Kirpik çocuk? -Bölüm 2-

121 11 4
                                    

Yeni bölüm biraz geç geldi farkındayım, bunun için özür dilerim. Geçen bölümün okuma sayısı gayet iyi gibi görünüyor, bu bölümden de aynı performansı bekliyorum :D Votelarda da biraz artma olursa oh süper olur :D İyi okumalar :**

Yaptığım şeyin tam olarak ne olduğunu bilmiyordum. Utanmıyordum. Hayır, bu değildi. Çekiniyor muydum? Büyük ihtimal öyleydi. Geldiğim kapının önünden üçüncü kez dönüp odama gittim. Okul ve yol için harçlığa ihtiyacım vardı ama bir türlü odanın kapısını açıp isteyememiştim. İstanbul’dayken bu sorun olmuyordu. Her gün düzenli olarak odama bırakırdı harçlığımı. Ama bugün unutmuş olmalıydı ve bende isteyemiyordum.

Ama kaçış yoktu. Okula gitmek için paraya ihtiyacım vardı. Derin bir nefes alıp sırt çantamı alarak odamdan çıktım. Hemen birkaç saniye sonra O da odasından çıkıp bana kısa bir bakış attı. Cesaret için boğazımı temizlemem gerekiyordu.

“baba..” dedim sabah mahmurluğunu çok iyi yansıtan sesimle. İlk birkaç saniye ne olduğunu anlamamış gibi baktı bana. Sonra,

“efendim?” dedi.

“okul için harçlık lazım.” Dedim uzatmaya gerek görmeden. Yüzünü sıkıntılı bir hale soktu.

“unutmuşum, bekle.” Deyip odasına geri döndü. Üstümde okul formalarım, omzumda çantamla sallanarak bekliyordum. Uzun sürmeden geri geldi ve elindeki parayı uzattı. “yeterli mi?”

“şey,evet. Teşekkürler..” diye mırıldanıp ona bakmadan evden çıktım. Okulun yerini internetten iyice ezberlemiştim. Otobüsle 20 dakikaydı. Neden beni bu kadar uzak bir okula yazdırdığı hakkında bir fikrim yoktu. Ama yolculuğu severdim, özellikle uzun olanları. Onun için sorun etmedim.

Eylüldeydik, hava hem nemli hem de sıcaktı. Otobüste öğrenciler, işe veya hastaneye gidenler falan vardı. Zaten sabahın bu saatinde insanlar başka nereye gidebilirlerdi ki?

Telefonumdan saati kontrol edip otobüsün camından İzmir’i seyretmeye başladım. Daha önce hiç gelmediğimden merak ediyordum. Deniz kenarında koşu yapan insanlar çoğunluktaydı. Palmiye ağaçları, yeşillik alanlar, tenis kortları, kaykay alanları çok hoş görünüyordu. En kısa zamanda gelmeliyim diye düşündüm.

Otobüsün içi iyice sıcaklaşınca üzerimdeki ince hırkayı çıkarıp sadece okul gömleğiyle kaldım. Şuan en merak ettiğim şey okul ortamıydı ve neredeyse yerimde duramayacak kadar heyecanlıydım.

Otobüs okulun yakınındaki durakta durduğunda, benimle birlikte inen kişilerin hepsi, gittiğim okulun öğrencisiydi. Otobüsteyken formalarına dikkat etmemiştim.

Nemli havayı içime çekerek otobüsten indim ve karşıda görünen yüksek binaya baktım. Buna yeni yaşam diyorduk. İçinde yeni mekan, yeni olay ve yeni kişileri kapsıyordu. Bir öykünün içinde yaşadığımız ne kadar da barizdi..

Adımlarımı fazla hızlı atmayarak öndeki grubu takip ettim. Oldukça samimi oldukları belliydi. Kızlı erkekli karışık bir gruptu ve sürekli birbirlerini itip duruyorlardı. Böyle bir arkadaş grubunda olmayacağımdan emin gibiydim. Hem iki sene için, pek de gerekli değildi. Sanırım…

Okul bahçesinden içeriye girdiğimde, bahçenin öğrenci dolu olduğunu gördüm. Giriş zilinin henüz çalmadığı belliydi. Kendimi çok kastığımı fark ettim. Sıkmaktan dişlerim uyuşmuştu ve rahatsız hissediyordum.

Derin bir nefes alıp içimden Ona kadar saydım ve bıraktım. Sakinleşmek için yaptığım tek hareketti ve işe yarıyordu. Gözüme kestirdiğim boş bir bankı kaptırmamak için hızlı adımlarla banka yürüyüp oturdum. Banka doğru yaklaşan iki kız bana ters bakışlar atıp yolunu değiştirse de, ayakta bekleyip daha fazla rahatsız hissetmek istemiyordum. Bir şeyle ilgileniyor olmak için çantamdan telefonumu çıkardım. Aslı mesaj atmıştı.

Son KezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin