Güven Ölüm Getirir ...

1K 80 59
                                    

   Umm.. Uzun bir ara oldu ha? Bölüm biraz kısa mı?  Belki.. Devam etme kararı aldım ve bunun için kısa bir bölüm de olsa paylaşmak istedim.. Zaten uzun tutacağım bir kitap değildi ve kurgusu ilginç. Beklettiğim için üzgünüm. TT

♡♥♡♥♡♥♡♥♡♥♡♥♡♥♡♥

  Sabah uyandığımda gözlerimi açmaya üşendiğim için yatağı ellerimle yokladım. Tahmin ettiğim gibi... boştu. Hiçbir şey yoktu.

  Kızarmış gözlerimi yavaşça açtım. Ben gri boyalı bir tavan bekliyordum. Ama gördüğüm bir çift mavi gözle kaskatı kesildim.

  " Günaydın. "

  " Se-sen... Yatağımda... Evim.. "

  Zihnimdeki dağınık kelimelerle kelimelerle düzgün bir cümle kuramıyordum.

  " Evet. Ben. Devamı var mı o cümlenin? "

  Melek yüzüme yaklaştı. Elimle onu itmeye çalıştım. Onu itmeyi becerememiştim belki ama beni rahatsız ettiğini fark edince kendiliğinden geriledi.

  " Seni o kadar mı tiksindiriyorum...? "

  " Ne? "

  " Benden... sana dokunmamı istemeyecek kadar mı tiksindiriyorsun? "

  " Hayır! "

  Ani çıkışım karşısında hem ben hem de o şaşırmıştı. Melek, anlık şaşkınlığını üzerinden attıktan sonra yüzüne buruk bir sırıtış yerleştirdi.

  " Peki... Sana dokunabilir miyim? "

  Yavaşça yüzüme yaklaşırken sordu. Bu seferki hareketleri temkinliydi. Kararsızca başımı sallayıp gözlerimi kapadım.

  " Sen... "

  Tek elini yanağıma koydu ve hareket etmeyi kesti. Birkaç saniye bekledikten sonra gözlerimi açarken sordum.

  " Ben ne? "

  Melek, gözlerime baktı. Sonra irkilerek geri çekildi. Kanatları sayesinde havada asılı kalmıştı.

  " Sen... beni seviyorsun...? " Başını ellerinin arasına aldı. " Beni seviyorsun! Lanet olsun, beni seviyorsun! "

  Yatakta bağdaş kurdum." Yok öyle bir şey! " Dünyada sevecek insan mı kalmamıştı!? Ne saçmalıyordu bu? Senden tiksiniyorum melek. Sevmek tanımının yanından bile geçemez bu his.

  " Neden? " Melek tekrar bana yaklaştı. Sonra geriledi. " Neden bana böyle aşağılık bir duygu tattırıyorsun!? "

  " Hey, sen iyi misin? "

  Ayağa kalktım ve meleğe doğru koştum. Elimi ona uzattığım anda kayboldu.

  " Nerdesin? " Odanın içinde bağırmaya başladım. " Hey, melek! Nerdesin? " Bağırışlarımı alt kattan gelen çığlık sesleri böldü.

  " Hey! " Alt kattaki kahya ve hizmetçilere bağırdım. Cevap olarak sadece çığlık sesleri geliyordu. Korkarak kapı koluna yöneldim. Metal kola elim değdirir değdirmez geri çektim . Kol çok sıcaktı. Bunun anlamı basitti...

  " Malikanemi mi yakıyorsun melek!? " cevap yoktu .

  " Bana cevap ver! Beni malikanemde yakmaya mı çalışıyorsun? İkimiz de biliyoruz ki beni öldüremezsin! "

  Seni öldüremeyeceğime emin misin?

  Meleğin sesini duyduğum anda etrafa bakınmaya başladım. Ortada yoktu.

