BİRAZ SEN GİBİ

294 4 5
                                    

Güneşin ilk ışınları yüzüme vururken uyandım.Sımsıcak bir haliyle tatlı uykumdan uyandırmıştı beni.Tabii ki 3 senedir okuduğum okulun son senesine başlamak için kötü bir gündü.Alışıldık yüzler, heyecansız bir sene ve maceranın m'sinin bile olmadığı bir hayata tekrar Günaydın.Annemin sesine uyanmadığıma göre baya erken uyanmış olmalıydım.Hemen kalkıp kendime bir kahve hazırladım annemin müthiş bir kahvaltıyla kaldırmasını beklerken kimsenin daha ayakta olmadığı bir sabaha uyanmıştım.Ve beklemeye kalmadan bile annemin o neşeli sesi duyuldu.Bu saatte beni ayakta gördüğüne şaşırmış olmalı kı şaşkın bir yüz haliyle mutfağa geldi."Hayatım günaydın" derken bir yandan kahvaltıyı hazırlamaya koyulmuştu bile."Ben hazırlanıyorum." diyip odama kaçtım hemen.Sabah annem gerçekten dayanılmaz biri olur bana inanın.Giymekten her gün nefret ettiğim o okul formasını yine söylenerek giydim.Saçlarıma hafif bir şekil verip mutfağa indim.Mutfaktan nefis kokular geliyordu."Hadi çabuk ol geç kalıyosun hemen atıştır."diyerek söylenen anne ve sabah okula yetişme telaşı işte başlıyorduk.Okula geldiğimde kimseye görünmeden sınıfa çıkıp saatlerce uyumak istiyordum.Sınıfta sadece 7-8 kişi vardı görünüşe bakılırsa bizimkiler daha gelmemişti.Hemen yerime yerleşip öylece sınıfa bakınıyordum.Tam o sırada sınıfa tanımadığım bir yüz girdi.Hafif kumral saçları vuran güneş ışınlarıyla parlıyordu.Yeşil gözlerine diyebilecek hiçbir şey bulamıyordum.Arkadaki sıralardan birine geçti.Üzerinde dikkat toplayan ukala çocuklardan diye düşünmüştüm direk.Gözlerini camdan ayırmıyordu.Sınıfta sadece ikimiz kalmıştık herkes o malum tören için bahçeye toplanıyordu.Koridorda yürürken yanımdan hızla koşarak geçen bi çocuğun darbesiyle sarsılmıştım.Düşmek üzereyken arkadan tanımadık bir el tutmuştu belimden.Kim olduğuna baktığımda tabi ki de Berke'ydi."Okulun ilk gününden düşüp tüm seneyi böyle geçirmek istemezsiniz heralde hanımefendi." derken ikimizde kahkaya boğulmuştuk.Berke'yle konuşurken arkasında sınıfa yeni gelen çocuğu bana bakarken görmüştüm.Hemen gözlerini kaçırıp merdivenlere yöneldi koşar adımlarla.Törenden sonra sınıfa çıkıp özlem giderdik tabi ki.Herkesin gözü yeni gelen çocuğun üstündeydi.Gidip konuşmayı deneyen çoktu ama çocuk hiçbirine cevap vermemişti.Aslında gözünü camdan hiç ayırmıyor sayılırdı.İlk ders malum konuşmalarla başlamıştık hoca bugün kulüp seçimlerine katılabileceğimizi ve ders olmayacağını söylemişti.En azından 1 günden kurtulduk diye düşündüm.Hiç düşünmeden hemen kendi kulübüme geçtim.Çocukluğumdan beri tek yaptığım şey fotoğraf çekmekti.Kimsenin göremediği şeyleri farkedebilmek... Son sınıf olduğum için kulüp başkanı seçilicektim tabi ki diye geçirdim içimden. Bu sene istekli çoktu bu kulüp için buna katlanamazdım sanırım.En şaşırdığım olaysa yeni gelen çocuğun da bu kulübe katılma isteğiydi.En arkadan bir sıraya geçti yine.Bu kulüpte bu sene beraber olucaksak tanışma vaktimiz de geldi diye düşündüm.Yanına gidip "oturabilir miyim?" diye sordum.Onaylarcasına baş salladı.Elimi uzatarak "Ben Su." dedim gülümseyerek."Rüzgar" diye aynı şekilde karşılık verdi."İlginç olduğun gibi fotoğraf konusunda da öylesin sanırım."dedim.Gözlerini camdan ayırmadan "hmm..ilginç demek doğru sanırım."dedi.Düşündüğüm gibi ukala birisi diye iç geçirdim.Tüm gün klüp hocasının konuşmalarıyla geçti.Eve gidip kendimi bir an önce yatağa atmak istiyordum.Bugün o kadar dalgındım ki nereye yürüdüğümü bile farkında değildim.Bir korna sesi ve arkadan beni kendine çeken bir el hissettim o an sadece.Arabanın bana neredeyse çarpma şokunu atlatmaya çalışırken arkamı döndüm.Film entrikalari gibiydi.Rüzgar tam karşımda eli bileğimde duruyordu.O an nasıl baktım ona bilmiyorum ama çocuk korkmuş bir şekilde elini  bileğimden çekti."Canını yaktıysam özür dilerim."dedi sakin bir tavırla."H-hayir ben sadece b-bir an nolduğunu anlayamadim."dedim özür dilercesine."Sanırım hayatını kurtardım."dedi ve bir an hepsinin verdiği karışık duygularla kahkaya boğuldum.O sadece küçük bir tebessümle gülümsedi bana.Sanırım orada o gülerken ölebilirdim."Bir dahakine daha dikkatli olmalısın her zaman seni kurtaramam." dedi."Maalesef ki öyle"dedim.Ben ne demiştim öyle 'Maalesef' mi? Su ne diyosun sen aptal kız.İçimden geçenleri bir anda dışa vuruyordum hep, kafasız kızın tekiydim.Net.Baya bir şaşkın bakışla uzun bir süre baktı bana.Sonra ne yaptığını fark etmiş gibi kendini toplayıp arkasını döndü."Teşekkür ederim,Rüzgar." dedim ve gamzelerim belli olurcasına gülümsedim."Dikkatli ol hanımefendi bence." dedi ve yine o gülüşle baktı bana."Şey acaba ne tarafa yürüyorsun?"dedim.'Ben tam bir malım.'Hayatımda hiçbir erkekle böyle konuşmamıştım.Ben ne diyordum böyle."Sahile yürüycem eğer gelmek istersen-" dedi."Tabi olur." dedim.Hiçbir şey konuşmadan 10 dakika kadar yürüdük sanırım.Sessizliği bozma gereği hissettim, kendimi hiçbir zaman ciddi bir şeyde hissedemem."Neden son sene okul değiştirme gereği duydun? A-afedersin yani saçmaladım bunu sormamam gerekirdi."dedim."Bazen bulunduğun yerden uzaklaşman gerekir,gerçekten gerekir.."Çok içten sanki hayatında yaşadığı şeyler-Ben ne diyorum hepimiz hayatta bir şeyler yaşıyoruz.Tabi benim dışımda, hayatım  hep rutin ve aynı şeylerden ibaret.Sanki şimdiye kadar.İçimden bunları geçirirken dışarıda istemsizce güldüm.Sanırım Rüzgar deli olduğumu düşünüyor olmalı."Fotoğraf benim için farklı dünya, kendi yaşadığım bir dünya.Sadece kendi istediklerimi yaşatırım.Kendimi saçma sapan duygularla karmakarışık hissediyordum."Yürümeyi severim, hergün en az 1 saat sahilde yürürüm bana hep iyi gelir." dedim.Deniz kenarında ki bir taşa oturduk."1 saat sonra fotoğrafçılık kursum var eğer gelmek istersen-"

"Beni hassas noktamdan yakalıyosun." dedi ve yine o müthiş tebessüm.Beraber bir taksiye atlayıp kursa gittik.Mekandan etkilendiği her halinden belliydi."Çocukluğumdan beri burdayım, burası benim hep evim gibi olmuştur.Fotoğrafın hayatındaki yerini anlattığında beni ikna ettin sanırım ve burdasin."Dediğimde teşekkür dolu bir bakış attı bana.Bunu kendime inkar etmem çok zordu.Ondan hoşlanmamak imkansızdı.Etrafı gezindikten sonra "Artık gitmeliyim her şey için teşekkürler." dedi ve hızla çıkıp gitti.Bugünlük bu kadar duygu karmaşası yeterliydi.Hemen eve gittim.O akşam gider gitmez uyuyakalmışım sabah annemin sesine uyandım.Yine geç kaldın diyerek söyleniyordu.Üstümu giyinip hemen okula geçmek zorunda kaldım.Kahvaltı yapmamak hiçte bana göre bir şey değildi.Okula gider gitmez kendimi kantine attım.Şaka mıydı bu? Berke ve Rüzgar beraber oturuyorlardı.Eski sevgili ve yeni takıntım bir arada.Ne güzel gün be.Rüzgar beni görünce hemen yanıma geldi kolumdan çekistirerek toplantı salonuna soktu."Ne yapı-?"."Berke'yle aranızda ki ne?" dedi bağırarak."Sanane" bundan dedim ve hayatımın en pişman olduğum anlarındandı.Bunu duyunca ne olduğunu anlamamış bir şekilde kolumu bıraktı.Gözleri acı bir şekilde parlıyordu."Ben öyle demek istememiştim yani Rüzgar, bunu bildiğini düşünüyorum peki niye soruyorsun?" dedim.O sırada yüzümü uzun bir süre süzdü ve hiç ama hiç beklemediğim bir şey oldu.Hayatımın en kötü anıydı..

BİRAZ SEN GİBİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin