★ 4 ★

213 20 3
                                    

Merhabaa ^^ Yeni bölümle karşınızdayız.

Normalde #SOMA hakkında bir bölüm yazmak istedik ama iki yazarınızda salya sümük hasta :( Bu yüzdende bölüm de kısa oldu.

Türkiye'de 3 günlük yas ilan edildi ve bunun sebebi maden patlaması gerçekleşen #SOMA ! Biz bu konuda gerçekten çok etkilendik. Okuyan herkes 3'er salavat çekerse çok güzel olacak. Sizden bir şey beklediğimizden değil ama oradaki abilerimizinde bizim dualarımıza ihtiyacı var. 

Normalde biraz daha bekletip upuzun bi bölümle karşınızda olmayı isterdik ama şartlar bunu gösterdi.

İyi okumalaar! ♡

~

Berke beni eve bırakmadan önce biraz sahilde dolaşmıştık ve bi daha hiç konuşmadık.

Beni eve bıraktığında saat 21.00'a geliyordu ve sahilde yürümek beni yormuştu. Eve girer girmez uyumayı planlıyordum. Berke'yle olanlarıda düşünecektim. Doğru söylüyordu, ben onlar olabilecek miydim? 

Bahçeye girene kadar bekledi. Bahçeye girdiğimde arabanın hareket etmeye başladığını gördüm. Kapıyı açıp içeriye girdim. Ayakkabımı çıkarmak için cebelleşirken aynı anda kapıyı kapatmaya çalışıyordum. Ne kadar kadar kapatmaya çalışsamda kapatamayınca bir şeyin engel olduğunu anlayarak arkamı döndüm.

Karşımda duran kişiye gözlerimi büyüterek baktım. Ne işi vardı bunun burda? 

Kekeleyerek başladığım konuşmayı sonunda toparlayabildim.

"Sen neden burdasın?"

İyice yaklaştığında erkeksi kokusunu içime çektim. Deniz esintisinden adeta bir parçaydı ve oldukça güven veriyordu. Ona şaşkın şaşkın bakarken o sırıttı ve yanımdan geçerek eve, evime girdi.

Arkasından şapşal şapşal bakmayı sürdürmektense kapıyı kapatıp yürümeyi tercih ettim ve eve girip ışıkları açtım. Yanına doğru ilerlerken çoktan koltuğa yayılmıştı.

"Mirza senin burda ne işin var?"

Normalde tanımadığım insanları eve bile almazken o tam olarak koltuğumda oturuyordu ve neden geldiği hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Tekli koltuğun kenarına oturduğumda yüzüme baktı. Anlamsızdı. Ayrıca evimi nerden biliyordu? Hakkında adı dışında hiç bir şey bilmezken, o benim evimi biliyordu!

"O gece neden hiç bir şey demeden gittin?"

Afallamıştım, hemde tam anlamıyla. Ne olduğuna anlam veremeden öylece baktım.

"Ha?"

Sırıttığında dudaklarımdan çıkan kelimeyi toparlamaya çalışarak konuştum. 

"Hangi geceden bahsediyorsun?"

"Gerçekten hatırlamıyo musun?"

Oturduğu yerde doğrulduğunda yüzünde ki ifade iyice ciddileşmişti. Sinirlenmeye başladığını sezdiğimde ben hala hiç bir şey anlamıyordum.

"Hala, ne dediğini bilmiyorum."

"Barda üstüme düştün? Belki bu bir şeyler anımsatır."

"S- s- sen? O çocuk musun?"

Sinirlenmeye devam ettiğini anladığımda, neden sinirli olduğuna anlam veremedim.

"Ne özürü? Ne teşekkürü? Sen neden bahsediyosun ya?"

Sırıttığında oturduğu yerden kalkıp bana doğru ilerledi. Erkeksi kokusu tekrar benimle buluştuğunda konuşmamıza bir anlam vermeye çalışıyordum. Neden bilmiyorum ama kokusu çok çekici ve huzur vericiydi. Hadi ama Derin! Çocuğu tanımıyorsun bile.

YARGILARA KARŞI!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin