aralık 28

943 108 5
                                    

Gıcık biri olmayı bırak ve onları içeri al! Diye yazdı Taehyung, Jimin'e günlüğüyle vururken.

"Taetae hayır! Anlamıyorsun! Ya sana kötü davranırlarsa ya sana vurmaya çalışırlarsa ya-"

Küt. Yah Jimin-ah sen beni neyin yerine koyuyorsun? Seni seviyorum. Şimdi arkadaşlarınla arkadaş olmama izin ver! Taehyung Jimin'i geçerek kapıyı onun arkadaşlarına açtı.

"Vardiyalarımız bittiğinde yemeğe gidelim!" Hoseok cıvıldadı. Taehyung gülümseyip başını salladı, parlak bir şekilde gülümsüyordu.

"Hey Jimin." Yoongi genç olanı dürttü.

"Mm?"

"Ona göz kulak ol."

Jimin, Taehyung hyunglarıyla derin bir şekilde bağlandığını izlerken, daha çok Jungkook'la, başını salladı.

"Johncook hakkında endişelenme. O bir bebek."

Jimin kahkaha attı.

"Ayrıca, Jimin."

"Mm?"

"Taehyung cidden sevimli." Dedi sarışın olan göz kırparak, arkadaşlarının yanına giderken.

"Hyung!"

Yemekte...

"Ohh bu yemek harika!"

"Bizi davet ettiğin için teşekkürler Tae!"

"Sen ve Jimin bizim çokaşklı ilişkimize katılmak ister misiniz?"

"Hey çocuklar, çocuklar, onu böyle soru- yah Dungcock! O benim! Büyüklerine saygılı ol ve elindekilerke mutlu ol seni nankör bok!" Jimin, diğerleri birlikte gülmekten ölen genç olanı uyardı.

Gerçekten öyle ^·^ önemli değil (: haha sevimlisin Kookie ama ben Jimin'le mutluyum. Ayrıca eğer istesem bile buna izin vereceğini sanmıyorum XD

"Gördün mü Jimin?! Onun kendi sınırlarının dışını keşfetmesine izin vermiyorsun! Onun özgür olması gerek, dünyayı keşfetmesi gerek-"

"Hyung küfür kavanozu nerde? Çünkü Hoseok hyung, sana saldıracağım." Gözlerini dikti.

"Bize saygısızlık ha, Chim?" Dedi Yoongi sırıtarak.

"H-Hyung ben-"

Yoongi telefonunu çıkardı ve galerisine girdi.

Jimin masanın üstünden atladı ve acı hissetmeyen ve yine de gülümseyen Yoongi'nin üstüne uçtu.

Bip. Bip. Herkes durdu ve telefonuna bildirim gelen Taehyung'a baktı.

Telefonunu çıkardı ve Jimin'in şanssızlığına, Taehyung hönkürmeye başladı.

"Durun, o gülüyor? Dilsiz olduğunu sanıyordum." Dedi Jungkook ve hyungları tarafından kafasına şaplak yedi.

"Aptal! Dilsiz insanlar kahkaha atabilir ve tıpkı bizim gibi işitsel sesler çıkarabilirler sadece konuşamıyorlar."

"Ne kaba." Hepsi koro halinde başlarını salladılar.

Yah ona karşı kaba olmayın bilmiyordu. Diye yazdı Taehyung, Jungkook'u yakınına çekti ve saçlarını karıştırdı.

"Yah Taetae! Sen benim sevgilimsin beni sev." Jimin dudak büzdü, ayağa kalkıp kollarını açtı.

Diğerleri de güldü. Taehyung sırıttı ve telefom ekranını Jimin'e salladı. Önce bunlardan daha fazla istiyorum

Jimin utanca boğuldu ve Taehyung'a sarıldı, başını onun göğsüne gömdü. Boy farkı. Jimin onlara minettar olmayı öğrenmişti.

Taehyung kahkaha attı ve Jimin'in başının üstünü öptü, onu rahatlattı.

"Seni gerçekten seviyorum Taehyung." Jimin sessizce mırıldandı.

Taehyung gülümsedi, üzgündü biraz.

Bunlara dayanamadığı zamanlardı.

Ben de seni seviyorum Jimin. Diye düşündü.

Sonra...

"Bizi dışarı çıkardığın için teşekkürler Tae."

"Jimin'e iyi bak!"

"Harika birisin Taehyung daha çok dışarı çıkmalıyız!"

El salladılar ve Jimin'in arabasına bindiler. Arkadaşların çok iyi.

"Öyleler, değil mi?" Dedi Jimin geri geri giderken.

"Benim evim mi seninki mi?"

bus rides ℘ vmin (çeviri)✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin