Bonswki

26 2 1
                                        

Vora ve Moevay, rummeltronun yanından ayrıldıktan sonra Suantra'nın güneyindeki Bonswki yoluna doğru yürümeye başladılar. Bonswki yolundaki her yer kırılıp dökülmüştü. Mulkenların saldırısı krallığın her yerinde etkili olmuştu. Moevay bir wkinin yanına gidip konuşmak istedi. Wkiler, Bonswki yolundaki tek bacaklı, zıplayan küçük canavarlardır. Bonswkide ki minik köleler demek daha doğru olur.
Moevay:
-"Biz Suantranın içinden geliyoruz. Ben kralın avcısıyım bu da Vora, bir morgina.
Morgina, kendini yetiştiren avcı anlamına gelsede Suantra'da yeteneksiz, yetersiz avcı anlamında kullanılır.
Vora çok sinirlendi:
-"Ben bir morgina değilim,zihin lanetleyebiliyorum.Bir morgina zihin lanetleyemez, bildiğim kadarıyla sende yapamıyorsun Moevay. Kendimi tanıtayım Bay Wki. Ben, zihin lanetleyemeyen bir avcının, zihin lanetleyebilen yardımcısıyım."
Moevay asil bir Suantralı değildi. Babası Hartounda yaşayan bir avcıydı. Kanında Suantra atalarının kanı bulunanlar zihin lanetlemeyi öğrenirdi. Zihin lanetlemek oldukça güçtür. Doğuştan yeteneği olmayanlar için lanetlemeyi öğrenmek imkansızdır. Kendisiyle aynı kanı taşımayan iki kişi arasında zihin lanetlemesi yapılabilir. Asil kanı taşıyan kişi karşısındakinin göz bebeklerine kendini kilitler. Kendi işaret parmağını ve orta parmağını dudaklarına değdirip kendi fikirlerini söylemeye başlar. Karşısındaki kişi lanetlenmeye başladığı için hareket edemez ve o andan itibaren engel olamaz. Asil kanı taşıyan kişi parmaklarını karşısındaki kişinin dudaklarına bastırır ve "Suantyomaysua" kelimesini söyleyerek kişinin zihnine kendi düşüncesini yerleştirir. Kişi artık kendi fikirlerini düşünemez ve istenilen düşünceleri yerine getirdikten 17 saat sonra ölür. Lanetlenen kişinin lanetten kurtulması mümkün değildir ve lanetlediğini sadece asil kan taşıyan birisi anlayabilir.
Moevay ne diyeceğini bilemedi. Krallığın en iyi avcısıydı, en güçlü hayvanları bile tek çırpıda yere seren avcı bu sözler karşısında minik bir fare gibi hissetmişti:
-"Kendini beğenmişliğin her zaman iyi bir avcı olmanın önüne geçecek Vora.
Wkiler Vora ve Moevay'in etrafına toplanmıştı. Bir sorun olduğunda her zaman kalabalıklaşırlardı. Wkilerden birisi konuşmaya başladı:
-"Ben Wki Ron. Tüm wkilerin başında gelirim. Ne istiyorsanız bir an önce söyleyin. Hava karardığında Mulkenların devasa yaratıkları burda olacaktır. Ertesi sabah parçalarınızı toplamak istemeyiz.
Vora tam konuşacakken Moevay önce davrandı:
-"Biz bir brellar arıyoruz. Gerçekten çok önemli, eğer sizde bir tane brellar varsa..."
Wkiler birden homurdanıp zıplamaya başladılar. Bunu sadece sinirlendikleri zaman yaparlardı:
-"Burada brellar bulamazsınız,gecenin karanlığı bastırmak üzere hadi hemen gidin Mulkenlar gelmeden.
Suantra'nın yüzyıllar öncesine dayanan efsanesine göre Mulkenların karanlığı, Suantra krallığına çökmeden önce Sifyorna adında krallığın asil kanlı olan tek kadını,kraliçesi yaşıyordu.Kraliçe Sifyorna krallıkta asil kanlı erkek bulunmadığı için Suantra'da soyunun tek erkeği olarak kalan asil kanlı bir Vorikon ile çiftleştirilmek istendi. Vorikonların vücutları insan formunda ve bir hayvan kadar tüylü olup olup yüzleri ise bir yılan kafası görünümündedir. Kraliçe bunu kesinlikle istemedi. Fakat kendi krallığı için yapmak zorundaydı. Yinede bir yolunu buldu. Vorikonu yanına çağırdı. Onu öldürecekti. Bir Vorikonu öldürmek için dilini kesmesi gerektiğini biliyordu. Vorikonun dilini kesip oracıkta öldürdü. Ve uşaklarından birisi olan bir Mulken kölesiyle birlikte oldu. Halkına Vorikondan hamile olduğunu fakat Vorikon'un Mulkenlı köle tarafından öldürüldüğünü söyledi. Dişi Vorikonlar soyları tükeneneceği için çok öfkelendiler. Ve Mulkenlı olan tüm köleleri öldürmeye başladılar. Sifyorna'nın oğlu Foast doğdu ve krallığın başına geçti. Foast zihin lanetleyemediğini fark ettiğinde asil kan taşımadığını anladı. Sifyorna bu olayın duyulmasını istemediği için oğlunun zihnini lanetledi ve ölmesini sağladı. Onun cesedini yakıp İma nehrine attı. Kraliçe kendi sırrını nehre attığını düşünürken dişi bir Vorikonun onu izlediğini gördü. Vorikonu lanetlemek istiyordu ama asil kanı taşıdığı için hiçbir şey yapamıyordu. Yalvarmaktan başka çaresi kalmamıştı. Vorikona her şeyi anlattı. Vorikon hızla doğruldu. Öyle uzamıştı ki gölgesi Sifyornayı kaplamıştı. Birden insan gövdesi ve yılan başı birbirinden ayrıldı. Yılan Sifyornanın etrafında dolaştı ve onu kafasından sokarak zehrini akıttı. Ve Vorikonun insan gövdesi Sifyornanın gözlerini oyup İma nehrine attı. Vorikon bu şekilde bir gövdesel ayrılmayı sadece kendi kanından birisini lanetlemek için yaşayabilirdi. Ve Sifyornayı şu sözlerle lanetledi:
-"Bütün ömrümü ve kanımı feda ediyorum. Sen bir yılandan daha zehirli, bir insandan daha güçsüz, bir yılan kadar tehlikeli, bir insan kadar savunmasız ve çirkinsin.Bir yılan gibi sürünmeyi hakettin. Ölümsüzlüğün laneti senin ruhunu sarmalasın ve asla yakanı bırakmasın."
Vorikonun bu sözlerinden sonra Sifyorna İma nehrinin içine bir güçle çekildi. Ve Vorikon toz parçalarına ayrıldı. Efsaneye göre Sifyornanın lanetlendiğini sadece brellar canavarları görmüştür. Eğer bir brellar yakılıp asil kan taşıyan birisi tarafından İma nehrine atılırsa kraliçenin bulunacağına inanılır.
Moevay hiçbir şey anlamıştı. Vora'yı kolundan tutup götürmeye başladı. Birden sırtına Wki Ron atladı. Fısıldayarak:
-"Brellarların hepsi öldürüldü. Mulkenlar kraliçeyi nasıl bulacağımızı öğrendi. Bu artık imkansız."
Sırtından yere atladı ve zıplayarak uzaklaştı.
Vora soru dolu gözlerle Moevay'e baktı:
-"Brellar olmadan kraliçenin hanını bulamayız."
-"Biliyorum, o küçük hayvanlara bu kadar ihtiyacım olacağını hiç düşünmemiştim, başka bir yolu olmalı."
Vora iç çekti:
-"Bir yol daha var."

Suantra PocketmayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin