Aşk En Büyük Saçmalık!!
Seni düşünmek güzel şey
ümitli şey
dünyanın en güzel sesinden en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey.
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
ben artık şarkı dinlemek değil
şarkı söylemek istiyorum...
-----
Hasretini, yokluğunu, sensizliği
bir ateş yanığı gibi öyle acıyla duydum ki yüreğimin etinde,
gitgide çoğalarak
gitgide derinden işleyerek
öyle dayanılmaz oldu ki bu
seni boğabilirdim senden kurtulmak için
çünkü seni o kadar seviyorum.Defne' nin ağzından dökülen kelimeler son bulmuştu. Elindeki kitabı kapatıp çimenlerin üzerine koydu yavaşça. Sonra arkasındaki ağaca yaşlanıp derin bi nefes aldı;
- Nazım Piraye'yi ne güzel sevmiş yaa, ne güzel şiirler yazmış. Keşke herkes böyle içten sevebilse.
Defne'ye ne salaksın kızım bakışı atıp;
- Nazım mı sevmiş? Asıl Piraye çok sevdi Nazım'ı dedim.
Kaşlarını çatıp yaslandığı ağaçtan doğrulup toparlandı. Bildiklerini kanıtlamak istercesine savunmaya geçti hemen;
- Saçmalama Esin yaa Piraye için bir sürü mektuplar, şiirler yazmış Nazım. Nasıl Piraye daha çok sevmiş olabilir Nazım'ı?
Kelimelerinde hem kararlılık hemde biraz merak vardı. Yerimden kımıldamadan çok sakin bir şekilde kafamı Defne' ye doğru çevirip konuşmaya başladım;
" Bak şimdi konunun aslı şu. Nazım Piraye'yi sevmiş, evlenmişler. Sonra nazım hapse girmiş. Hapisteyken Piraye'ye birsürü mektup yazmış, seviyo ya Piraye'yi. Hikayede buraya kadar sıkıntı yok. Asıl mevzu burda başlıyo. Münevver gelmeye başlıyo Nazım'ı sık sık ziyarete.
Defne heyecanla araya girip;
-Münevver de kim ? Defne'nin gözlerindeki merakı görmek zor olmadı. Ben de devam ettim anlatmaya;
- Münevver Nazım'ın dayı kızı, haa bi de Kız kardeşinin arkadaşı işte. Ayrıca Nazım'dan 15-16 yaş küçük ve daha da tuhafı kadın evli.
Defne' nin şaşkınlığı daha da artıyordu. Bu durumdan memnun bir şekilde devam ettim. Defne pür dikkat beni dinliyordu.
- Neyse Nazım aşık oluyo Münevver'e. Bi süre sonra da anlatıyo durumu Piraye'ye mektup yazıp. Tabii Piraye' de gelmiyor artık Nazım'ı ziyarete. Nazım çok çağırıyor ama gelmiyo Piraye derken eğer gelmezsen intihar ederim diyo Nazım ve açlık grevine başlıyo. Hastalanıyo tabii. Hastanelere düşüyo. Yazık Piraye de kıyamıyo geliyo Nazım'ın yanına. Başka kim de geliyo sence hastaneye? Tabii ki Münevver de geliyo. Işte o gün son karşılaşmaları oluyo Piraye'yle Nazım'ın. O sıralarda da af çıkarma konusu varmış ama kesin bi bilgi yok işte. Münevver affın çıkmayacağını anlamış ve vazgeçmiş bu maceradan. Tabii Nazım pişman oluyo ama iş işten geçiyo. Piraye'den aflar diliyo ama sonuç alamıyo. Sonra hapisten çıkıyo Nazım, Münevver'de boşanıyo kocasından evleniyorlar. Tabii bu süre zarfında da Piraye ortadan kayboluyo. Sonra Pirayesini bırakıp evlendiği kadını ve çocuğunu terk edip yurtdışına kaçıyo Nazım. Sonra Vera ile evleniyo. Yani anlıyacağın Piraye'nin kaderinin aynısını yaşıyo Münevver de. Peki Piraye napiyo biliyo musun?Defne kocaman kahverengi gözlerini daha da açıp kafasını iki yana salladı. Çok merak ettiği belliydi hikayenin devamını. Merakı hoşuma gitmişti ve buyuk bi özgüvenle devam ettim sozlerime;
- Sonra Piraye inzivaya çekiliyo ama kimseye Nazımla ilgili tek bir kelime etmiyo. Kimseyle evlenmiyo. Çok sevmesine rağmen affetmiyo Nazım'ı. Anlıyacağın Piraye ölüyo aşkından ama bir daha dönmüyo Nazım'a. Şimdi söyle bakalım Defne kim daha çok sevmiş?
Ben sözlerimi bitirmiştim ama Defne'nin yüzündeki şaşkınlık geçmemişti. Haa bi de hayal kırıklığı vardı gözlerinde. Söylenmeye başladı çaresizlikle;
- İnanmıyorum yaa Nazım nasıl yapmış bunları Piraye'ye. Ne kadar kötü hissetmiştir Piraye, yazık yaa kadına. Ne çok üzülmüştür ama üzüntüden çok hayal kırıklığına uğramıştır dedi. Sonra bişeyler söylememi ister gibi bana baktı;
-Bence yazık etti kendine Piraye, değmezdi Nazim için hayatını karartmaya dedim umursamaz bir tavırla.
- Piraye' nin tek suçu sevmekti, sadece çok sevmek dedi Defne üzgün bi ses tonuyla.
-Bu kadarı aptallık Defne, bi adamı ömür boyu beklemek sevmek değil sadece aptallık.
Yüzünde ufak bi tebessümle bana baktı. Gözleri parlıyordu;
- Bunun adı aptallık değil Esin aşk...
O anki Defne'nin yüzünündeki o tebessümü, o saf bakışı görmenizi isterdim. Boşluğa bakıp konuşmaya devam etti;
-Aşk muhteşem bişey Esin. Herkesin başına gelmez. Bi kişinin yolu bi kere bile aşka düşmüşse bence çok şanslıdır o insan. Evet aşkın yaptırdığı saçmalıklar yok mu? Elbet var. İnsanı aptallaştırıyo biraz ama değer. Aşk herşeye değer...
Bu sefer savunma sırası bendeydi;
- Aptallaştırdığını bile bile neden devam ediyosunuz saçmalıksa. Dünya da başka erkek mi yoktu niye Nazımdan başkasını sevmedi Piraye? Neden kendine hayatı zindan etti bi hiç uğruna. Onu Nazım'dan çok sevecek biri olurdu elbet dedim. Ama Defne benim düşüncelerimi çürütmek istercesine çok bilmiş ve kendinden emin bir şekilde konuşmaya başladı;
- Çünkü o sadece Nazım'ı istiyordu Esin sadece onu. Onu Nazım'dan çok sevecek birini değil sadece Nazım'ın sevgisini istiyordu. Aşk böyle işte mantık aramıyo. Aşık olunca anlıycaksın bu dediklerimi dedi yüzünde beliren aptal bir tebessümle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seven Vazgeçer mi?
Ficção AdolescenteDizlerimi karnıma doğru çekip ağlamaya devam ediyordum. Gözlerimin acıdığını hissedebiliyordum. Ama kendimi durduramıyordum, gözyaşlarım akmaya devam ediyordu. Dalgaların sesi bile benim sesimi bastıramıyordu. Dalgalar benle yarışırken bir erkek ses...