  " Nerdesin!? Bırak şu oyunu! Oyuncağı- "

  Oyuncağımdan sıkılmış olamaz mıyım sence?

  " Ne...? "

  Seni diğerlerinden farklı kılan şey ne? Beni sonsuza kadar sana bağlayacak?

  Yutkundum. Bir ölüm meleğini kendine bağlamak mı? Eğer onu kendime bağlamazsam beni öldürecek miydi? Ölmek istemiyordum...

  " Ben... Bilmiyorum... Seni kendime bağlamamın yolu var mı melek? "

  Melek önümde belirdi. Çok kararsız duruyordu. Çenemden tuttu. Mavi gözleri iki duydu arasında gidip geliyordu. İğrenme ve şehvet... Birbirine zıt iki duygu...

  " Bana bağlanmak istiyorsun ha? " bir an için gözleri ışıldadı. Sonra surat ifadesi değişti ve çenemdeki parmaklarını hızla indirdi.

  " Hayır , hayır, hayır... Bu uygun değil... Ama... "

  Gözleri tekrar ışıldadı. Sonra tekrar yüzü düştü. Bir süre kendi duyguları arasında gidip geldikten sonra ışıltı galip geldi ve bu sefer tamamıyla şehvet dolu gözlerle bana döndü.

  " Beni sevdiğini kabul et. "

  " Ne? " dedim duygusuz bir ifadeyle. Burnunu burnuma dayadı.

  " Daha önce böyle bir tecrübem olmadı. Bu beni sana bağlayabilir. "

  " Saçmalama! Seni sevmek mi? İmkansız bir şey bu! "

  Birkaç adım gerilerken alt kattan gelen çığlık sesleri bana şu an neler olduğunu hatırlattı.

  " Rahat bırak onları! Onlar sadece para kazanmaya çalışan masum insanlar! Onları öldürmeye hakkın yok! Eğer yakacaksan beni yakmalısın! "

  Lütfen, lütfen beni yakma. Ölmek istemiyorum. Yanarak ölmek çok acı veriyor olmalı. Lütfen yapma.

  " Senden tiksiniyorum! Benimle olan derdini benimle çözsene! Benim başıma musallat oldun sen! Masum olanları işe karıştırmayı kes! "

  Lütfen benim başıma musallat olmaktan da vazgeç. Senden ölesiye korkuyorum.

  " Meleklerin yüz karasısın! "

  Söylediğim her şeyi yüzündeki tuhaf sırıtmayla dinleyen melek, son söylediğimle yüzündeki neşeye dair her şeyi anında sildi ve bana yaklaştı.

  " Kaç melek gördün ki beni kıyaslıyorsun velet? Melekler senin gözünde aptal bir sırıtmayla insanların peşinden koşan aciz varlıklar mı? Bizim de tıpkı sizin gibi bir hayatımız var insan. Entrikalar var bizim dünyamızda da. Ben kimsenin yüz karası değilim. Ben sadece bu entrikalara kurban gitmiş lanetli birisiyim. "

  Bana iyice yaklaşıp sivri tırnaklarını yanaklarıma geçirdi. Ben acıyla inlerken o ise sivri dişlerini dudaklarıma bastırıp kan akmasını sağladı. Akan kana göz gezdirirken korkutucu bir şekilde sırıttı.

  " Ama kara olmadığım kadar beyaz da değilim. Griyim. Ve sen, benim rengimi tekrardan beyaz yapmama yardım edecek kişisin. "

  " N-ne yardımı? Nasıl bir yardım? "

  Geri çekilmek istesem de yapamıyordum. Meleğin tırnakları canımı daha çok acıtmaya başladığı sırada algımın azaldığını hissettim. Çığlık seslerini duyamıyordum, dudağımdaki acıyı hissedemiyordum, Meleğin büyüleyici mavi gözlerini bile göremiyordum.. 

  Hastanede açacağımdan emin olduğum bir şekilde kapattım gözlerimi..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 05, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

End ( Yaoi )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin