Şato Yolu

6 0 0
                                    

Ormandan çıktıktan sonra atını yavaşlatıp belli bir tempoda gitmeye başladı. Ama aklı hala canavarlardaydı. Bu kalkara denen canavarları annelerin çocuklarını korkutmak için anlattığı masallardaki canavarlar olarak biliyordu. Ama sadece masal.
Daha önce kalkaraların gerçek olduklarına dair bir şey duymamıştı. Bu konu hakkında düşünürken aklı babannesinin anlattığı masallara gitti. İster istemez yüzüne bir gülümseme yerleşmişti.
Aklından bunlar geçerken Laxus Şatosu'na daha dört günü olduğunu fark etti.  Bununla birlikte atını hızlandırmaya karar verdi.
Günün sonunda her yeri ağrıyordu. Kendine dinlenmek için güvenli bir yer aramaya başladı. Dinlenirken atının çalınması işten bile değildi. Sonunda güvenli bir yer bulmuştu bununla birlikte çadırını kurup dinlenmeye başladı. Yemeğini yedikten sonrada deliksiz bir uykuya daldı.
Geceyarısını biraz geçmistiki bir şey onu uyandırdı. Uyanmasına neyin sebep olduğunu bilmiyordu ama bir şeyler yapması gerektiğinin farkındaydı. Aklına haydut olabileceği geldi ama eğer haydut olsalardı boğazını çoktan keserlerdi. Sonra aklına daha kötüsü kalkara olabileceği geldi ama bu düşünceyide aklından çıkardı. Eğer kalkara olsaydı daha farkına bile varamadan parçalanmış olurdu.
Yayına uzanmak istedi ama gece kirişini çıkardığını hatırladı. Bu yüzden yatarken bile yanından ayırmadığı hançerini eline alarak ayağa fırladı. Karşısında sadece şaşırmış bir köpek yavrusu görünce kendine hakim olamayarak gülmeye başladı. Muhtemelen akşam yediği yemeğin kokusuna gelmişti. Gözleri mavi , siyah-beyaz bir kurda benziyordu. Yavruya dün yediği yemeğin artıklarından verdi. Daha sonra havanın soğuk olduğuna kanaat getirerek köpeğide yanına alarak uyudu.
Sabah erkenden kalkıp hazırlandı. Yola çıkmadan öncede yavruyu eğer çantasının içine koydu. Yavru yol boyunca kafasını cantadan çıkarıp etrafa bakınıyordu. Duncan da köpeğe "Halinden memnun olan birtek sensin." dedi. Köpekte buna karşılık olarak onunla aynı fikirdeymişçesine havladı. Sonra Duncan köpeğe bir isim koyması gerektiğini hatırladı. Ama bu konuyu daha sonraya bırakabileceğini düşündü. Şu an yola konsantre olması gerekiyordu.
Yakında Kara Karga Baronluğu'nda olacaktı. Eğer daha hızlı at sürerse düşündüğünden de önce Laxus Şatosu'nda olabileceğini düşündü.
Öğle  vaktine kadar sorunsuzca ilerledikten sonra mola vermeye karar verdi. Burada pek fazla ağaç olmadığından güneş direk üzerlerine vuruyordu. Hal böyle olunca sıcaktan dolayı mola vermeyi düşündü.
Bu yüzden öğle vaktini bir ağacın altında geçiriyordu. Bir yandan dinlenirken diğer yandan atıyla ilgileniyordu. Atıyla ilgilenmeyi bitirdikten sonra yola devam etmeye karar verdi.
Birbuçuk gün sonra Laxus Şatosu'na varmıştı. Şatoya girmeden önce muhafızlar önünü kesip sorguya çekmek istediler. Şovalyeler Kızıl Şövalye birliğindendiler. Duncan bunu fark edince aklına ister istemez o günkü manzara gelince midesi bulanmıştı.
Askerler ona "Nereye gidiyorsun?" diye sorunca "Krala önemli bir mesaj getirdim." diye cevap verdi. Bunu duyan askerler yolunu açıp geçmesine izin verdiler. Atını hizmetlilere bırakarak kralla görüşmeye gitti.
Kralın odasına girince önce selamını verdi daha sonra ormanda olan biten her şeyi anlatarak tomarı verdi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 05, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Yanan OkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin