Bölüm 1

2.2K 61 3
                                    

24 Ocak 1603 Kırım

"Baba! Baba! " Yerden aldığım karları top şekline getirerek babama bana bakması için seslendim. Bana döner dönmez kar topunu ona doğru fırlatıp gülerek beni kar topu ile kovalayan babamdan kaçmaya başladım. Çığlıklarım yükselirken küçük evimizin önünde bizi izleyen annem gülmeye başladı.

Kış neredeyse bitmek üzereydi ve benim ısrarım üzere son kez babamı bu anın tadını çıkarmak adına dışarıya çekelemiştim.

"Maryaa! Yakaladım seni! " Babamın beni yakalamayı başarısı ardından bana sıkıca sarılıp etrafında bir tur döndürmüştü. Gülerek babama baktığımda beni yere bıraktı ve kar olan üzerini silkelemeye başladı. Ardından bana dönüp gülümseyerek hafif kızıl olan saçlarımı özenle düzeltti babam.

Doğuştan gelen kızıl saçlarım vardı ve bu renk beyaz tenime çok uyum sağlıyordu. Anneme benzeyen yeşil ve hafif sarı renkler bulunan gözlerim ise güzel olan yüzümü daha da güzel yapıyordu. Tabii babam öyle söylüyordu... Henüz 16 yaşındaydım ve ileri de bu güzelliğin kalıcı olacağından pek de emin değildim doğrusu.

"Hadi artık içeri gelin. Hava soğuyor. " Annemin seslenmesi üzerine babam ile eve doğru yürümeye başladık. Uzaklardan gelen bir kaç atlı sesinden sonra duraklayıp arkama doğru baktım. " Neler oluyor? "

Sorumun ardından babam endişe ile arkasını döndü ve ben daha ne olduğunu anlamadan beni kucağına alıp eve doğru koştu. Ardından annem kapıyı kapatırken babam büyük olan dolabımızın içine beni yerleştirip meraklı olan gözlerime baktı. "Marya. Benim güzel kızım. " Saçlarımı okşayıp ardından aceleyle devam etti. " Sakın ama sakın ses çıkarma. Seni bizden alıp götürmelerine asla izin vermeyeceğim. Babana güven. "

" Hey! Kimse yok mu?! " Ben henüz ağzımı açıp neler olduğunu soramadan kapının çalınıp sesin gelmesiyle babam hızla alnımdan öpüp dolabın kapağını kapattı.

Dolabın kapağı benim görebileceğim kadar hafifçe aralıktı ve babam kapıyı açarken neler olup bittiğini izleyebiliyordum. Neler olduğunu henüz bilmiyordum fakat kalbim hiç olmadığı kadar korkuyla hızlıca atıyordu. Babamın adamlarla bir şeyler konuştuğunu görüyordum. Gözüm anneme kaydığında ise endişe ile yerinden kıpırdanıp benim olduğum dolaba doğru kısa bakışlar attığını görüyordum.

Adamlar görebildiğim kadarıyla üç kişiydiler ve hiç de iyi birilerine benzemiyordu. Babam ile konuşan kirli sakallı adam ısrarla evin içini gösteriyordu ve içeri girmeye çalışıyordu. Birden yanında ki adam annemin sürekli olarak dolaba baktığını hissetmiş olacak ki içeriye doğru ilerlemeye başladı.

Babam engel olmak için önüne geçtiğinde ise adamın sinirlenerek babama vurduğunu gördüm. Bunun ardından annemin de ağlayarak onlara engel oluşunu ve tıpkı babama vurdukları gibi anneme de vurduklarını gördüm. Elimi hızla ağzıma getirdim ve gözlerimi kocaman açarak akan yaşlarım ile olanları izlemeye başladım.

Neden onlara vuruyorlardı hiçbir fikrim yoktu fakat tek bildiğim şey istedikleri şeyin ben olduğumdu. Daha fazla bunu izleyemeyeceğimi anladığım da hızla dolabı açıp annem ve babama doğru koşmaya başladım. "YETER! YAPMAYIN! "

"Marya!! Hayır!! " Babamın acı çığlığı ile ona üzgünce baktım ve ben henüz onlara eğilip yardım edemeden kolumdan tutulup çekilmeye başladım. " Hayır!! Bırakın Kızımı! "

"Kes sesini! Yalan konuşmanın bedeli olacak elbet! " Beni çekeleyen kişilerden kurtulmaya çalışırken geri de kalan iki adamdan birinin babama dediklerini işittim. Son gördüğüm şey ise annem ve babamın gözümün önünde öldürülmesiydi.

" HAYIR! BIRAK BENİ! BABA! ANNE! BIRAK DEDİM SANA! BA..MM!" Bağırmaya devam ederken adamın ağzımı kapatmasıyla göz yaşlarıyla bir yandan çekelenirken çırpınmaya devam ettim.

" Sen de çeneni kapat yoksa sonun kötü olur! " Adamın dedikleriyle çırpınmayı kestim ve ağlamaya devam ederken elini ağzımdan çekmesiyle gelen hıçkırıklarımı serbest bıraktım.

Arkamdan gelen adamlar çoktan elimi bağlamıştı ve karlı yollardan ilerleyerek bir limana geldiğimizi gördüm. Hala görüntüler gözümün önünden gitmiyordu. Babamın acı dolu bakışları ve annemin korku dolu yüzü. Nasıl unutabilirdim ki.

" Nereye getiriyorsunuz beni?! " Öfke ile beni kaçıran adamlara döndüm ve sesimin çıktığı kadarı ile onlara sordum. Hiçbir cevap alamadığım da çoktan gemiye binmiştik. Bu beni daha çok sinirletti ve beni merdivenden geminin alt bölümüne getirirken onlara tekrar sinirle baktım.

"Cevap versenize katiller!! " Bu sefer son gücüm ile bağırdığım da adam bendekinden daha fazla olan siniri ile kapıyı açıp beni içeri fırlattı. Bir çok kızın bulunduğu yere doğru savrularak yere düşerken bana söylenen adama dönüp baktım.  " Çeneni kapatmazsan seninde katilin olabiliriz! "

Dediği şeyin ardından sertçe kapıyı kapattı ve ben de köşeye çekilip ayaklarımı kendime doğru çekip sarındım. Beni nereye gotürdüklerinden hiçbir haberim yoktu ve korkuyordum. Ben Marya hayatımda ilk defa korkuyordum. Etrafım da benim gibi olan kızları korkuyla incelemeye başladım ve aklıma gelen ailemin görüntüsü ile yine ağlamaya başladım. Ne kadar ağladığım bilinmez ki ne zaman derin bir uykuya daldığımı bile bilmiyordum.

Bir Cariyenin Umutsuz AşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin