Okul bitince kütüphaneye gittim.İrem'i aradım ama bulamadım.Bari ne yapmam gerektiği söyleseydi.İrem'i bulunca sordum.'HERŞEY' dedi.Vay be ne yaratıcı.Her şeyi ben yapacakmışım.Çok sağolun(!). Çok yardımcı oldunuz! İrem'den bu acı gerçeği öğrenince gözüm bu adı Buğra olan çocuğu aradı.Belki bana yardım ederdi.Aradım ama çocuğu bulamadım.Artık başlamalıyım. Fazla insan yoktu zaten kütüphanede.Kitap alacakların işlerini halletim.Ne zevkli ama(!).Ve sıra temizliğe geldi.Hadi ama ben evde temizlik yapmamki. Şuan Dean gibi 'Son of a bitch' deyip burayı terkedebilirdim ama götüm yemedi.(:SD:SA) O sırada Buğra denen çocuğun kitap okuduğunu farkettim.Yanına gittim.
'Seninde mi cezan var?' dedim.Oda soğuk bir şekilde 'Evet' dedi.
'Madem cezan var niye birşeyler yapmıyorsun?'dedim. Sinirli ve dalga geçer bir halde 'Sanane' dedi.
AHAHA mal. Ben ne bekliyordumki.'Evet canım bende cezalıyım sana yardım etmemi istermisin sen yorulmuşsundur istersen otur birazda ben yapıyım.' demesimi. Tamam o kadar değilde belki biraz da olsa yardım eder hayalleriyle gitmiştim.Koskoca kütüphane sonuçta. Uzaklaştım ve sinirle temizlik yapmaya başladım.Şimdi gidip hocaya söylersem hoca beni siklemezdi bile.Boşu boşuna gitmeye gerek yok.En iyisi hocanın yakalaması.
2 saatlik kütüphane cezam bitince eve gitmek için yola koyuldum.Araba olunca eve hemen vardım tabi.Eve gidince annemle kavga ettiik.İlk önce 'Niye geç kaldın?' diye bir soruyla karşılaştım.'Cezam vardı' dedim.Ve sonrasındada 'Yine ne yaptın?' dedi.'Derse geç kaldım' dedim.'Yine neden?' dedi.Bu kadında şansını fazla zorluyor.Açıklama yapma zahmetine giriyorum hala olayı uzatıyor.Çantamı alıp kendimi dışarıya attım.Annemi hiç çekemeyeceğim.Taktım kulaklığımı Tophaneye doğru ilerlemeye başladım.Tabi şu merdivenleri saymazsak Tophanenin tepesinde surların arasında oturup koskocaman şehri izlemek insana çok huzur veriyor. Aynı piyano tuşlarının çıkardığı sesler gibi.İnsanı gerçek hayattan alıyor,hiçbir sorunun olmadığı bir yere getiriyor.Şehir ışıkları,araba kornaları,insan sesleri birbirine giriyor.Kendimi huzurun kollarına bırakırken dinlediğim şarkının pek şimdi dinlenilecek bir şarkı olmadığını farkettim.SKRİLLEX sonuçta.Imany-You Will Never Know sanki şu anlık daha iyi.Müzikte olmasa yaşayamazdım heralde.Mezarımda 'SIKINTIDAN ÖLDÜ GARİBAN' yazarlardı. Vay be ne trajedik.Bazen gerçekten annem ve babam olmasa daha mı iyi olurdu diye düşünüyorum.Tamam onları seviyorum ama bu 2 senedir fazla ilgi göstermeye başladılar.Küçükken tabi hiç bir şeyin farkında değildim.Bana oyuncak alarak mutlu ediyolardı.İşlerinden kafalarını kaldıramıyolardıki.Normal gelirli bir aile olsaydık ne olurduki?Onlar şuan varlarda ne oluyor?Beni ailede bir tek abim anlıyor.Sonuçta anne ve babamız aynı.Çocukluk fotoğraflarıma bakıyorumda hep abimle veya tek başıma çekilmişim elimdede oyuncağım varmış.300 tane fotoğrafım varsa %75 inde yalnızım. Ve onlarında çoğunu abim çekmiş.Oda küçükmüş ama fotoğraf çekme merağı var çocukta. Daha yeni profesyonel makine aldı ve basketin dışındada fotoğrafçılık kursuna gidiyor.Her neyse.%20 si Burak'la,geriye kalan %5 i ise işte anne ve babamla.Hey acıtasyon yapmıyorum yanlış anlamayın. Herneyse düşünecek daha önemli şeyler var. Mesela müzik yarışması.Sİkicem amaya kim çalacak bizimle.Düşüncelerden sıyrılınca eve gittim.Annemi takmayıp koşar adım odama çıktım.Tabi birazcık(!) (tamam itiraf ediyorum BAYABİİİ) sakar olunca düşmek kaçınılmaz oldu.Ah! Lanet olsun bileğim.Hemen buz bulmam lazım.Tekrardan o lanet merdivenlerden inidim.Tabi bu sefer popomun üstünde.Tek ayak üstünde insem ki inemem muhakkak sağlam ayağımıda hallederdim.Ben Gazi Eylül Tuna! Mutfağa gidip dolaptan buz kaptım tabi birde kendime meyve tabağıyla,yemek tabağı hazırlamayı ihmal etmedim.Ve sonunda odamdayım.Allah'a şükür. bileğimde bir şey yok gibi.Tıkınıp 40 sayfa Asil Kan adlı kitabımı okudum.Sonra zaten uykuya dalmışım.Diğer günlerde sıradan geçti.Bileğimin ağrısıda bayabi hafifledi.Doktor 1 hafta alçıda kalabilir dedi.Aslında gerek yoktu ama annemin çok yakın arkadaşı olduğu için doktor,ayağıma alçı yaptı işte. Halime şükrettim tabi.Cumaya kadar geldik sonunda.Okuldan çıkıp Nazla ilk hastaneye alçıyı çıkarttırmak için gittik.Doktor bir kaç krem ismi söyledi ama nasıl olsa annemle konuşurlar diye pek taktığım söylenemez.Sadece yürürken daha dikkatli ol dedği yeri duymuştum.Teşekür edip arabaya atladık.sonunda ev.Prova yapacağızda.Ben grubun solistiyim ne kadar cool(!). Nazda vokalist.vEvin garajında bir stüdyom var.Orada çalışmalarımızı sürdürüyoruz.Müzik aletlerinin çoğu var ama ben hepsini çalamıyorum.Aslında hiçbirini çalamıyorum piyano hariç. Piyano benim kişiliğimle pek örtüşmesede piyano çalmak ve dinlemek bana huzur veriyor.Fazla verimli bir çalışma olmasada çalıştık sonuçta.Naz evine gitti sonra bende eve girdim.Annem kuzenim Derin'in geleceğini söyledi.Ne çok sevindim ama(!). Benimle aynı yaşta olan bu kız tam bir pamuk şeker kıvamında.Gerçekten fazla şeker,fazla,çok fazla, çok çok fazla. O kızı sevmiyorum.Birde artık aynı okulda ve aynı evde kalacağımız gerçeği var.Bİr evde 3 kız erkek vay bee.Kimseye önyargılı yaklaşmayı sevmem ama o bana göre fazla kibar.Amcam ve yengemin-Derin'in anne ve babası-geçen ay uçak kazasında kaybettiğimiz için Derin bize geliyor.Duyduğuma göre Derin 9 yıl klasik gitar kursu almış.Herhalde iyi çalıyordur canım.Bizahmet çalsın!Akşam yemeğinde harika bir sofrayla karşılaştım annemin çoğu şeyi benim sinirime gitsede kadın bir harika yemek yapıyor dostum!! Patlama sınırına kadar yedikten sonra hemen odama çıktım.Çok yoğun bir hafta geçirmiştim.Kitabım Asil Kan'ı okurken uyuyakalmışım.
'Eylül.Eylül!!' diye kulağımın dibinde öten sesle irkildim.Evet kuzenim Derin gelmişti doğru tahmin.Ya kızım senin annen baban daha geçen ay öldü.İnsan biraz depresyona girer,ne bileyim Arsız Bela dinler sonra hızını alamayıp kollarına faça çeker.Sendeki bu neşe ne böyle.Kalkınca kıza ters ters bakışlar attım.Hemen odamdaki banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım.Böyle uyandırılmak istemezdim :( Sonra Derin'e 'Hoşgeldin' diyerek mutfağa doğru ilerledim.Derin'de şaşırmış olmalıki arkamdan yavaş yavaş merdivenlerden iniyordu.Ve suratında anlayamadığım bir ifade vardı.Ve yine harika bir sofrayla karşı karşıyayım.Tatlarıda fazla güzel.Bu kadın benden habersiz aşçılık kursuna falanmı gitti yoksa avukatım diye bizimi kandırıyor? Olamazmı?Of herneyse annemi öpüp odama çıktım.Evet bizim fazla dengesiz bir ilişkimiz var.Daha dün onun yüzünden evi terketmiştim.Saat 2'de piyano kursum var.Ve saat 1,ben daha duş alıcam malum ağda yapıcam ohooo.Kendimi hızla banyoya attım.Müzik dinlemeden banyo yapamıyorum.Tamam çok saçma farkındayım.Banyodan çıktığımda hemen ağda yapıp giyindim.Saat 1:50 mi nee! YUH! Botlarımı nasıl giydiğimi bilemeden kendimi arabada buldum.Havanın yağışlı olmasıda benim şansım zaten.Allah'tan trafik yoktu.Geç kalmanın verdiği korkuyla (Çünkü piyano hocam çok dakik 5 dakika dahi geç kalsam derse almıyor) arabayı son hız sürmeye başladım.Yaşasın(!) kırmızı ışık.Geç kalmam için bir sebep daha.Yol boş,bence bir seferliğine geçsem bir şey olmaz.Ne olduysa zaten o zaman oldu.Aniden birisi önüme atlayınca ne kadar frene asılsamda duramadım.Kahretsin! Hemen arabadan inip ne olduğuna baktım.Elim ayağım titriyor.Daha kaza yaptığımı idrak edememiştim.Yavaşça eğilip yerde yatan kişinin yaşayıp yaşamadığına baktım.Oh nefes alıyordu.Ne yapacağımı bilemeden babamın numarasını tuşladım.Açtığında, nefes nefese olduğum yerin tarifini vermeye başladım.10 dakikaya gelirmiş.3-5 kişi başımıza toplanmıştı.Hemen yerde yatan çocuğu yol kenarına çektik.Babam hemen geldi.Çocuğu alıp arabaya taşıdı.Eve götüreceğini söylemişti.Bende kendi arabamla onları takip ettim.Babam özel doktorumuzu çağırmamı söyledi.Dr.Cem Beyi arayıp bizim eve hemen gitmesini söyledim.Eve vardığımızda Cem Beyde eve gelmişti.Karizmaya bak beee.Hop Eylül saçmaladın iyice.Hemen çocuğu koltuğa yatırıp ilk müdahaleyi yaptı.Babam 'Eylül' diye seslenince kendime geldim.
'Efedndim baba?'
'Biraz mutfağa gelebilirmisin?
'Tabi' deyip hemen mutfağa geçtim.1 bardak su koyup olayın etkisinden çıkmaya çalışıyordum.
'Nasıl oldu bu?' dedi babam.
'Piyano kursuna geç kalıyorum diye hızlı gidiyordum.Kırmızı ışıkta geçince biranda önüme çıktı.'
'Burak'ı ara hemen gellsin,çocuğun kim olduğunu araştırtıcam ailesine haber verelim.'
'Tamam baba'
Hemen Burak'ı arayıp çabuk eve gelmesini söyledim.Çocuk daha bir kelime dahi edemeden telefonu kapattım.Kesin küfür etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUTLAK YALNIZLIK
Teen FictionAşkın ayağımıza mı gelmesini bekleriz yoksa hepsi tesadüfmüdür?