"Ona sakın dokunma Vora! Geri çekil!"
Vora korktuğunu belli etmeden bir adım geri attı. Karşısında ne olduğunu bilmiyordu. Gri gözlerinin içinde iri damarları ve sayısız gözbebeği olan bu şey Vora'yı ürkütmüştü.
-"O bir Rummeltron. Ölmüş bir Rummeltronun derisine temas edersen vücudun kuruyarak dökülür. Bu bir Mulken canavarı."
Vora'nın bütün bunları bilmediği ortadaydı.
-"Ne oldu Vora? Yoksa bunları bilmiyor muydun? Bir Mulken hayranına yakışmıyor."
Vora çok öfkelenmişti:
-"Ben Mulkenlardan nefret ediyorum. Bunu o küçük beynine sok."
Moevay yüzüne küçümser bir gülümseme yerleştirdi. Vora'nın sinirlenmesi hoşuna gidiyordu.
Yerde yatan rummeltrona baktı. Boyunları tek bir gövde de birleşen iki köpek başı ve vücudunda kocaman kanatları olan bu bembeyaz canavar öyle masum görünüyordu ki... Kanatlarından birisi kanlar içinde kalmıştı. Onu öldüren şey her neyse oldukça büyük ve güçlü olmalıydı. Çünkü rummeltron Mulken krallığının gücünü temsil ediyordu. Eğer bir rummeltron kendiliğinden ölmeyip öldürüldüyse, onu öldüren canlı rummeltron'un ölümsüz lanetiyle kaplanırdı. Ölümsüz lanet, kapladığı canlıyı ölümsüz kılar ve ölümsüzlüğü boyunca acı ve ızdırap çektirir. Ölümsüz lanetten kurtulmanın tek bir yolu olduğu bilinir. İma nehrindeki su ile bir rummeltron kanı karıştırılıp içilmelidir. Bu zehir ile lanetlenen canlı orada ölür ve ızdırabı son bulur.
Moevay derin bir nefes aldı:
-"Yerdeki kanlardan biraz almalıyız. Suantra'ya götürüp lale mahzenine saklamalıyız."
Vora dayanamadı ve konuştu:
-"Şuna bak, böyle devasa bir canavarı kim öldürmüş olabilir? Mulkenlar için bu kadar değerli olan bir canavar neden Suantra'da ?
Moevay kafasını salladı. Vora'nın bilgileri çok yetersizdi:
-"Mulkenlar Suantra'ya sadece bir nedenle rummeltron gönderir."
Moevay bir kaşını kaldırıp Vora'ya baktı:
-"Suantralı bir kadın için."