Sözüm söz

13 2 0
                                    

Müdürümüz sınıfa girdi ve müzik yarışması olacağını kendine güvenen arkadaşları müzik öğretmenimize başvurması için duyuruda bulundu. Batuhan'ın bu konuyla fazlasıyla ilgilendiğini gördüm sesi gerçekten güzeldi demekki. Ama şimdi birde Batuhan'ı sahnede düşündümde dans eden maymun gibi birşey olacaktı. Ben böyle saçma benzetmeler yapıp hayallere dalmışken Cansu yanıma geldi.
"Ceren hadi yürü gidip şu çocuğu bulalım"
"Of Cansu yorma beni boşver şu çocuğu"
"Ya Ceren senden küçük birşey istedim bunu benim için yapmayacak mısın?"diye mızırdamaya başlarken Batuhan yanıma geldi ve hadi kahvemi ısmarla dedi. Hemen birşeyler düşünmeliydim yoksa güzel huzurum yok olup gidecekti derken aklıma olağanüstü bir fikir geldi.
"Batuhan bir dakika bekler misin? Cansu'ya özel olarak söylemem gereken birşey var"
"Tamam peki ama çabuk ol seni kapının önünde bekliyorum"dedi ve sınıftan ayrıldı.Cansu hakim olamadığı merakıyla sordu;
"Anlat bakalım neymiş o söyleyeceğin özel şey"
"Aslında özel demeyelim sen bana yardım edeceksin ben sana"
"Nasıl bir yardım dökül çabuk"
Hemen olayın üstünden kısa bir özet geçtim o biz kahve içerken gelip çok kötü birşey olduğunu ve hemen konuşması gerektiğini söyleyecek ve kahvemizin dibini göremeden beni Batuhan'ın yanından götürecekti bunun karşılığında ise o çocukla ilgili herşeyi beraber öğrenecektik. Cansu'da o çocuğun lafını duyar duymaz kabul etti tabi.Batuhan'ın seslendiğini duydum.
"Sanki dünyanın sırrını anlatıyorsun hadi be kızım benim canım kahve istiyor"
"Tamam be patlama geldim hadi yürü gidelim" Batuhan hızlı adımlarla kantine doğru gidiyordu ben ise onun aksine gayet hiçbir şey umrumda değilmişçesine yavaş adımlarla peşindeydim. Bir anda anlam veremediğim bir şekilde kendimi kantine doğru sürüklenirken buldum.
"Kaplumbağa olsa şimdiye kadar çoktan kahvesini içmiş yolu yarılamıştı bile biz hala kantine gidemedik uyuşukluk yapma hadi kaçışın yok"dedi Batuhan. O kadar söylenmeden sonra kahvelerimizi almış masaya oturmuştuk.Ve yapmam gereken tek şey Cansu'nun gelmesini beklemekti.Kahvelerimizi alalı tam 2dakika geçmişti ve hala ortalıkta Cansu yoktu. Neredeyse kahve bitecekti  ve bu Batuhan denen 2dakikadır susmuyordu. Ben bide bu kafayla matematik dersine girecektim ah Cansu seni bir elime geçireyim sağ bırakmayacağım, umarım geçerli bir mazeretin vardır diye söylendim kendi kendime. Zilin çalmasıyla irkildim, kahve bardağını çöpe atıp Batuhan'ı bile beklemeden hızlı adımlarla sınıfa yöneldim. Sınıfa girince büyük bir kalabalık gördüm ve sonrada ağlama sesleri. Kalabalığın arasından meraklı gözlerle bakmaya çalışırken Cansu'nun ağlamaktan kıpkırmızı olmuş gözleriyle gözlerim buluştu.Bir an tepki veremedim Cansu'nun bana sarılıp hıçkırıklara boğulmasıyla kendime gelip bende ona sarıldım.Hemen ne olduğunu sordum.
"Ceren ya az önce onu gördüm yanında bir kız vardı beraber yürüyorlardı ve kıza bir kutu verdi kesin sevgilisi ya çok kötüyüm senide ektim kusura bakma onunla kahve içmek zorunda kaldın"dedi. 
"Saçmalamayı keser misin Cansu senden önemlimi alt tarafı onun hiç susmayan çenesine maruz kaldım o kadar sen iyi ol yeterli benim için hadi gel yüzünü yıkayalım şimdi öğretmen gelir seni böyle görmesin"dedim, ve arkamı döndüm,arkamı dönmemle Batuhan'la göz göze gelişimiz bir oldu. Bir an gözlerinde kırgınlık gördüm sanki. Az önce söylediklerime takılmış olamazdı değil mi? Neyse şu anda bunu düşünecek durumda değildim bir an önce Cansu'yu toparlamalıydım çünkü onu böyle görmek banada iyi gelmiyordu. Cansu'yu kolundan tuttuğum gibi lavaboya götürdüm.Elini yüzünü yıkadıktan sonra biraz sakinleşip kendine gelmişti, bende rahatladım.Sonra doğruca sınıfa girdik öğretmenin sınıfta olma ihtimaline göz önünde bulundurduğumdan kapıyı tıktıklamıştım. Ve o ihtimalde  gerçekti ve öğretmen sınıftaydı. Nerde kaldınız zil çalalı ne kadar oldu sorularına gerekli açıklamayı yaptıktan sonra yerlerimize geçtik. Ders boyunca Batuhan ne yüzüme bakmıştı ne de tek bir kelime etmişti. Belkide böylesi daha iyiydi, Batuhan'dan kurtulmuştum. Ders bitsin artık diye isyan ettiğim anda zil çaldı, sıramdan kalkmış Cansu'nun yanına doğru ilerlerken bileğimde bir el hissettim.Yavaşça arkamı döndüm bileğimdeki el Batuhan'a aitti. Bana anlam veremediğim garip hislerle bakıyordu.Hafifçe dudakları aralandı,ve benim karşısında susup kaldığım o cümleleri kurdu.
"Amacım sadece biraz vakit geçirmekti. Ben iyi bir arkadaş olabileceğimizi düşünmüştüm. Kusura bakma hayatını kısa bir süreliğinede olsa işgal ettim. Hakkımda böyle düşündüğünü bilmiyordum ama merak etme sana sözüm söz bir daha düşersen seni tutmayacağım."

SARIL BANAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin