Günler geçmişti ve biz Batuhan'la bir kelime bile konuşmamıştık. O günün ardından sınıf öğretmenimize anlaşamadığımızı ve yer değiştirmek istediğini söyledi. Gittikçe benden uzaklaşmıştı. Aslında buna sevinmem gerekiyordu çünkü benim istediğimde buydu.Bu okulun beşinci haftasıydı ama Batuhan 2gündür okula gelmiyordu. Acaba hastamı olmuştu gerçekten onu merak ediyordum. Öğretmenimize Batuhan'ın neden gelmediğini sorduğumda ise verdiği cevapla şok olmuştum. Babasının işinden dolayı İzmir'e gitmek zorunda kaldığını ve bundan sonraki eğitim yıllarını orada devam ettireceğini söylemişti. Ve ben ondan bir özür bile dileyemeden gitmiş miydi yani? Gittiğine üzülmüştüm ama böyle kırgın gitmesi beni daha çok üzmüştü. Ona bir şekilde ulaşıp özür dilemem gerekiyordu gönlünü almazsam içim rahat etmeyecekti. Eve gider gitmez ilk işim Batuhan'ın bir sosyal medya hesabı olup olmadığına bakmak oldu. Ama ne yazık ki kayda değer hiçbir şey bulamadım. Günler su gibi akıp gidiyordu. Ve ben bir türlü Batuhan'a dair hiçbir şey bulamıyordum. Ve bulamayacak gibiydim. Umarım tesadüfler bizi birgün bir arayı getirir ve kahvemizi yudumlarken ondan özür dileme fırsatı bulurum.
***
4YIL SONRA
Sonunda mezun oluyorum. Koskoca 4yıl nasılda hızlı geçmişti. Liseye başladığım ilk günü hatırlıyorumda sanki dün gibi. Lise bana çok şey kattı. İlk başta tabikide en başta pişman olsamda bana en güzel katkısı Cansu oldu. Ne maceralar yaşadık beraber anlatsam roman olur. Onunlayken hep kendimi bir dizinin başrol oyuncusu gibi hissediyorum. Bana yüklediği anlam çok farklı. Şimdi ikimizde avukat olmak istiyoruz. Avukat olduktan sonra büro açma gibi bir hayalimiz var.
Aynada kendime baktığımda gerçekten güzel olduğumu görmüştüm. Üzerimde vücudumu saran kısa asker yeşili bir elbise ayağımda kafes model topuklu ayakkabılarım ve saçlarımıda maşa yapma tercihinde bulunmuştum. Hafif makyajımda tam istediğim gibi olmuştu.Kendimi aynanın karşısında yeteri kadar övmüştüm.
"Ceren! Nasıl olmuşum?"
"Of kızım bu ne güzellik böyle yaktın ortalığı ama ben senin yanında çok çirkin kaldım niye bu kadar güzel oluyorsun?"
"Ay yerim ben seni ya sende çok güzel olmuşsun"dedi. Ve o dudağındaki rujuyla yanağıma kocaman bir öpücük kondurdu.
"Cansu ne yapıyorsun makyajımı bozdun şimdi yeniden tazelemek zorunda kalıcam böyle şap diye öpülür mü o rujla?"
"Ayyy pardon Ceren ya ben bir an böyle gaza geldim ondan şey oldu kusura bakma hadi bende yardım edeyim çabuk bitsin yoksa kendi mezuniyetimize geç kalacağız"
"Sayende güzelim sayende"dedim. Hemen makyajımı düzeltmeye başladık. Bu kız gerçekten makyaj konusunda bir harikaydı. Yaklaşık 5dakikanın ardından şuan tamamiyle hazırdım.
"Hadi Cansu bir an önce çıkalım."
"Tamam bebeğim çantamı alıp geliyorum sen bi taksi çağır"dedi. Hızlı adımlarla aşağıya indim şansımıza boş bir taksi buldum ve hemen Cansu'yla taksiye bindik. Balonun yapılacağı yere sonunda varabilmiştik. Gerçekten çok göz alıcı bir yer olmuştu. Hemen kapıdaki güvenliğin yanına gidip davetli listesinden adımızın yanına geldiğimize dair imza attık. Neredeyse herkes gelmişti, gerekli kişilerin geldiğine emin olunduğunda müdürümüz kısa bir veda konuşması yaptı. Sonra eğlencemize müzik eşliğinde devam ettik. Gecenin sonundada keplerimizi atıp o meşhur pozu verdik. Gerçekten güzel bir gece olmuştu. İlk önce Cansu'yu evine bırakıp ardındanda kendi evime geçmiştim. Eğlencenin ardından hemen üstümü çıkarıp rahat yatağıma attım kendimi.
