĞZINDAN
Gözlerimi silip odandan çıktım ve hazır olan siparişleri alıp jimin ve arkadaşlarının masasına doğru ilerlemeye başladım. Hiç bir şey demeden tabaklari önlerine yerleştirip oradan uzaklaşıp mutfağa girdim. Bu gece mutfağı temizleme sırası bende olduğu için şimdiden temizlemeye başladım......
Ve artık sonunda bitti. Derin bir oh çekip yanımda duran sandalyelerden birine oturup kafamı viledanin sapına yasladım. Ve gözlerimi dinlendirmek için kapattım. O sırada kapıdan elinde iki bardak kahve ile gelen cho-hee yi görüp tebessüm ettim. " Müşterilerin hepsi gitti. Kahvelerimizi içtikten sonra kapatırız" diyip elindeki bardağı bana uzattı. "Teşekkür ederim" diyip uzattığı bardağı aldım.
"Bugün o çocuk neden sana öyle davrandı?" Sorduğu soruyla bakışlarımı ona çevirdim ve herşeyi başından sonuna kadar anlattım. Elini omzuma koyup "boşver takılma arada olur böyle şeyler" diyip teselli etmeye çalışıyordu. Saate baktığımda geç olduğunu fark edip artık kapatsak mi dedim ve kafasını olumlu anlamda salladı. Bugün hiç olmadığım kadar yorgun düşmüştüm. Yarın okula gidebilirmiydim onu bile bilmiyordum. Çantamı alıp kafeden çıktım ve yürümeye başladım. Çok geçmeden eve vardım ve sessiz olmaya çalışıp odama doğru ilerledim. Odama girdiğimde karşımdaki aynaya bakıp eski yaşantımızda düşünmeye başladım. Ailemin olduğu zamanları. Eminim beni böyle görmek istemezlerdi. Saçlarımı karıştırıp yatağa uzandım ve gözlerimi uykuya teslim ettim.
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Merhaba güzel okuyucularım 😄 Kitap nasıl gidiyor? Beğendiğiniz yada beğenmediğiniz kısımları eleştire bilirsiniz. Her türlü iyi yada kötü yoruma açığım❤ Bu arada vote ve yorum yapmayı unutmayin. Sizleri seviyorum. Bir dahaki bölümde görüşmek üzere 💙💙💙💙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüreğim seni çok sevdi ...Pjm
Короткий рассказ"Beni bu karanlık, çıkmaz sokaktan kurtarırmısın park jimin?"