KARARTI

417 134 120
                                    

BÖLÜM 1: KARARTI.

Gece yarısı, şafak vaktinde girmiştim şu dar sokakların arasına; kendi yurdumdan uzak bir şekilde, kendi kendime yetişmeye çalışmış; sahip olduğum her şeyi bırakıp kendimi Beyoğlu'ndaki en ücra mahallelerin arasında bulmuştum.

İnsanlar size bir an acımaz, istedikleri yere savururlardı sizi; ben istedikleri yere mecburen savurulmak zorunda kalmıştım.
Herkesten kaçıyordum. Gerçek kimliğimi bulabilecek, beni tanıyabilecek, benimle irtibata geçecek olan herkesle irtibatımı kesmiştim. Hoş, uzun zamandır merak edilmiyordum.

Tam yedi yıldır Beyoğlu'ndaki duvarlar ne halde, ne şekilde olduğumu görmüştü; tam yedi yıldır bu duvarlara ve kaldırım taşlarına anlatıyordum derdimi.
Kimsem yoktu, kimsemiz yoktu, yalnızlığın en ücra köşesinde hala nefes almaya devam ediyorduk ve aldığımız her nefes, göğüs kafesimize bir iğne gibi batıyordu. 

Yedi yıl önce ne halde, ne durumda olacağımı bilmiyordum; sonradan kendi ayaklarımın üzerinde durmayı öğrendim. Kötü insanlarla nasıl başa çıkacağımı, kendimi nasıl koruyacağımı ve,

bir olay olduğunda kendimi nasıl kaybetmeyeceğimi.

Çalıştığım bara giderken topuklu ayakkabılarımdan gelen ses, benim her adım atışımda daha da güçlü adım atmam gerektiğini kendime hatırlatıyor, telkinler veriyordum.

Ben Alya,

Bir ruhun üzerine toprak örtüp, yeni bir ruhla şekillendiren bu bedenin sahibi.

Barın sokağına giriş yaptığım zaman, kolumun mengene gibi biri tarafından sertçe çekildiğini fark ettim; ona kendimi teslim etmemek adına çırpındım ama o kadar güçlüydü ki, bir anda ruhumun bu savaşı kaybedeceği hissiyle bedenimi bir korku sardı.

Etraf karanlıktı, sadece yanan şu cılız lamba dışında yüzünü tam net seçemiyordum ve bu ben bunu şanssızlığımın bir göstergesi olarak nitelendiriyordum. Beni çekiştirmeye başladı, ayağımdaki topuklu ayakkabılarıyla ona karşı koyabilmem imkansızdı. Bağırdım, içeriye o kadar gürültü varken korumaların beni duyabileceğini ümid ederek daha çok bağırdım.

Kolumu tutan kişi daha çok yaklaştı, elleriyle saçlarımı tuttu ve yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Gözlerini ve yüzünü daha net seçebiliyordum artık, çünkü ışık tam üzerimize doğru aydınlanıyordu. Üzerinden gelen içki kokusuyla daha çok bağırdım, kendimi yeni yeni toparlamışken ruhum bu yıkıma hiç hazır değildi.

Bir insanın bağırış sesini duydu kulaklarım, ruhumun içindeki kelebekler kanat çırptı. Bu ses, bana o kadar tanıdık geliyordu ki, ruhumun içine yerleşmiş olan korkuyu gizlemek ve böyle bir şeyin olamayacağını düşünerek saçlarımı bu alkolik adamın ellerinden kurtarmak için çabaladım. Ancak o kadar sıkı tutuyordu ki, ben biraz daha çırpınırsam kafamda hiçbir şekilde saç kalmayacağına emindim. Burada da çürüyüp gideceğime.

Tekrardan bağırdı, tam karşımıza geçmiş olan bedenini hissedebiliyordum ve onun sesini duyduğum an bedenimi bir titreme sarıyordu; onun suratını göremesem de beni kurtaracağını biliyordum. Onun suratını görmekten çok korkuyordum.

"Kızı bırak," diye haykırdı, bu bağırış bir normal insan bağırışından daha çok güçlüydü, sanki içindekileri haykırmak istiyor da haykıramıyor gibiydi. Beni alıkoyan adamın vücudu titremeye başladı, korkudan ne yapacağını bilemez halde gözlerimin içine bir kez tiksintiyle baktı ve sertçe beni yere itti.
Yere düştüğüm an, alkolik adam kaçmaya başladı ama sarhoş olduğu için bunu yapabilecek olması oldukça güçtü. Sesi bana çok tanıdık gelen ve beni kurtaran adam, iki adımda onu yakaladığını ve yumruklarının onun yüzüne inen o seslerini dinledim. Kendime geldim, ayağa kalktım. Onun sesini duyduğum her an ruhum daha büyük bir korkuyla titriyor,  ruhum yarattığımız yeni kimliği birilerinin deşifre edeceğinden korkuyordu. Hızlı bir şekilde koşarak barın içine girdim, onu görmemek adına kaçabileceğim en iyi şeyi yapıp kalabalığa sığınmıştım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 03, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin