Bu sefer Gizem (a.k.a. @sevimsizkarakter88) var karşımızda! Röportajla ilgili diyebileceğim tek şey, Gizem'in tatlılığını yine konuşturmuş olması. İyi okumalar! -veg
V:Merhaba, Gizem! Gökyüzü Limanı hakkında konuşmak istiyorum. Uygun mu?
Gizem: Elbette!
V:İlk önce, Gökyüzü Limanı'nın isminin bile insanı çektiğini belirtmek zorunda hissediyorum kendini. İlk başta birde fantastik falan zannetmiştim, çünkü şu an ismini hatırlayamadığım fantastik bir limanda gökyüzü limanları vardı... Her neyse, benim müthiş(!) anlama yeteneğimi bir kenara bırakıyorum, ve sana soruyorum. Gökyüzü Limanı nasıl aklına geldi? Böyle sürükleyici bir hikayenin adı neden Gökyüzü Limanı?
Gizem:Şöyle söyleyeyim,konu bulmakta çok zorlanan bir kişiliğim var,bir çoğunuzun aksine. Çok zor konu bulur,çok zor beğenir ve çok zor yazarım genelde. Bu yüzden tamamen bana kolaylık sağlayacak bir konu arayışı içerisindeydim. Bir gün otururken dedim kendi kendime,neden bir sapığım yok ki? Gerisi çorap söküğü gibi geldi ve ben bir anda İçindekiler Tablosunda gördüğünüz yazıyı yazıp birinci bölüme başladım. Her şey istediğim gibi oldu ve bu hikayeme daha çok önem verdiğim kanısına varmam çok zamanımı almadı.
İsim konusunda Buket yardım etti. İlginç bir şeyler arıyordum ve o bir an bunu söyledi. Söylediği an aşık olduğum bir isim olduğu için onu kullanmak istedim.
V: Anlıyorum, o zaman Buket'e buradan saygılarımı yolluyorum ve bundan sonraki hikayem için kendisini bekliyorum!
Ben okurken, çok... ''Kendimi'' hissettim mi desem? Herkes dışarıya ''Sapığım olmasını tabii ki istemem!'' der, ama bir de sapığınız Poyraz gibi biriyse, insan içten içe nasıl istemez? Peki sen ister miydin Gizem? Poyraz bir bakıma sapık değil ama... Sonuçta sen de, ben de biliyoruz Türk kızı huylarını! (Açık sözlü olarak ben, kesinlikle isterdim. Bir de ismi Poyraz. Neyse, sakinim...)
Gizem: Ah,kim istemez ki! Tam olarak sapığım olarak nitelendirmiyorum ama öyle bir şey olsun isterdim hayatımda. Ne bileyim,farklı duygular hissetmek güzeldir bazen ki ben heyecan kavramını daha çok severim mutluluktan.
Kendini hissetmek... Bunu duymak iyi hissettiriyor. Oraya hayatlarımızdan parçalar aktarmaya çalışıyorum. Her ne kadar bunu hakkı ile yerine getiremesem de size bunu hissettirmek kadar hoş bir şey yok. :')
V: Evet, bunu *çoğu kişi biliyor mu bilmem ama* İzmirli olup Ankara'da yaşamanın, kızın İzmir'de yaşayıp, annesinin Ankara'da yaşamasına dönüşümünü gözlemleyerek anlayabiliyoruz, peki başka olaylar var mı, senin bulutundan damlayan başka damlalar?
Gizem: Bir sürü olay var aslında. İnsanların tüm hareketlerini gözler,olaylara karşı tepkilerini ölçer sonra "Ben ne yapardım?" sorusundan yola çıkarak harmanlayarak yazarım ben. Bu yüzden okul arkadaşlarımı örnek alırım karşıma çoğu zaman. Açıkça söyleyeyim ki Poyraz ve Elmira'yı ilk Ankara'da konuşturacaktım fakat bir arkadaşım bana sahilin daha iyi bir fikir olduğunu söyledi ve kendisi hayal etti oraları. Ben de kendime uyarlayarak yazdım.
V: Daha sadece adı geçti ama, Okan'ı sık sık görecek miyiz bundan sonraki bölümlerde? *Okan ismini de çok sever*
Gizem: Bunu düşünmeliyim Jazal! :')
Şöyle düşünün,bir arkadaşınıza sarmış bir erkek. Kendi adıma konuşayım,ben sinir olurdum. Bu yüzden tam olarak net bir şey söylemeyeceğim fakat aklımda hain planlar var.
V:Peki, Almira, ne zaman Poyraz'ın onun ''gökyüzü limanı'' olduğunu anlayacak?
Gizem: Yeni tanıdığın bir insana,özellikle de bu benim yarattığım karakterlerse,bu kadar özel bir sıfat vermek ne kadar doğru emin değilim. Geç olsun da,güç olmasın diyeyim ben. :')
V:Bize verebileceğin başka önemli ayrıntılar var mı peki Gizem?
Gizem:Size bir spoi vereyim,Okan Elmira için çok önemli,hatta Elmira'nın zayıf noktalarından bir tanesi kendisi.
V: Biliyordum biliyordum biliyordum! Benimle röportaj yaptığın için, bana bu fikri verdiğin için teşekkürler Gizem'im, yine harikaydın!
Gizem: Asıl harika olan sensin,bence bu olay seni iyi yerlere sürükleyecek Jazalım. Bu keyifli röportaj için teşekkür ederim!
