Merhabaaaa. Ben Naz arkadaşım Merve ile bu hikayeyi yazmaya karar verdik. Bu işte daha acemiyiz hatalarımız olursa affedin. (Ben bu kadar ciddi değilim noluyor banaaa :GDS:)
Plumb-I Can't Do This
Çalar saatin sinir bozucu sesi ile uyandım. Yine boktan bir gün daha.
'Eylül'
Ve sevgili (!) annem yine bana ''Eylül'' diye sesleniyor.AHH!
''Bana öyle deme o ismi sevmediğimi biliyorsun''
''Herneyse gel aşağıya kahvaltı hazır.''
Niye her sabah aynı şeyi tekrar ediyorki kahvaltı etmiyorum işte zorlama. Üstüme siyah salaş tişört ve siyah dar pantolon giydim. Hazırlanmam fazla uzun sürmedi 10 dakika gibi çünkü o erkek meraklısı,kendini bi bok sanan kızlar gibi dış görünüşe çok önem veren bir kız değilim.Sadece ağır göz makyajım ve siyahlar içide ben varım.Bir çok kişinin değişiyle umursamaz,asi bla bla ben.Pardon ama onları ilgilendiriyormu?
Aşağı indim ve anneme tekrar kahvaltı etmeyeceğimi söyledim.AHH! Ne laftan anlamaz kadın ama.Siyah botlarımı giyip kendimi hemen evden atıım.Babamın o çok beğenerek aldığı Mini Cooper'a bindim.Ve çok bayıldığım (!) okulum Çamlıca Koleji'ne doğru ilerledim. Siktiğimin trafiği.Arabamı park ettim.Ve okula doğru yürümeye başladım. O sırada malın biri bana çarptı.Tam ''Sen kendini ne zannediyorsun lan!'' diyip arkamı dönerken bana çarpanın Enis olduğunu farkettim.
'Şakamıydı bu?' dedim.
'Sakin ol prenses' dedi.Bana prenses dedi.Iyy ne kadar itici.Sanırım kusacağım.
'Prenses? Enis eğer yakın arkadaşım olmasaydın o kafanı yere sürter seni parçalarım.'
'Vay asi prensese bak be ne kadar şirin ve sexi.' AHH! Diye inledim.
'Yürü Enis zaten yine geç kaldık.' Koşa koşa okula girdik. Sınıfın önüne geldiğimizde dersin matematik olduğunu hatırladım ve tekrardan inledim.Çünkü matematilçi Hasan hoca müdürümüz.Sınıfa direk daldım.
'Eylül Tuna bu dersime 3. geç kalışın.Bu konuda hiç taviz vermediğimi biliyorsunuz demi? Sen yerine geç Enis. Eylül bugün kütüphanede görevlisin'dedi.
'O sıkıcı,inek tiplerin olduğu yerde benim ne işim var hocam.' dedim.Ve hoca
'Terbiyesizleşme,sana ceza olsun 1 hafta boyunca orada görevli olacaksın.Ben senin yerine İrem'le konuşrum. 1 hafta boyunca oranın temizliği,kitap alım-verimleriyle sen ilgileneceksin'dedi.
İçimden SİKTİR diye inledim.Artık çenemi kapatmayı öğrenmeliyim.Ne zaman karşı gelsem hep başıma bir şey geliyor.
'Eylül bugünden itibaren pazartesiye kadar görevlisin.' HA TABİ CANIM YA
'Hocam konuşmanız bittiyse yerime geçebilirmiyim?' dedim.Ve hemen Naz'ın yanına sırama kendimi attım.Sabahın köründe zaten okulun varlığı yetmezmiş gibi birde üstüne bu saçmalık eklendi.Matematik defterimi ve kalemimi çıkarttım sonuçta hocanın gözüne girip 1 haftalık süreyi daha aza indirmem gerekiyor.3. dersine geç kalışımmış.HAH! Şu suratını makyaj deneme tahtasına dönüştüren kızlar erken gelebiliyorda ben niye gelemiyorsam. O sırada Enis'in bana seslendiğini duydum.
'Ne var Enis!Hepsi senin suçun ne varda gelip beni oyalıyorsun.'
'Ne yaptım be prenses' Ve Hasan Hoca sınıfın ortasında 'Eylül!' diye bağırdı. OHA! Ne yapsam suçlu oluyorum.40 dakika bir an önce geçsen iyi olur.Kendi kendime mırıldanırken liseler arası müzik yarışmasının 6 hafta sonra olduğunu hatırladım.OF! Daha hiçbir şey hazır değilki. Naz hem vokalist hem bass gitarda ama bateride,elektro gitarda kim olacak?Mustafa Hoca müzik hocamız madem beni okulun müzik grubunun solisti olarak seçtiniz bari takımıda siz toplayın.Yeni yetenekler keşfetme zamanı (!). Sonunda zil çaldı ve tenefüs vakti geldi.Nazla birlikte kantine doğru koşmaya başladık.Bizi görenler sanki boğa sürüsü geliyormuş gibi korkup geri çekiliyorlardı.Halbuki kimseye zararları olmayan 2 kızdık.Tabi ben insanlara soğuk duvarlar çeken bir kızdım.Ama kimseye zararım olmazdı. Naz bana nasıl tahammül ediyor onu bile anlamıyorum.Ben bile bazen kendime katlanamıyor nefret ediyorum. Naz çok uzun zamandır arkadaşım.Hayatta sanırım en çok Burak(abim),Enis ve Naza değer veriyorum.Nazla karakterlerimiz yarıyarıya uyar.Giyim tarzlarımız birazcık farklı sadece o biraz daha salaş.Müzik zevklerimiz tutar.Ama en farklı özelliğimiz hayatlarımız.Ailem benim üzerime pek düşmez.Umurlarında olmazdım.Beni parayla mutlu etmeye çalışarak sevgisiz bıraktılar.Ama Naz ailesi onunla her zaman ilgilendi.Hep sevgilerini verdi.Belkide hala sevgi dolu olmasının nedeni budur.Benimde soğukluğumun.Ama ben hayatımdan memnunum.Naz,Burak ve Enis bana yeter.Koşarken birisine çarptığımı farkettim.Bu okula yeni gelen çocuk Buğra mıymış neymiş.İşte oydu.HEYY onlar dövmemi -_- Bi ara kendimi toparlayamasamda kendime gelmem çok uzun sürmedi.Tabi Naz benden daha hızlı koşup çocuğu farketmediği için tek kalmıştım.Çocuk fazla yakışıklıydı.Çok mu erkeksi ama.HAH! Özür diledim ama çocuk suratıma bile bakmadı.Sanırım acelesi vardı.İnsan bi iyimisin falan der.Sonunda kantine gidebilmiştik ve Serpil Abladan 2 Ayvalık tostuyla Sprite aldık. Nazın favori içeceği olunca bende içmek zorunda kalıyorum.Evde annem bana az yedirttiği için okulda öküz gibi yiyordum.Derse yetişmek için hızlı hızlı merdivenlerden çıkarken yolda çarptığım çocuğu gördüm. Elinde kitaplarla kütüphaneye giriyordu.Odamı ceza almıştı? Bu ceza işi zevkli geçeceğe benziyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUTLAK YALNIZLIK
Подростковая литератураAşkın ayağımıza mı gelmesini bekleriz yoksa hepsi tesadüfmüdür?