Bölüm 3

9 1 0
                                    

MULTIMEDİA-Erva

Berbat bir gece geçirdikten sonra berbat bir güne uyanmam.. Evet, pazartesi. Sabah 6 civarı Ekin'in odamın perdesinin aralamasıyla içeri giren ışık uyumama fırsat vermiyordu. 

"Kalk artık, geç kalacağız!"

Ekin ve gereksiz telaşları. Alarmı kurmuştum. 

Elimi yatağın bir ucuna fırlamış olan telefonuma attım. Saat daha 6'ydı. 

Ufak bir küfür savurarak yatağımdan kalktım. Dolabımdaki aynaya kafamı çevirdiğimde sabahın bu saatinde uyanmanın pek mantıksız bir fikir olmadığının farkına vardım. Saçlarım her zamanki gibi kabarmış, bu uyku sana fazla bile dercesine şekil almamakta ısrarcı gibiydiler. 

"Ben duş alıyorum, kahvaltıyı hazırlarsın değil mi?" Olabildiğince şirin gözükmeye çalışmıştım. 

Ekin onaylarcasına bir tebessüm ederek mutfağa yöneldi.  

Duştan çıktığımda burnuma kızartma kokusu geliyordu. Ekin patates kızartmıştı.

Duba gibi olacağız az kaldı.

Odama girip elimi beyaz okul gömleğime ve krem rengi okul şortuma attım. Saçlarımı kuruttuğumda düzleştirip  Ekin'in yanına geçtim. Güzel bir kahvaltı hazırlamışa benziyordu, bunu sık yapmazdı. 

Kahvaltımız bittiğinde çantamı toparlarken dışarıdan gelen korna sesiyle irkildim. Ekin odaya kafasını uzatıp "Çabuk ol, Rüzgar aşağıda bizi bekliyor." dedi. 

Yapışık ikizler gibi her yere beraber gitmeniz gerekmiyor değil mi? Çok rahatsızlığını duyduğumdan değil de yalnızım yani ben. 

Aşağı indiğimizde Rüzgar yine siyah spor arabasıyla kapımızdaydı. Arabaya bindiğimizde Rüzgar Ekini öptü ve bana dönüp göz kırparak selam verdi. 

"Dün gecenin acısını çıkaracağız, güzel bir gün olacak."

Ekin bana bir şey söylememişti. Bana çekimser bir gülümsemeyle bakarak dudaklarını büzdü.

"Okula gitmiyor muyuz?"

Başını iki yana salladı. "Hayır, bu günlük okulu ekebiliriz. Güzel planlar yaptım. Sana sürpriz olsun dedim."

Ekin'in güzel plan anlayışı dün geceki gibi miydi? Suratımı istemsiz bir tiksinme ifadesi aldı. Yüzümü buruşturdum. "Sanırım gelemeyeceğim, grubun provası var bugün. Okulda kalmam gerekiyor."

Okulda kurduğumuz müzik grubuydu bu. Sene sonu son sınıflar için yapılacak programda çalacaktık. Klasik gitar çalıyordum ve grubun solistliğini yapıyordum. Başlarda derslerden kaytarmak için katıldığım bu grup müziği bir tutku haline getirmişti bende. 

"Sensiz gideceğiz öyle mi?" dedi Ekin. Bunu söylerken suratındaki 'bir seferlik provayı da eksen nolur' ifadesini görebilmiştim.

"Malesef" dedim. "İki sevgili baş başa güzel bir gün geçirin, şimdi beni okula bırakabilir misiniz?" 

Rüzgar kafasını sallayarak ilk kavşaktan okul yoluna döndü. 

*

"Hadi çocuklaar enerjinizi toplayın hemen başlıyoruz."

Kapıdan içeri girdiğimde duyduğum ses Ayberk'indi. Ayber elektro gitaristti. Programa 1 ay kalması grubun heyecanını da artırmıştı. Çünkü bu program bütün son sınıfların önünde yapılacaktı. Bu sayede biz de son sınıflara özel yapılan programa katılmış olacaktık. 

Prova sonunda Ayberk hemen dağılmamamızı söyledi. Hepimiz okulun geniş müzik odasının sandalyelerine oturduk. Grup 5 kişiydi. Ayberk de karşımıza geçti. 

"Serpil hocayla dün okul çıkışı konuştuk. Programdaki birkaç değişiklikten ve haberlerden bahsetti. Bildiğiniz gibi sene sonu programında öğrencileri temsilen biz çıkıyoruz. Fakat son sınıflar bu kadar basit bir sene sonu balosu istemediklerinden bahsetmişler. Okul bize bir ücret ödemediği için okulun bunun için ayırdığı büyük bir miktar açıkta kalıyor. Son sınıflar da balonun yapılacağı yer için bir kaç öneride bulunmuşlar. Serpil hoca en son barlar sokağına yakın bir yerdeki bir cafeyle görüşmüş ve burayı tutmuş. Kumru diye bir yer. Buranın kendi çalıştırdığı müzik grubu da o gece sahneye çıkacakmış. Zaten bizim repertuarımızda bütün geceyi geçirecek kadar şarkı yok biliyorsunuz. Bizden sonra bu grup sahneye çıkacak. Biz de sahneden indikten sonra son sınıfların balosuna katılabilecekmişiz."

Konuşmasını dikkatle dinlemiştim evet ama beynim sadece tek bir kelimeyi yankılayıp duruyordu. "kumru"

Oranın bana hatırlattıklarını da düşünürsek mükemmel bir gece geçiremeyeceğim bir gerçekti. Tabii ki Özgür orada olamayacaktı. Sonuçta bu mekanı bir geceliğine kapatıyorduk. Fakat sürekli beynimin bana ileteceği mesajlar varlığını aratmayacaktı.

*

Öğleden sonraki derslerin hepsinde dün gece ve balo arası bağlantılar migrenimi daha da azdırmıştı. 

Ekin de okulda olmayınca yeterince sıkılıyordum zaten. Fazladan bir şeye daha ihtiyaç yoktu. Bu nerden çıkmıştı?

Son dersin bitiminde çantamı toparlayıp olabildiğince hızlı bir şekilde evin yoluna koyulmuştum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 08, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KUMRUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin