Yine lanet olası bir Londra sabahına uyanmıştım. Yağmurlu ve kasvetli... Her sabahki gibi elimi yüzümü yıkadım ve üzerimi değiştirdim. Beni Payne ailesine aitmiş gibi göstermeyen kıyafetler giymeyi seviyordum ve öyle davranmayıda tabii. Saçlarımı yaparken bu akşamki yarışı düşündüm. Her zaman yarışa çıkardım ama bu sefer normal sokak serserileriyle değildi. Zengin ve şımarık piçlerle yarışacaktım. Onların Koenigsegg Agera R modeli arabalarının olması, benimse Audi TTS Coupé modeli modifiye arabamın olması onların kazanacağı anlamına gelmiyordu. Bu sefer bahiste büyüktü tabii ki 100 bin dolar bu para hayatım boyunca yarışlardan kazandığım paranın neredeyse 100 de 5'iydi yani bu parayı asla kaybedemezdim. Aslında arabalarım için bu kadar fazla para harcamasam çok daha fazla param olabilirdi ama umrumda değildi. Tüm bunları yaparken saçlarımı çoktan topladığımı fark ettim. Hemen anahtarlarımı, telefonumu ve paralarımı cebime sokuşturdum. Pek kol çantası takacak tiplerden değildim. Aşağı indim ve annem her zamanki sinir bozucu sesiyle seslendi "Yine mi kahvaltı etmeden çıkacaksın, Miranda?" Ve ben yine ona cevap vermeden kapıyı çarpıp çıktım. Neredeyse 2 yıldan fazladır evde yemek yemiyordum sadece gece uyumak için geliyordum. Bebeğim Audi'me atladım ve Jamie'nin dükkanına doğru yola çıktım. Jamie en yakın arkadaşım ve bir araba tamir dükkanı var. Ve onunla çalışan Adam'da en yakın arkadaşım. Her zaman bana yarışları onlar ayarlardı ve bazen yarışırlardı ama bu konuda pek başarılı oldukları söylenemez. Dükkanın eski hurdalarla dolu büyük bahçesinde arabamı park edecek bir yer buldum. Dükkanın içine girdiğim gibi Adam kulak tırmalayıcı bir sesle bağırarak yanıma geldi "Heyy, bebek bu akşamki yarış için heyecanlı mısın bakalım?"
"Hadi ama her seferinde bunu sormaktan bıkmadın mı? Tabii ki heyecanlı değilim!" İkimizde gülerek Jamie'nin yanına gittik. Her zaman ki gibi bir araba ile uğraşıyordu. Beni görünce ellerini sildi ve beni kucakladı "Hoş geldin güzellik!" Gülümsemesi insanı rahatlatıyordu. "Görüyorumki yine araba ile uğraşıyorsun." İkiside sırıttı ve Jamie "Benim işim bu güzellik." diye cevap verdi. "Hey J arabam için Nitroya ihtiyacım var! 3 tane!" Jamie şaşkın gözlerle baktı ama sonra gülümseyerek cevap verdi " Bunu başka biri söylemiş olsaydı deli olduğunu düşünürdüm ama senin deli olduğunu zaten biliyorum. Ama yinede dediğini yapacağım. Hadi gidip arabana nitro takalım bebek!"
Bütün gün birlikte arabamla uğraştık. Yarış saati yaklaşıyordu. Onlar kendi arabalarıyla ben ise Audi'mle yarış yerine vardım. Benimle yarışacak olanlardan Ken adında bir çocuk bana yaklaştı. Aslında rakibim olmasa yakışıklı ve seksi olduğunu düşünürdüm yani mavi gözlü ve siyah saçlıydı ayrıca boyu oldukça uzundu. Ben bile 1.75 boyunda olduğum halde yanında cüce kalıyorum diyebilirim. Yanıma geldiğinde yarıştan sonra pişman olacağı şu sözleri söyledi "Güzelliğin seni kaybetmekten kurtaramaz bebek. Heleki bu araba ile." Ve ona bilmiş tavırlarla gözlerimi devirerek cevap verdim "Bunu yarıştan sonra söylemen senin açından daha iyi olurdu aptal. Seni piste gömdüğüm zamanda bu sözleri duymak isterim." dedim ve arabama bindim. Ben ve diğer yarışçılar başlangıç çizgisinin önünde durduk. Ben her zamanki gibi rahattım yarışın başlamasına saniyeler kalmıştı. Ve 3... 2... 1 ve yarış başlamıştı. Şuanlık en arkada giden bendim tabii sadece şuanlık... Eminim o piç bana gülüyordur. Hızımı 120 ye çıkarmıştım.Virajdan keskin bir hamleyle döndüm. Ve Ken ile burun buruna gidiyorduk. Onun aptalın suratını görmüyodum ama asıldığına emindim. Ve arkamdan gelen polis sirenlerini işittim. Londra'da kimse görmeden ıssız bir sokakta çişini bile yapamazken sokak yarışçılarının yakalanmaması mümkün değildi. Kırmızı ışık yandı. Hahh tamda ihtiyacım olan şeydi. Ben ve benimle burun buruna giden Ken kırmızı ışıktan hızla geçtik ama arkamızdan gelen iki yarışçı ve polisler durmak zorunda kaldı. Onları atlatmamız iyi olmuştu. Ken zorlu biriydi ve bide polislerle ve diğerleriyle uğraşamayacaktım. Bitiş çizgisine yaklaşıyorduk ve artık nitroları ateşlemenin zamanı geldi sanırım. Nitroları ateşlememle hızım 157 ye çıkmıştı.
Bu ani atağımla birlikte Ken şaşkına döndü ve bitiş çizgisini 1. likle geçtim. Arabadan indiğimde kalabalığın destekleyen çığlıkları ve Ken'nin ezik yüz ifadesi ile karşılaştım. Tam 100 bin doları ellerime sayarkenki yüz ifadesi görülmeye değerdi. Gururu incinmiş ve bozulmuş...