3AY SONRA
Çok heyecanlıyım. Çünkü hangi üniversiteye gideceğim bugün açıklanıyor. Hemen bilgisayarın başına oturdum. Gerekli bilgileri yazdıktan sonra heyecanla beklemeye başladım. Bu internette yavaşlayacak zamanı buldu derken bir anda açıldı. Gözlerime inanamıyordum bu gerçek miydi?. Telefonu kaptığım gibi Cansu'yu aradım biraz çaldıktan sonra efendim güzelim diyerek açtı.
"Cansu çıldırıyorum ne oldu bilemezsin, üniversite sonuçlarına baktın mı?"
"Tam bakıyordum sen aradın"
"Tamam çabuk ol bak sen baktıktan sonra söyleyeceğim"dedim ve ardından Cansu çığlığı bastı.
"Noldu Cansu niye bağırıyorsun?"
"Tuttu kızım tuttu Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi ben bağırmayayımda kim bağırsın?"
"Ciddimisin oha çok mutluyum Cansu benimde Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi bunu hemen kutlamalıyız çabuk bize geliyorsun"
"Hayallerimize bir adım daha yaklaştık oh hadi gülüm yandan yandan oh oh"
"Deli kız ya hadi bekliyorum çabuk ol ha bu arada gelirken pastaneye uğra en sevdiğimizden al gel"
"Tamam hemen uçarak geliyorum."dedi.
Yaklaşık 20dakika sonra kapı çaldı,hemen koşarak kapıyı açtım. Ve boynumda sımsıkı bir el hissettim. Gelen Cansu'ydu.Sarılma faslını geçtikten sonra salondaki koltuklara oturduk. Biraz mutluluğumuzu paylaştıktan sonra iki dilim pasta alarak tekrar salona geçtik bir güzel yedikten sonra kaloriyi yakma açısından açıp birde hunharca dans ettik.Akşam olunca Cansu'nun annesini arayıp muhteşem ikna etme kabiliyetimi kullanarak Cansu'nun bizde kalması için dakikalarca dil döktüm ve sonunda dayanamayarak pes etmişti.Sabah oluncada Cansu kahvaltısını yapıp evden ayrıldı.Bu olayın ardından iki gün sonra Ankara'ya doğru yola çıkmıştık.Devlet yurdu bulamadığımız için Cansu'yla beraber bize 2+1 ev tutmuşlardı. Hemen ikinci el mağazasına gidip 2koltuk 2yatak büyük iki gözlü bir dolap çalışma masası ve kişisel bi kaç eşya almıştık. Annem okul gününe kadar bizim yanımızda kalmıştı.
07:00 ALARM SESİ!!!
Bugün üniversitenin ilk günü yine üstümde liseye başladığım ilk günün heyecanı var. Bu heyecanla soluğu Cansu'nun yanında aldım hala uyuyordu.
"Cansu canım hadi kalk okula gidicez hadi canım" diyerek başını okşadım ve yanağına küçük bir buse kondurdum.
"Ya Ceren daha çok erken yat uyu be ilk günden okulamı gidicez"
"Kızım saçmalama ilk gün ikinci gün anlamam ben o kadar çalıştık gerekirse okul açılmadan gitmeliyiz dedim ve üstüne atladım. Sanırım biraz ağır atlamışım beni üstünde itti ve yedi sülaleme saydırarak lavaboda buldu kendini. Bende o gelene kadar tost yapmıştım. Tostlarımızı yiyip hemen giyinerek evden ayrıldık. Uzun uğraşlar sonucunda sonunda varabilmiştik. İşte koskoca üniversite bizi bekliyordu. Ay'a ilk ayak basan insan misali seni yenicem üniversite diye bağırmak istesemde daha ilk günden tüm dikkatleri üstüme toplamak istemediğimden susmayı tercih ettim. Gerekli işlemleri hallettikten sonra Cansu'yla kahve almaya inmiştik. Ben bi sütlü latte Cansu'da cappicona aldı. Cansu'ya boş bir masada beni beklemesini kahvenin yanında bi paket bisküvi alacağımı söyledim oda tamam diyerek boş bir masaya geçti.Bisküviyi ve kahveyi alıp tam arkamı döndüm aniden biriyle çarpıştım elimdeki sıcak güzelim latte çocuğun üstüne dökülmüştü.
"Ay pardon çok özür dilerim ya yaktım sizi durun hemen temizleyelim şunu"
"Yok bence hiç gerek yok sen dokunma ben hallederim sen daha fazla sakarlık yapmadan git bence burdan"
Bu da ne böyle ya tamam dökmüş olabilirdim ama yaptığım hatayıda bir şekilde düzeltmem gerekiyordu. Kızgın bakışlarla yukarıya başımı kaldırdım. Ne! Ama bu gözler onun, bu güzel gözlerin sahibi o allahım sana çok çok teşekkür ediyorum içimde bırakmadın sonunda. Tesadüfleri seviyorum.
