"Sana özel bi seçme yeterince iyiysen alınıcaksın. O yüzden elinden geleni yap ve babamı insanlara yalancı çıkarma. Şimdi derse giriyorum sana iyi şanslar" deyip suratıma kapattı. Oturduğum yerde rahatsızca kıpırdandıktan sonra kendime verdiğim ani cesaretle ayaklanıp içerdeki odadaki sekreter olduğunu bildiğim kadının odasının kapısını tıklayarak içeri girdim." Merhaba beni Choi Jooheon yolladı stajyerlik için." dedim kadın anlamsızca yüzüme baktı sonra birşey hatırlamış gibi elinin altındaki dosyayı kaldırarak altta kalmış küçük bi kağıda not aldığı yazıya baktı. Hecelerini bulunduğum yerden okuyabildiğime göre ismin yazılıydı."İsminiz?" dedi şüpheci bakışlarla "Jeon Jiwoo" gülümseyerek anında ayağa kalkarak kendi uzağında kalan telefondan birini aradı." Jeon Jiwoo geldi efendim odanıza mı yollayım yoksa da...Tamam peki" bana döndü gülerek." Hemen karşıdaki kapı" kafa selamı verip dışarı çıktım.
Son kez derin bir nefes alıp yumrukları elimden geldiğince serbest bırakmaya çalıştım. Çekingen bir insan değildim ama nedense şu an gerilmiştim. Kapıyı usulca tıkladım ve içerden gelen sesle eğilerek içeri girdim. Kafamı kaldırıp karşımda gülen adamın yüzüne baktım. Ardından da masanın üzerinde duran yazıya tabi. O andan itibaren gerginliğim hatsafalara çıkmaya başladı.
Cidden koskoca DSPE'nin başkanı beni stajyer olucak seçicekti ve ben sadece söyleyeceğim şarkıyı ve hangi şarkıdan dans ediceğimi seçmiştim ve en fazla 5 kere tekrar etmiştim. Kesinlikle bir gerizekalıydım.
Saygılı bir şekilde "Merhaba" dedikten sonra masanın önünde kendimi elimden geldiğince hizalamaya çalıştım." Merhaba sen Jiwoo olmalısın. Şu FNCE'nin gözde stajyeri." deyip güldü. Hem sözlü hemde fiziksel olarak dediğini onayladıktan sonra konuşmaya başladı." Açıkçası seni seni direk odama çağırmamın sebebi seni zaten tanımam. Ahh enişten bana senin fotoğrafını gösterdiğinde nasıl sevindiğimi tahmin edemezsin. Her neyse şov yapmak istersen ses kayıt odasında ufak bir şarkı söyleyebilirsin ama bence gerekli değil. Sözleşme henüz hazırlanmadı ama seni yarından itibaren şirkette görmek isterim. Yarın kayıtlar başlıyacak malum." Son cümleyi kendi kendine fısıldar gibi söylemişti." Kayıt?" diye sordum kafamda söylediği cümlelere anlam vermeye çalışırken." Sen çıkıcak yeni grubumuzun üyesisin. Stajyerlik yapmaya ihtiyacın olduğunu zannetmiyorum senin videolarını zaten izledim. Uzun süre de stajyerlik yapmışsın. Grup üyelerinle istersen şimdi çalışabilirsin şirkette olmaları gerekliydi." dedi.
Ne yani bu kadar çabuk bir şekilde mi çıkış yapıcaktım. Her şey bu kadar mıydı? Yani yıllarımı boşuna mı harcamıştım. Hayır, tabiki boşuna değildi. Kendimi geliştirmeseydim şirkete elemeden bile geçmeden seçilemezdim değil mi?
"Mümkünse şimdi tanışsam daha iyi olur sanırım. Böylece yarın kayıtlarda daha rahat olabilirim" dediğimi beğenmiş olacakki sırıtarak kafasını salladı ve kurulduğu sandalyeden ayaklandı." Gel bakalım Jiwoo" diyerek onu takip edebileceğim hızda ilerlemeye başladı.
~~
Kapıyı açıp önden geçtiğinde aniden heyecanlanmıştım. Resmen grup arkadaşlarımla tanışıcaktım. İlk izlenimin önemli olduğunun farkındaydım ama her ne kadar iyi anlaşmak zorunda olduğum kişiler olsalarda tanımadığım kişilere karşı genel olarak mesafeli bir insandım. İnsanlar hakkında olumlu düşünmek gibi bir yanılgıdan vazgeçeli yıllar olmuştu. Ne kadar karşımdaki kişinin iyilik meleği olduğunu düşünsemden artık kolay kolay yakın davranmazdım. Arkadaşlarımdan yediğim kazıklardan sonra kolay kolayda insanlara güveniceğimi zannetmiyordum. Açıkçası bu halimden şikayetçi olduğumda söylenemez tanımadığı insanları yıllardır tanıyormuşçasına davranmaktansa mesafeli yaklaşmak en mantıklısı.
"Evet çocuklar size birini getirdim" deyip benim önüme açmak amaçlı sağa doğru bir adım kaydı ve beni gösterdi. Eğilerek selam verip çekingence "Annyeonghaseyo" diye fısıldadım. Oda bizim girişimizle sessizleştiği için sesim duyulmuştu. Benim gibi onlarda yarım ağızla selam verdiler. Bakışlarımı selam vermelerinden sonra hızla kaldırdım. Karşımdaki sandalyelerde iki erkek bir kız oturuyordu.
İki erkek. Benim grup arkadaşlarım. Benim grup arkadaşlarım olmak iki erkek. Olmak ben iki erkekle grup arkadaşı.Ben daha çıkış yapmanın şaşkınlığını üstümden atamamışken şaşkınca kafamı yanımdaki başkana çevirdim. Bu sırada aralarından biri yumuşak erkeksi sesiyle rahatsızca oturuşunu düzeltip konuştu." Tam olarak kim Ceo-nim?" dedi. Açıkçası beni gördüklerine çok hoşnut değil gibiydiler.
Etraftaki gergin ortamı bozmaya çalışan başkanın modu düşsede belli etmemeye çalıştı." Grubunuz K.A.R.D.'nin son üyesi Jeon Jiwoo" diyerek elleriyle beni gösterip mutluluklar alkış tuttu." Daha önce şirkette gördüğümü hatırlamıyorum. Şirkete ne zaman katıldı?" diye sordu aralarındaki kız beni umursamadan başkanla konuşurken. İki bol beliğinin üzerine siyah şapkasıyla çok cool duruyordu." Kendisini uzun süredir takip ediyorum. Başka bir şirkette stajyerdi ve yakın bir zamanda sözleşme imzalamayı düşünüyoruz. Hatta yarın şarkı kayıtlarında size katılıcak" gerildiklerini fark edebiliyordum. Ama benim kadar gerilmedikleri kesindi. En azından bu sorgulama işini ben çıktıktan sonra yapsalardı bu kadar iplenmediğimi bilmek gerilme kat sayımı arttırıyordu.
"Şirketteki stajyerlerin yetersiz olduğunumu düşünüyorsunuz yani." dedi kız olanı başkana kızgınca." Neden bu kadar ön yargılısınız anlamıyorum. Sizce emin olmadığım birini sizin karşınıza getirir miyim? Benim görüşlerimi sorgulayacak konumda olmadığınız farkına varın lütfen! O şu ana kadar gözlemlerimi göz önünde bulundurursak Kore'deki en iyi stajyerlerden"
Başkanın çıkışmasının ardından diğer erkek kalın ve oldukça erkeksi sesiyle konuştu." Başkan haklı Somin gruba uygun biri şirkette olsaydı zaten şu an grupta olurdu." dedi. Şaşkınlıkla eğilmiş kafamı daha demin konuşan çocuğa çevirdim. Taşınırken eşyalarımın başında bekleyen kibar insandı."Bm haklı daha tanımadan konuşmamalısın. Diğer stajyerleden bir farkı olmasaydı başkan zaten buraya getirmezdi." diğer çocukta konuştuğunda gerginliğim birazda olsa azalmıştı.
Eski neşesine dönmeye çalışan başkan gülümseyerek konuştu." O zaman ben çıkıyorum ve siz biraz muhabbet edip tanışıyorsunuz" deyip saçma işaretler yaparak odadan çıktı.
Başkanın çıkışıyla beraber ayaklandılar. Onlara göre geçte olsa ayaklanan Somin' de bana yaklaştı." Ben Taehyung ama J.shep diyebilirsin" tam ağzımı açtıp kendimi tanıtıcağım sırada konuşmaya devam etti." Ve sende Jiwoo'sun" dediğinde zorlada olsa gülümseyip elini sıktım ve saygıdan ötürü elimi kolumun altında götürüp hafifçe eğildim." Somin" deyip zorla gülümsedi. Başkanla konuşmasının aksine oldukça sakin ve tatlı konuşmuştu." Demin için kusura bakma başkanla aramda bazı sorunlar var yani olanların seninle alakası yok yanlış anlama" dedi kibarca." Önemli değil" dedim yine gülümsemeye çalışarak. Son olarak ayakta daha önceden tanıştığım Mathew kaldığında biraz daha gerçek bir gülümseme yüzüme yayıldı." Senle tanışmıştık" dedi oda aynı şekilde gülümseyerek. Elini saygılı bir şekilde sıkarken cevap verdim " Evet. Bu arada tekrar teşekkür ederim" dedim.
Mathew köşede masayla bitişmiş sandalyeyi karşılarına gelicek şekilde çektikten sonra oturmamı işaret etti. Sakin kalmaya özen göstererek oturdum.
~~~
Gönül isterdiki heyecanlı bir şekilde keseyim fakat mümkün değil. Çünkü zaten yeterince beklettim sizi ve heyecanı arttırmak için en az iki saat daha yazmam gerek. Aslında bölüm erken gelecekti fakat okula lahmacun söylediğim için telefonum alındı ve yazamadım. Yok yani suç üstü yapılmadım ama gerizekalı kurye lahmacunu okul müdürünün eline verince okul müdürümüz büyük bir hırsla etütteki edebiyat öğretmenini arayıp beni yanına çağırttırdı ve dediği ilk şey okul içinde telefonunu kullandığın için telefonunu ver oldu. Salak adam sanki benim 17 lahmacunu yediğime inanmış gibi bir de beni özelce ayırarak benle konuştu. Ve lahmacunları alıp evine götürüp yedi. Her neyse bu konuyla ilgili çok sinirliyim daha fazla uzatmayacağım. Umarım bölümü beğenmişsinizdir bir dahaki bölümü daha hızlı atmaya çalışıcam vote ve yorumları eksik etmeyin❤️❤️❤️