İki gün sonra ise işler kızışmaya başladı. Her şey Çapulcuların ve kızların gülüşerek yemek yediği zaman oldu. Şu Slytherinliler bir rahat vermeyecek miydi?
Lucius Malfoy -namı değer varis- , elinde eski bir gazete küpürüyle Büyük Salona girdi ve hemen Victorie'ların oraya yöneldi. Victorie ve arkadaşları birbirlerine saçma sapan şakalar yapıp gülüşüyorlardı. Arada öyle yüksek sesle bağırışlar oluyordu ki yan masalardan gelen kınayan bakışlar eksik olmuyordu. Lucius tabiki bunu bozmak için elinden geleni yapacaktı.
"Vay vay demek Dumbledore'un küçük kuklası da buradaymış!" dedi sanki saatlerdir onu aramıyormuş gibi.
Victorie böyle laflara karşı asla zehirli dilini geri tutmazdı. Alay ve laf sokma kraliçesine böyle bir şey söylecek ne kadar büyük yürek yemişti bu Malfoy merak etti. Victorie bu yaşına kadar hiçbir lafın altında kalmamıştı ve bundan sonra da kalmaya niyeti yoktu.
"Kukla demişken aklıma geldi, Malfoy'lar seni sırf ailenin adını kirletme diye bu yaşta evlendiriyor değil mi? Kim kukla olmuş merak ettim açıkçası. Yani ben kuklayı kendi kararlarını veremeyen, oynatılan bir varlık olarak biliyorum. Hatta biliyor musun aklıma direk sen geliyorsun. Ah tabi bir de korkak kelimesini unutmamak gerek." dedi rahat bir şekilde. Sonra yüzüne insanın kanını donduracak buz gibi bir gülümseme yerleştirdi.
Slytherin'lerin çoğu Victorie sevmezdi. Gryffindor olması yetmezmiş gibi melezdi ve Dumbledore'un biricik kızıydı. Victorie tam bir açık hedefti onlar için. Nefret etmeleri gereken her şey insan formunda toplanmıştı. Lakin Victorie bunlara gelemezdi. Kendini savunmayı, laflarıyla cinayet işlemeyi çok iyi bilirdi. O yüzden Slytherinliler bir süre sonra kıza bulaşmanın hayırlarına olmadığını fark etmiş ve durulmuştu. En azından şimdiye kadar.
Lucius'un duyduğu bu laflar üzerine bembeyaz yüzü morarmıştı. Victorie bunu görünce hemen devam etti. "Ooo hem de mor bir kukla!"
Lucius daha fazla dayanamadı. Ne haddineydi Victorie'ye bulaşmak? Sinirle elindeki gazete küpürünü Victorie'nin yüzüne attı. Victorie ise hafifçe gülerek gazeteyi havada yakaladı. Senerdir oynadığı Qudditch bu konuda çok işine yaramıştı. O bir kovalıyıcıydı. James ve kendisi Gryffindor'un bu yüzyılda gördüğü en iyi kovayıcılardan rahat ilk 10'a girerdi. Havada mükemmel bir şekilde süzülürken Quaffle'ları yakalamak kız için artık çocuk oyuncağıydı. Qudditch'i o kadar çok seviyordu ki baykuşunun adını bile Quaffle koymuştu. Kime söylese bu şaka malzemesi olurdu ama Victorie için alayların pek bir önemi yoktu.
Gazeteyi rahat bir şekilde elinde çevirdi. Meraklı bir kızdı Victorie. Biliyordu eğer şimdi okumasa rüyalarına girer hatta belki gece uyuyamazdı. Ayrıca gazetenin üzerinde babasının, Dumbledore'un, ismi geçiyordu.
Victorie duraksadı. Ona bu zamana kadar tezahürat eden Hogwarts öğrencileri de olayın ne yazık ki yatıştığını ve Victorie'nin daha fazla laf sokmasına gerek kalmadığını anlayıp önlerine döndüler.
Makale babası ve Birinci Büyücü Savaşı'nı çıkaran ve İkinci Dünya Savaşı'nı körükleyen kişi olan Grindelwald hakkındaydı. Yan yana çekilmiş samimi bir gençlik fotoğrafları da sayfayı süslüyordu. Victorie makaleyi okurken damağının kuruduğunu hissetti. Grindelwald hakkında çok şey duymuştu ve duyduğu şeyler tüylerini ürpertiyordu. Grindelwald'ın izlediği politika ona hep fazla acımasızca gelmişti. Böyle düşünen biriyle hiçbir yakınlığı olmadığı için hep rahat olmuştu. Ancak Victorie'de işine gelince karanlık yola başvurabilen bir kızdı. Her şeye rağmen Grindelwald politikası onun sınırlarını aşıyordu.
EN BİLGE BÜYÜCÜLERDEN DUMBLEDORE
VE ONUN KARANLIK BÜYÜCÜ
GRINDELWALD İLE OLAN GEÇMİŞİ
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secret Alliance: Harry Potter AU
Fanfiction"Sen hangi taraftansın?" İşte bu laftan sonra sarışın kız yandan sırıttı ve esmer olanla arasındaki köprüyü kuracak sözü söyledi. "Ben satrançta siyahla beyazı ayıran ama onlardan biri olmayan gri çizgiyim." Alışılagelmedik bir Potter hikayesi...