1.bölüm : vitrin indirmek

604 13 9
                                    

ilk bölümüm olduğu için çok heyecanlıyım . kötü olmuşsa lütfen heyecanıma verin . henüz 1 tane bile olmayan okuyucularım size sesleniyorum umarım beğenirsiniz :) iyi okumalar        (  annabeth    multimedia)

Yerin soğukluğu tenine işlemişti. Her defasında yüzüne çarpan soğuk dişlerinin titremesine neden oluyordu . Yattığı küçük ıslak ve parçalanmış karton parçasından kalktı. Dişleri hala birbirlerine çarpıyordu. Başını ayaklarının arasına aldı ve kollarını bacaklarına sararak iyice büzüldü .Bu şekilde ısınamayacağını biliyordu ama gidebileceği hiçbir yer yoktu . Evden kaçmıştı ve geri dönse annesi üvey ve kötü annesi Mariana onu öldürebilirdi -ki kalsaydı da o kadının yanında ölme olasılığı da çok yüksekti .-.Verildiği koruyucu ailelerin çoğu da zaten ya eziyet etmek için ya da diğer insanlara bakın benim de çocuğum var demek için onu yanlarına almıştı ve her defasında  yetimhaneye geri geldi . Ama Mariana  hiçte Annabeth'i geri verecek gibi değildi . yaptığı onca hizmetten sonra geri vermekle belki de evde Annabeth'İ arayacağı  kesindi . ne de olsa tüm işleri sesini çıkarmadan yapıyor , işe gidiyor ve de yetimhanenin Mariana'yı zorlamasıyla bir de okula gidiyordu .                                        

               Annabeth ayağa kalktı ve yürümeye karar verdi . Altındaki dar siyah pantolonu ve siyah tişörtünün neredeyse yarısı ıslanmıştı. Ayağına giydiği siyah kısa botları sıkıyordu ayaklarını . Şu an tam olarak gece kayboluyordu kıyafetleriyle.

                Birden arkasında bir nefes hissetti. Siyah ceketi ve kırmızı pantolonuyla o da Annabeth'in yaşlarında biriydi. Onun  az önce oturduğu karton parçasının üstünde bağdaş kurmuş oturuyordu . Kafasına taktığı kapşondan yüzü tam gözükmüyordu ama buna gerek yoktu çükü zaten Annabeth onu tanıyordu . Her gün görüyordu bu erkek çocuğu . Adını dahi bilmemesine rağmen sadece yüzünden tanıyordu onu . Aslında sokakta Annabeth'ın dışında kimse  onu görmüyordu . Annabeth sessiz bir biçimde ona seslendi "adın ne ?" . Çocuk ağzını açtı ve " Edward Black.Ama sadece Black veya sadece Edward diyebilirsin... Peki ya senin ki . Senin ismin ne ?"Annabeth bu soruyu bekliyordu ama verebileceği cevabın yanında bir soyadı yoktu. hatırladığı tek şey zaten adı ve şu bilmeceydi " kafesteki bir kuş /uçamayan bir kartal/ötemeyen bir bülbül /duyamayan yarasa " başka bir şey yoktu . küçüklüğünden beri yetimhanedeydi ve yetimhanenin öncesini hatırlamıyordu . çocuğu daha fazla bekletmemek için cevap verdi "sadece annabeth" . çocuğun ifadesiz suratı biraz sırıtıyordu şimdi . Sonra sessizliği yararak "peki Sadece Annabeth  .  . " . Annabeth sinirlenmişti . Adıyla dalga geçilmesinden nefret ederdi . küçüklüğünden beri herkes dalga geçiyor çoğu kişide bunu soy ismi olarak algılıyordu çünkü isminin yanında bir soyismi bulunmaması onlara garip geliyordu. Çocuk omuz silkti ve ortadan bir anda kayboldu . Annabeth çoğu zaman bu çocuğu bir akıl oyunu olarak hayal ederdi . Ama o varken sanki gerçek gibiydi . Çocuk her zaman konuşma bitince ortadan kayboluyordu ve artık Annabeth bunu takmıyordu .

                sokakta yürümeye başladı . sonunda ana yola çıkmıştı. Ayaklarını yere sürterek ilerliyordu . Yandan tek tük geçen arabalar  ve onun dışında neredeyse hareket eden bir şey yoktu. Yorulmuş ayakları daha fazla hareket etmek istemediğinden bir mağazanın önünde durdu .

                Mağazanın vitrininde birçok manken ve ayna bulunmaktaydı . Annabeth mağazaya döndü ve vitrindeki aynalardan birine bakmaya başladı . Aynanın yansıması Annabeth’in mavi-yeşil gözlerine çarpıyordu .

                Kayıp bakışlarla aynadaki yansımasına baktı. Aslında tarafsız insanlara göre çok güzel bir kız olmasına rağmen çoğu koruyucu ailesi onu çirkin olduğuna inandırabilmişti ve aynalardan nefret etmesine neden olmuştu.

                O an aklına bilmecesi geldi . “Kafesteki bir kuş /uçamayan bir kartal/ötemeyen bir bülbül /duyamayan yarasa”. Ağrıyan ayaklarının acısına biraz daha dayanamadı ve yere yığıldı . Şimdi dizleri daha çok acıyordu. Yanaklarında ıslaklıkla ağladığını fark etti. Aslında ağlamasının tek sebebi sinirlenmesiydi. Herkese ve her şeye çok sinirliydi.

                Ayağa kalkmaya çalıştı ama dizlerinin acısı buna izin vermiyordu . Şimdi gerçekten çok çok sinirliydi. O hışımla yere vurdu ve yere vurmasıyla vitrin camlarıyla beraber aynaların parçalanarak büyük  bir gürültüyle Annabeth’in üzerine bocanması bir oldu .

                Şimdi yalnızca dizleri acımıyordu. Her tarafına saplanan ve inanılmaz bir acı veren cam parçaları da vardı. Cam parçaları sıçradığında elleriyle yüzünü koruyabilmişti ama elleri neredeyse tamamen saplanmış cam parçalarıyla dolmuştu . hafif bir çığlık attı ve ardından gözleri usulca kapandı.

                              ***           

Sorgu masasına oturtulmuştu ve polisler ona tehditler savuruyordu. Annabeth :

-Ben yapmadım sadece yanlış zamanda yanlış yerdeydim tamam mı ?Tek suçum bu !!!

Polis memuru :

-Bak Annabeth geçen defa da bir sokak boyunca tüm lambaları patlattın ve yine aynı şeyleri zırvalayıp durdun. Bak senden gerçek şeyler bekliyoruz uydurduklarını istemiyoruz.

Annabeth :

-          Affedersiniz ama hobi olarak vitrin indirmiyorum ve sokak lambası patlatmıyorum . 

Orada bekleyen diğer polis memuru da lafa girdi :

-Hiçte öyle görünmüyor Annabeth !

Annabeth’ın önüne bir suç dosyası koydu . Bu suç dosyası ona aitti .

Polis memuru :

-Sokak lambası patlatmaktan tut evlerin camını indirmeye , mağazaların aynalarını kırmaya kadar hepsi var sende. Bak Annabeth ayna ve camlarla bir sorunun varsa söyle biz de bilelim .

Annabeth da sinirlenmeye başlamıştı . Bir taş bile atmadan vitrin camlarının inmesi nasıl onun suçu olabilirdi ? Özellikle de camların kendi üstüne geleceğini bile bile neden bunları yapsın ki ???

Annabeth :ı

-Sizce neden o zaman kollarım sargıda ,dedi sargıdaki kollarını göstererek  .

                Çoğu yerine saplanmış cam parçalarından dolayı çoğu yeri sargıdaydı. Birazdan çocuk mahkemesine çıkacaktı .. işlemediği halde onun üstüne atılan o kadar çok  suç vardı ki.....

cold darkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin