Ben yine yollardayım,kulaklığımla birlikte süper uyum sağlıyoruz ama burnum işi bozuyor çünkü soğuktan kıpkırmızı olmuş bir burnum var!!
Ellerim ceplerimde ve bacaklarım tir tir titriyor ama hala sanki üşümüyormuş süsü verip yoluma devam ediyorum.
Metro istasyonuna geldim ve Ezgi'yi her zamanki gibi bekliyorum ve o herzamanki gibi kartını veya telefonunu evde unutup geç kalıyor dolayısıyla bende onu beklerken geç kalıyorum. En sonunda Ezgi geldi ve biz okula doğru yol almaya başladık metro'da pek konuşmayız genellikle Ezgi bugün ödev vardı yaptınmı? veya sınav vardı çalıştınmı gibi sorular sorar ve ben herzamanki gibi "ne ödevi ya ödevmi vardı,oha o sınav yarına değilmiydi"gibi sıradan cevaplarımı verirdim sanki ödev veya sınav yarına olsa yapıcakmışım gibi. Ahh kendimi anlayamıyorum sınavlardan düşük alınca üzülüyorum vicdan azabı çekiyorum ama hala çalışmıyorum bir gün bu duruma el atmayı düşünüyorum ama o gün bu gün değil.
En sonunda okula geldik ve günaydınlaşmalar filan sonra tabikii sırama geçip uyuklama evreme başlıyorum. Hoca gelince Ezgi beni zar zor cimcikliyerek uyandırmaya çalışıyor ama ben direniyorum taki hoca gelip uyandurana kadar.
Sonunda tenefüs oldu ve biz yine kantinde sürünüyoruz bir tane tost için.
Herneyse en sonunda Ezgi'ye para verip tost aldırttırdım ve sınıfa girdik çünkü hava soğuk ve mal mal insanlarla muhattap olmak istemiyoruz.
Tam sınıfa girecekken erkeklerin katında merdivende ayağım takıldı ve sürte sürte aşağıya kadar yuvarlandım ve o an gelen o ses,gelen o anıra anıra gülme sesi galiba kendini bilmez arkadaşım Ezgi'nin sesiydi resmen hıçkıra hıçkıra güldü kız ya. Ben hemen kimse gördümü diye etrafa bakıp üstümü başımı topladım ki zaten bütün okul görmüşş. Ben zaten sırtımın ve bacağımın ağrısından görenleri bile tınlamadım çünkü bacağım felaket bir şekilde ağrıyordu.Ben de isterdim ki merdivenlerden düşerken okulun en yakışıklı çocuğu gelsin beni tutsun filan ama hayal işte anca filmlerde olur değilmi?? Neyse bu güzel hayalimden sonra Ezgi'ye tutunarak izin kağıdı almak için müdür yardımcısının odasına gittim,müdür yardımcısı bu seneye kadar kimse bu merdivenlerden düşmemişti deyip inanmadı??? Nasıl inanmaz ya merdiven merdivenden düştümm. Sonuç olarak inanmadı ve kameradan izledi daha sonra yine bi gülme kıkırdama sesleri filan duydum ki oda müdür yardımcısından geliyormuş. Bune ya hiçmi merdivenden düşen kimse görmediler anlayamıyorum kii??? En sonunda kavuştuğum izin kağıdını Ezgi'ye verip sınıf defterine koymasını istedim ve o sınıfa çıktı bende topallaya topallaya evin yolunu tuttum.Metro'ya kadar yine iyi geldim ama ayağım ve sırtım beni öldürüyordu. Yürüyen merdivene bindim ve tam inecekken benim başıma bela olan ayağım yine merdivenin çıkış kısmında bir yere çarptı ve bi dakika bi dakika düşmetim Nasıl? sanki biri beni tutuyor gibi hissettim ve arkama döndüm...???!!!!