Soul Mate
“daha öncede sevgili rolü yaptık.”
Dedi yi jung hiçbir utanma belirtisi göstermeden. Ga eul kafasını eğdi utanmıştı o günü hatırlayınca. Yi jung ona doğru eğilince kendini arabanın koltuğuna doğru itti ga eul.
So yi jung sırıtıp gerilmemesini söyledi ve emniyet kemerini taktı kızın. Ga eul bunu kendi yapamaz mıydı sanki? Bir an arabadan inmek istedi ama arkadaş hatırı vardı işte.
“gidelim.”
Diyip arabayı çalıştırdı yi jung, gu jun pyonun arabasını da gözlüyordu bir yandan eğer onları kaybederse tüm plan suya yatardı. Gu jun pyo güya fark edilmemiş gibi takipteydi yi jung un arabasını, sanki arabası fark edilmeyecek gibiydi de. Yi jung güldü.
“neye gülüyorsun yi jung sunbae?”
Dedi ga eul.
“ikisi de aptal hala fark edilmediklerini sanıyorlar.”
Ga eul da güldü.
“peki nereye gidelim?”
“diğer kızlarla nereye gidiyorsan oraya bu buluşmanın onlardan farkı yok zaten.”
Yi jung un elleri direksiyonu sıkıca kavradı bir an diğerleri ne söylerse söylesin yaptıklarından pişmanlık duymayan adam neden bu kızın sözleri yüzünden her seferinde utanç duyuyordu? Gaza yüklenip diğer kızlarla buluşmalarında gitti bir mekâna doğru yönlendi. Madem ga eul öyle istiyordu diğer kızlara nasılsa ona da o şekilde davranacaktı.
Arabayı bir kozmetikçinin önünde durdurdu.
“sunbae?”
Yi jung arabadan inip ga eul un kapısını da açtı. Ga eul arabadan indi. Yi jung onu bileğinden tutup mağazaya soktu. Mağazadakiler yi jung u tanıyınca geriye çekildiler. Yi jung hala kızgın ga eul ın rujlara masum masum dokunduğunu görünce kızgınlığı geçti, ruju alıp kızın dudaklarına sürdü. Ga eul gülümseyince de tüm gerginlik ortadan kalktı. Yi jung kolunu ga eul un omzuna attı ve beraber birkaç şeye daha baktılar. Bir birlerinin üstüne parfüm sıktılar. Yi jung böyle şeylerden aslında nefret etse de bu kıza bir şey diyemiyor o da parfüm sıkıyordu.
“hala bakıyorlar mı sunbae?”
Yi jung başını olumlu anlamda salladı.
“hadi artık gidelim.”
Dedi ve parfüm sıkarken ga eul un omzunda düşmüş olan kolunu tekrardan kızın omzuna attı. Diğer eliyle kasadaki kızı bir işaret çaktı, kız o işaretin ne anlama geldiğini biliyordu; yi jung mağazada neye dokunduysa hepsini paket yapıp evine yolla, neyse ki kız yi jungun adresini biliyordu.
Mağazadan çıktılar.
“şimdi nereye sunbae?”
Yi jung işaret parmağını kızın dudaklarına koydu ve susmasını söyledi. Arabanın kapısını açıp ga eul ı bindirdi. Ga eul biner binmez emniyet kemerini bağladı, yi jung bunu görünce kendini sırıtmaktan alı koyamadı.
Yeni durdukları yerse bir buz pateni sahasıydı.
“sunbea ben kayamam.”
“neden?”
“bilmiyorum.”
“ben sana öğretirim.”
Piste adım attıklarında ga eul düşecek gibi olmuş fakat yi jung izin vermemiş elinden tutarak kaymaya devam etmişti. Bir süre sonra gülümsemeleri gerçek ikisinin de aklında ne jun pyo ne de jan di var, buz da kayıyorlardı. Bir süre sonra yi jung un aklına geldi şöyle bir etrafına bakınca bir birine sarılmış ikiliyi görmüştü, bu kadar çabuk barışmış olamazlardı değil mi? Neyse ki jan di, jun pyodan hemen ayrıldı. Bu rahatlatıcı bir şey değildi elbette. Yi jung, ga eul a döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
seulmate boys over flowers
Fanfictionyi jung icinden gecenleri ga eul e anlatir. #TAMAMLANDI