Gözlerine bakamamak,O'nun sesini duyup da duymamazlıktan gelme zorunluluğu var.Sarılamamak var.Çok sevdiğin halde gidip söyleyememek var.Aslında yanına gidip söyleyebilirsin.Ben yaptım mesela.Ama keşke yapmasaydım diyorum.O kadar uzun yazdım O'na..İlk defa yazdığım bir yazıyı başka biriyle paylaşmak değildi tabii ki.Ama ilk defa cesaretimi toplayıp birine bunları anlatmak istediğim bir yazıydı.Sadece O'na yazılmış ve sadece O'na atılmayı bekleyen yazıydı.Neyse ben attım buna.O çok sevdiğim,o çok değer verdiğim Gamzeli'm bana 'Ne saçmalıyorsun sen?' dediği an ben bittim.Bütün hayallerim,umutlarım yerle bir oldu.Elbette bana gelip sarılmasını beklemiyordum.Okuyup 'Tamam ama ben seni sevmiyorum be kızım' demesini bekliyordum en azından.Veya sadece 'Tamam' dese bile yeterdi bana.Ama ironiye bakın ki okumasına bile seviniyorum.Okuldan biri bu Gamzeli dediğim çocuk.Okulda her zaman görüyorum.Tam diyorum 'O kim yea unuttum olum ben O'nu' bir anda karşımda buluyorum.Gözlerim doluyor,elim ayağıma karışıyor.Arkadaşlarım bu halime üzülüyor olsa bile lafı sokmadan durmuyorlar.'Hani unutmuştun salak.O kim yea seni üzüyor.İzin verme seni üzmesine.' diyorlar.Ama ben O'nun o çok sevdiğim gülümsemesine aşık olmuşken O'nun bana verdiği acı etkiler mi sevgimi? Etkilemez.Ben O'nu her haliyle seviyorum çünkü..