Nefes alıp hayata devam etmek lazımmış bazen. Dilinde bir şarkı, elinde kalem yazmaya devam edersin. İçinde buruk bir his vardır. Sevmek istediğin halde sevemediğin insanlar olur. Yürürsün hayat denen yolda, nereye gittiği belirsizdir ama yürürsün hep, dümdüz, sapmaksızın. Yürüdüğün yolun belirsizliği kadar yanında yürüdüğün insanlarda belirsizdir. Bazen senden uzaklaşıp giderler ama işi düştüğünde ilk senin yanına gelir. Elinden geldiğince yardım edersin. O da seni elinden geldiğince yalnız bırakır. Hayata küsersin, bunalırsın. Biri çıkar yine karşına, hiç beklenmedik zamanda. Yüzünde bir tebessüm oluşur. Ama bilmezsin ki, seni yarı yolda bırakacaklar yüzünde o tebessümü oluşturan kişilerin olduğunu. Diyorum ya yinede tebessümünü eksitmezsin ondan. Sen yakınlaştıkça o da yakınlaşır. Tekrar bir nefes alırsın. Her göz kırpışında dahada yakın görünür sana. Yakınlaştıkça yakınlaşır. Ve iyi bir zamanını bulduğunda o da yarı yolda bırakır seni. O kadar güven, o kadar tebessüm boşa gider. Elinde oldukça kaçarsın insanlardan. Bazen ağlar, bazen düşleyip içinde ağlatırsın gözlerini.
Bi yaz günü gelir. Hava sıcak, insanlar yine aynı. Hayatının en zor günü o günmüş gibi gelir sana. Elindeki kalem terler, elinden kayar. Hayatın bizden alıp götürdüğü insanlar gibi. Yarası derin, iyleşmeside bi o kadar kısa olur. Hayallerini çalıcaklar bazen. Yalanlarla dolu hikayeler anlatıcaklar sana. Ve bu hikayenin sonunda canını yakacaklar. Kafan hep bi dumanlı olucak. Her uykuya daldığında hayallerin kaybolucak. Elinde bir kitap olucak. Sonlara yaklaştığın ama hiç birsey anlamadığın kitabın sonuna geleceksin. Okul denen ortamda vardır hayatında. Hayatının temellerini attığın zamanlarda ordasındır. Bazen gitmek istemediğin zamanlar olucak okula. Kaçıcak yer ararsın,kafanı dağıtmak için. Bulduğun zaman herşeyden, herkesden kaçmak istiyceksin. Kaçamıycağını bildiğin halde kaçmaya çalışırsın. Bazen bi şarkı sözüne beynini yorarsın. "Zaman aldıklarını geri ver." sözüne takılırsın saatlerce, bazen günlerce.
Bazen şeytanla dans ediceksin, bazen koşucaksın peşinden kötülüklerin geldiğini bile bile, yorulucaksın, hayat sana sillesini atınca herseyi gercekten anlıycaksın. İnsanlar sana her türlü şeyi yapıcak, elinden gelen herşeyi, zaten en büyük silleyide insanlardan yiyoruz. Ne kadar arkanda olduğunu söyleselerde değiller, olmadılarda. Kimse kimsenin yanında kalıcağını bilemez, bilmemelide. Öyle insanların gerçek yüzünü görüyoruz ya zaten. Seni hiç olmadığın kadar mutlu edicek, mutluluğa o kadar açken seni mutlu edicek, uzun zamandan sonra mutlu olucaksın, sonunun aynı olucağını yine biliyosun, ama amaları takmıyosun, hayatta mutlu olmak istiyosun, tek mutluluğun tek bir kitapta olduğunu bilmeden. Hayat zor diyosun, elimden gelen bunlar diyosun, elinden geleni yapmadığını biliceksin, mutlu olmadığını biliceksin.
Ağlamak için yer ararsın ya bazen. Sadece ağlamak istersin ya. Ama ağlayamazsın. Hayatın git gide çıkmaza gitse de ağlayamazsın ya bazen. Ne kadar kötü bir histir o. Canın acıya acıya ağlayamıyosun. Gözlerin kızarıyor, ama ağlayamıyosun. Yanında olmasını isteğin birkaç kişi gelir aklına. Yanında değillerdir ama. O zaman tek başına olduğunu anlarsın. Koca dünya, koca evren, koca hayatta tek başınasın. Hep yalnız kalırsın, hep ama. Tek dostun kalem ve kağıt olur ya bazen. O zamana gelmişsindir bu sefer. Geçersin bir yere alırsın kalemini, yazarsın yalnızlığını. Kalemin kelamın olur o zaman. İçindeki yalnızlığı kağıda dökersin. Yanlızlığını gideren şey olur ya, yalnızlığını kağıtlarda yaşatmak. Sayısız kağıt yazarsın. Yalnızlığın içinde sayısız kağıt. Kendini yalnız hissetmezsin o an. Kalem ve kağıdı dost bilirsin. Öyledir de. Milyonlarca şey aklında olup da yazamıyosan ne anlamı var düşünmenin veya yalnızsa, bedenin gibi yazmıyosan ne anlamı var yalnızlığın.